DTK, Ahmet Türk'ün gözaltına alınmasını kınadı

Ahmet Türk'ün gözaltına alınmasına tepki gösteren DTK, "Gözaltı ve tutuklama kampanyasının Ahmet Türk’e kadar uzanması, imha ve tasfiye politikalarının nerelere taşınacağı konusunda önemli bir işaret" dedi.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk'ün gözaltına alınmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
AKP'nin siyasi soykırım uygulamalarına devam ettiğine dikkat çekilen açıklamada, "Genelde Türkiye'de ve özelde Kürdistan'da  AKP, CHP ve MHP'nin ittifakıyla faşizmin kurumlaşmış biçimiyle karşı karşıya olduğumuzu her sabah uyandığımızda bir kez daha görüyoruz ve yaşıyoruz. Türkiye'de ve Kürdistan'da faşizme karşı direnen tüm kesimler, kurumlar, basın ve şahsiyetlere karşı gözaltı, tutulama, yok sayma, kayyum ve el koyma yöntemiyle faşizmin kurumsallaştırılması meşrulaştırılmıştır" denildi.

'İMHA VE TASFİYENİN BOYUTUNA DÖNÜK ÖNEMLİ İŞARET'

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
"Çökertme ve soykırım politikalarının devamı olan, siyasetçilere, belediye eş başkanlarına, meclis üyelerine, kurum ve yöneticilerine  yönelik ev baskınları, gözaltı ve tutuklama furyası Dersim ve Siirt'ten sonra Mardin  Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk ve Artuklu Belediyesi Eş Başkanı Emin Irmak’ın gözaltına alınmasıyla derinleştirilmiştir. Sayın Ahmet Türk’ün halklarımızın barışı ve kardeşliği için büyük mücadeleler vermesinin bütün ulusal ve uluslararası kamuoyu tarafından takdirle karşılandığı aşikardır. Ayrıca Ahmet Türk’ün Kürt halkı ve Ortadoğu halkları nezdinde önemli bir şahsiyet olduğu bilinmektedir. Gözaltı ve tutuklama kampanyasının Sayın Ahmet Türk’e kadar uzanması AKP hükümeti ve devletin imha ve tasfiye politikalarının nerelere taşınacağı konusunda önemli bir işarettir."

'HALKIMIZ KAZANACAK GÜÇ VE YETENEKTE'

DTK, gözaltı ve tutuklamaları şiddetle kınadığını belirtirken, şunları da kaydetti: 

"Halkımız, bu işgal ve tasfiye politikalarına karşı direnerek kazanacak güç ve yeteneğe sahiptir. 
Tüm bu saldırılara karşı; uluslararası kurum ve kuruluşları, halkımızı, sivil toplum örgütlerini, kadınları, gençleri birlikte mücadele etmeye çağırır ve bu saldırılar karşısında sessiz kalındıkça her kesime sıra geleceğini bir kez daha vurgulamak isteriz."