GÖRÜNTÜLÜ

‘Devlet, ‘savaşçı’, ‘dindar’ bir nesil yetiştirmek istiyor’

Eğitim Sen Amed 2. Şube Eşbaşkanı SalihaZorlu, “AKP devletinin bu tür politikalardan vazgeçerek bir an önce Diyanet İşleri Bakanlığı ile geçtiğimiz hafta düzenlediği protokolü tekrar gözden geçirilmeli" dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın okul çağındaki çocuklar için yayımladığı bültenin savaş mantığına hizmet ettiğini belirten Eğitim Sen Amed 2. Şube Eşbaşkanı Saliha Zorlu, “AKP devletinin bu tür politikalardan vazgeçerek bir an önce Diyanet İşleri Bakanlığı ile geçtiğimiz hafta düzenlediği protokolü tekrar gözden geçirerek laik, bilimsel, demokratik ve insan haklarını merkeze alan ana dilde eğitim koşullarını yaratması gerekir” dedi.

AKP devletinin Kürdistan’da yürüttüğü savaş ve asimilasyon konsepti dahilinde saldırıları devam ediyor. Aylardır Kuzey Kürdistan’da yürütülen yıkım ve talan siyaseti ile yetinmeyen AKP devleti bu sefer de eğitim kanalları yoluyla okul çağındaki çocuklara kirli savaş politikalarının kanlı neferleri olmaları adına sözde ‘şehitlik’ fikrini empoze ederek ‘savaşçı dindar’ bir nesil yetiştirmek için bültenler yayımlıyor.

AKP devletinin ‘şehitliğe’ özendiren bültenlerine tepki gösteren Eğitim Sen Amed 2. Şube Eşbaşkanı Saliha Zorlu, “Bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde ilkokul çağındaki çocuklar için Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından ‘şehit olmak istiyorum’ başlığı altında yayımlatılan bir bülten gündeme geldi. Bu bültende şehitliği özendirici diyalog ve çizimler yer alıyordu. Pedagog arkadaşlarla birlikte yayımlanan bu bülteni incelediğimizde şehitlik kavramını anlatan bu tarz diyalogların çocuk yaştaki bireylerle aktarılmasının söz konusu bireyler için yaşamın ileriki evrelerinde ölüm endeksli bir saplantıya dönüşebileceği kanısına vardık. Yine geçtiğimiz günlerde TRT’de savaştan kaçan Suriyeli küçük bir kız çocuğunun ‘canlı bomba olmak istedim’ tarzı söylemlerinin yer aldığı bir program yayınlamasını durumu var. Tüm bunları düşündüğümüz zaman devletin çocuklara ilişkin planlamalarının savaş politikaları ile şekillendiğini görüyoruz” dedi.

‘EĞİTİMDE DİNSELLEŞTİRME TOPLUMDA CİDDİ SORUNLARA NEDEN OLUR’

Yeni neslin savaş için ordu mantığı ile yetiştirildiğini vurgulayan Zorlu şunlara dikkat çekti: “Bu tür bültenler yayımlatan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın veya bu tür programlar yayınlayan TRT’nin yarın Ankara’da bir IŞİD’linin kendini patlatmasına ve çevresinde büyük katliama yol açmasına bu saatten sonra tepki gösteremeyeceğini düşünüyoruz çünkü IŞİD’in ve öteki bütün radikal dinci kesimlerin argümanlarında ‘şehitlik’ kavramı vardır. Çocuk yaştaki bir bireyin IŞİD’in ‘şehit’ kavaramı ile İslami bir kavram olan şehidi ayrıştırması mümkün değil. Düşünün çocuk televizyon izlerken ya da internette gezinirken intihar eylemi yaparak onlarca insanın yaşamını yitirmesine sebep olan bir IŞİD’linin kendisini ‘şehit’ olarak adlandırdığını görüyor. Sonra da diyanetin yayımlattığı bu bültende ‘şehit’ kavramını görüyor ve ikisini bağdaşlaştırıyor. Bundan birkaç yıl önce gerçekleştirilen Eğitim Şurası Toplantısında Eğitim Sen olarak Milli Eğitim Bakanlığı ile ciddi tartışmalar yaşadık. Bu tartışmaların temel sebebi olan eğitimde dinselleştirmenin çocuklar ve toplum üzerinde ciddi sorunlara sebep olacağını belirtmiştik.”

KAOSTAN ÇIKIŞ YOLU: LAİK EĞİTİM

“AKP hükümeti tarafından hızla referansları tamamen dinsel temeller olan bir eğitim sistemi içerisine sürükleniyoruz” diyen Zorlu, şunları söyledi: “4+4+4 sisteminin çocuk işçiliği, çocuk istismarı ve ‘çocuk gelin’ sorununu arttıracağını defalarca belirttik. Bugün bu sorunların su yüzüne çıkışını görüyoruz. Bunca soruna neden olan bu sistemin yarattığı bu kaostan tek çıkış yolu laik ve bilimsel eğitime geri dönmektir. AKP hükümetinin bu eğitim sistemi ile daha önce belirttiği gibi dindar bir neslin temellerini atmaya çalışıyor. Peki, AKP hükümetinin yaratmak istediği bu ‘dindar nesil’ TRT’de yayınlanan programdaki gibi kendini patlatmak isteyen çocuklardan mı yoksa ‘Ah ne güzel keşke şehit olsam’ diyen çocuklardan mı oluşuyor?”

DİNSEL KİMLİKLER SORGULANIYOR

Okullardaki sorunların çözülmesi için Eğitim Sen olarak Milli Eğitim Bakanlığı ve müdürlükleri de dahil her türlü kurum ile görüşmeleri sürdürdüklerini vurgulayan Zorlu, “Yayımlanan bu tarz bültenlerin en azından okullara gelmemesi ya da çocukların eline ulaşmasını engellemek adına çalışmalar yürütüyoruz. Gelinen aşamada özellikle okullarda sorunlar gittikçe büyüyor. Bu durum üyelerimizin anlattığı bir durum ile aldığımız bilgiler dahilinde bir örneklendirmek istiyorum; bölgedeki bazı okullarda ‘değerler eğitimi’ adı altında ‘Müslüman mısınız, ne kadar Müslümansınız, peki Müslüman sizce ne yapar?’ gibi sorularla çocukların dinsel kimliklerini sorgulatan ve ‘yeterli Müslüman ya da yetersiz Müslüman’ gibi kategorilere ayırarak çocukları birbirinden uzaklaştıran bir tutum empoze edilmeye çalışılıyor. Bu durum için de gerekli mevkilere müracaat ettik” şeklinde konuştu.

DİYANET İŞLERİ İLE YAPILAN PROTOKOL GÖZDEN GEÇİRİLMELİ

Bundan 20 yıl sonra intihar bombacısı olacak çocukları yetiştirmenin ne AKP’ye ne de topluma hiçbir faydasının olmayacağını hatırlatan Zorlu şöyle konuştu: “Bu toplum artık daha fazla savaş kaldıramaz. İlk fırsatta ve en yakın zamanda toplumun istemi doğrultusunda bu savaştan geri dönülecek. Yürüttükleri bu politikalardan kendileri de pişmanlık duyacaklar. Yaşananların ve yapılanların hepsi hukuki anlamda yargılamaya tabi tutulacak. O yüzden AKP devletinin bir an önce bu tür müdahale ve politikalardan vazgeçerek Diyanet İşleri Bakanlığı ile geçtiğimiz hafta düzenlediği protokolü tekrar gözden geçirmesi gerekiyor. Bu anlamda laik, bilimsel, demokratik ve insan haklarını merkeze alan ana dilde eğitim tüm dünyadaki insanların olduğu gibi bölgemizdeki insanların da en doğal hakkı. Bu hakkı gasp etmek kimseye fayda sağlamayacaktır.”