FEDA: Devletin Maraş’taki yeni oyun ve tuzakları boşa çıkarılmalıdır

FEDA, “Alevi Kızılbaşlar ve Reya Heq inanç toplulukları bu AKP’nin Maraş’ta yeni oyun ve tuzaklarını boşa çıkarmaya ve her yerde direnmeye ve sokaklara çıkıp bu zihniyeti teşhir ve durdurmak için harekete geçmelerini için çağrı yapıyoruz” dedi.

FEDA, “Alevi Kızılbaşlar ve Reya Heq inanç toplulukları bu AKP’nin Maraş’ta yeni oyun ve tuzaklarını boşa çıkarmaya ve her yerde direnmeye ve sokaklara çıkıp bu zihniyeti teşhir ve durdurmak için harekete geçmelerini için çağrı yapıyoruz” dedi.

Yazılı bir açıklama yapan Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) Türkiye Cumhuriyeti tarihinin, halkları, inanç topluluklarını katletme, göçertme, asimilasyon tarihi olduğunu belirtti. Bu zihniyetin farklı koşullarda ve zamanlarda sürekli kendisini değişik iktidar ve araçlarla sürerek, devam ettiğini kaydeden FEDA, “Dersim, Maraş, Koçgiri, Sivas, Gazi ve birçok Kürt Alevi Kızılbaş inanç topluluklarına dönük katliama imza atmış ve bir katletme cumhuriyetidir.

Bu cumhuriyet adeta halkları ve inançları öldürmek için kurulmuş ve inşa edilmiş toplum kırımı üzerinde kendi ‘bekasını’ ve varlığını kurgulamış ve bugünde aynısı devam etmektedir. Türkiye soykırım yapma cumhuriyetidir. Başta Ermeni, Yahudi, Kürt, Alevi inanç halk topluluklarına dönük jenosit, tedip, tenkil ile halkları katlederek, göçertme, teslim alma, asimilasyon ile tüm araç ve politikaları uygulamak için askeri, ekonomik, psikolojik, ideolojik araçları sürekli kullanarak halkların üzerinde bu vahşi ve barbar uygulamalarında ısrar etmiştir. Bu cumhuriyetin zihniyeti, ittihat terakkinin ve Türk İslam faşizmin zihniyetidir. Bu zihniyet bu gün en kanlı en kültürel soykırım biçimiyle, Kürt halkına dönük yapılanıdır” dedi.

Hiçbir insani ve hukuki, evrensel insan hakkını tanımayarak, Kürt halkına savaş açtığı, köylerini, tarihi kentlerini yıkarak, insanlık suçu işlediğini kaydeden FEDA açıklamasında şunlara yer verdi: “Bunu yapan ‘Kendine Müslüman, kendine İslam, kendine demokrasi ve adalet’ deyip, başka halkları yok sayan her türlü şiddet ve insanlık dışı savaş yürüten AKP ve Erdoğan faşizmidir. Bu Türkiye Cumhuriyeti’nin hiç de değişmeyen, sürekli katletme ve öldürme üzerinde kurulmuş bugünde bunu AKP ve Erdoğan ile devam ederek, tarihin tekrardan tekerrür ettiği zamanlarla karşı karşıya halklar ve inançlar. Şu çok açık ki AKP’nin ve Erdoğan’ın ‘fıtratında’ faşizm ve barbarlık vardır. Bu zihniyetin doğasında, mezhepçi, Sünni, şeriatçı, gerici Türk İslam faşizmin tüm ideolojik, kodları egemen olmuş durumda. Kürt düşmanı, Alevi düşmanı, Ermeni, ne kadar direnen kendisine biat etmeyen topluluklar varsa hepsine karşı düşmanlık yapmaktadır. Bu düşmanlığı 1978’ de Maraş’ta, Kürt Alevilere dönük yapılan katletme ve göçertme politikası bugün’ de aynısı tekrardan, Sünni İslamcı, mezhepçi politikayı tekrardan devreye sokmaktadır. Maraş Alevi Kürt köylerine dönük Suriye ‘mülteci kampı’ adı altında yapılmak istenen kalan Kürt Alevi, Kızılbaşları köylerinden ve meralarından koparıp sürgüne, göndermek için tehdit ediyor. Maraş Alevi Kürt inanç toplulukları bu oyuna ve zulme karşı tavır almanın bir hak olduğunu bilen bir toplum. Maraş Alevi halkı istemedikten sonra kimse onları ne köyünden nede başka birileri zorla köylerinde ve meralarını işgal edemeyecektir.

Oranın asli ve yerli halkı Alevi Kürt inanç topluluklarıdır. Maraş, Maraş halkınındır. ‘Mülteci adı altında’ yerleştirmek istedikleri, bizzat AKP’nin eliyle DAİŞ, El Nusra vb. halklar ve inançlar düşmanı bu gibi çetelerin üslerini kurarak, halkları ve inançlar arasında çatışma ve yeni katliamlar yaratma planıdır. Bunu da AKP yapmaktadır. AKP, eşittir DAİŞ ve El Nusra demektir. Bir kez daha Demokratik Alevi Federasyonu FEDA olarak Tüm Alevi Kızılbaşlara çağrı yapıyoruz. Tüm Alevi Kızılbaşlar ve Reya Heq inanç toplulukları bu AKP’nin Maraş’ta yeni oyun ve tuzaklarını boşa çıkarmaya ve her yerde direnmeye ve sokaklara çıkıp bu zihniyeti teşhir ve durdurmak için harekete geçmelerini için çağrı yapıyoruz.

Tüm demokrasi ve ezilen haklar, inançlar Maraş Kürt, Alevi, Kızılbaşlara dönük yapılanın kendilerine de yapılır inancıyla seslerini yükseltmelerini ve tavır almalıdır.”