Demokratik Hukukçular Platformu: Cizre’de kimyasal silah kullanıldığı iddia ediliyor

Cizre’de incelemelerde bulunan avukat Nevroz Uysal, katliamlarda kimyasal kullanıldığı bilgisinin çok net olduğunu aktararak, yaşanan katliamın üstünün örtülmek istendiğini belirtti.

Cizre’de incelemelerde bulunan avukat Nevroz Uysal, katliamlarda kimyasal kullanıldığı bilgisinin çok net olduğunu aktararak, yaşanan katliamın üstünün örtülmek istendiğini belirtti. Uysal, Cizre’deki olay yeri incelemede görevli polislerin tamamının savcılık görevlendirmesi ile başka kentlere gönderildiğini de belirtti. 

Şırnak’ın Cizre ilçesinde uygulanan sokağa çıkma yasakları ve katliamların ardından ilçedeki hukukçular ve hasar tespit komisyonun çalışmaları sürüyor. 

Demokratik Hukukçular Platformu üyesi avukat Nevroz Uysal, Cizre’deki çalışmalara ilişkin ANF’ye konuştu. 

Uysal, Cizre’ye sokağa çıkma yasaklarının kalktığı ilk günden itibaren geldiklerini hatırlatarak, buraya gelme nedenlerinin, hukukçular olarak bir hak ihlali kavramı üzerinden olduğunu ama Cizre’deki manzarayı görünce her şeyin değiştiğini belirtti. Uysal, “Burada karşılaştığımız manzara hak ihlali, konut dokunulmazlığı ve kasten öldürmeyle açıklanamayacak bir durum. Tamamen savaş suçu üzerine kurgulanmış çok daha vahim, çok daha ciddi boyutlarda. Dışarıya yansıyanların katbekat üstünde bir durumun yaşandığını gördük burada. Bundan yaptığımız çalışmanın ana ekseni yaşananları hukuken bir dokümantasyona dönüştürmek. Burada özellikle 3 bodrumda yaşananlar tarihsel olarak Cizre’den intikam alma ve diğer il ve ilçelere örnekleme yaparak yapılan yönelimin insanlara korkuyla göstermektir diye konuştu. 

‘SAVAŞ SUÇU İŞLENMİŞ’

Uysal, Cizre’de yaptıkları inceleme sonucunda 2 bine yakın evin kullanılamayacak durumda olduğunu dile getirerek, Cizre’de mağduriyeti yaşayan ailelerin olayları biraz da kanıksamalarından herkesi tek tek dinlediklerini ifade ederek, şöyle devam etti: “Cizre’de kolluk tarafından yapılanları ele aldığınızda hepsinin iç hukukta bir karşılığı var. Ama yaşananlara ihlal olarak baktığımızda yine eksik kalıyor. Burada yönelim savaş suçu kapsamında değerlendirilmeli. Çünkü Kürt halkına topluca bir yönelim var. “

‘TOPLU BİR KATLİAM YAPILDI’

Sokağa çıkma yasağının ilan edildiği yerlerde kolluk güçlerinin yönelimlerinin katliama dönük olduğuna dikkat çeken Uysal, “Cizre burada ayrılıyor çünkü toplu yapılan bir katliam var. Bu katliam izlerinin silinmesi içinde devlet ince bir planda yapmış. Bizim hukukçular olarak amaçladığımız; burada katliamı ilişkin hukuk incelemeleri, keşif yapılması, örneklerin gerçek anlamda incelemeye gönderilmesi. Aslında bu belgeler savcılar tarafından toplanması gerekiyor ama hiç kimse bu konuda bir çalışma yürütmüyor. Hala cenazelerin eşleşmesi bitmemiş aileler var. Yasak süresi boyunca avukatların burada bir belgelendirme çalışması yapılmayıp, hukukçuların burada bulunmaması gibi sorunlar var. Çünkü yaşanan bazı hak ihlallerini hukuken kanıtlama durumlarımız var ama ne kadar kanıtlayabiliriz orası biraz sıkıntı” şeklinde ifade etti.

‘İÇ HUKUKTAN BEKLENTİMİZ YOK’

Cizre’deki katliamın hukuki boyutunun üstünün örtülmek istendiğini aktaran Uysal, savcının da açıkça bunu söylediğini belirterek, şunları aktardı: “Buradaki olay yeri incelemede çalışan tüm polisler savcılık görevlendirmesiyle başka yerlere gönderildi. Hukuken katliamın kılıfını oluşturacak görevlendirmeler yapılmış. Cizre’deki sokağa çıkma yasakları sürerken Anayasa Mahkemesi’ne yapılan tedbir başvurularındaki tavır, bu sonucun daha devam ediyorken böyle olacağının bir göstergesi. Maalesef Türkiye’deki iç hukuktan bir beklentimiz yok. Bu soruşturmaların üstünün karartılacağı ve bir sonuç getirmeyeceği o kadar belli ki bunu gizleme gereği bile duymuyorlar.”

‘KİMYASAL KULLANILDIĞI NET’

Bu soruşturmaları biraz daha dışarıdan gözlemleyecek uluslararası mekanizmaları kullanmaya çalıştıklarını belirten Uysal “Uluslararası mekanizmalarda şuana kadar cezalandırılan ülkeler çok nadir. Biz Birleşmiş Milletler üzerinden Türkiye nezdinde yeni bir ceza mahkemesi kurulabilir mi? Bunun üzerine çalışmaktayız. Devlet bunu çok iyi bildiği için tüm delilleri karartıp, katlettiği yerleri temizliyor. Kimyasal kullandığı binaları yıkarak molozları nehre atıyor. Bizim incelemelimizi nehir boyu olduğu için kabul etmiyor. Kimyasal kullanıldığı bilgisi çok net olmasına rağmen böyle bir iddia yokmuş gibi inceleme yapılıyor” dedi.