Rojava devriminin ateşi, ışığıyla nice yürekleri ülke topraklarına olan sevgisiyle ısıttı, sistem yaşamının yalanlarıyla karartılan nice gözleri açtı. 2016 yılında Ferha Hacî (Agirî Azadî) de bu ateşin ışığını fark eder ve hemen yönünü o tarafa çevirir. Ateşe yaklaştıkça sanki aynaya bakıyormuşçasına duygularının doyuma ulaştığını görür. Rêber Apo'nun adını duyunca bu ateşe doğru yürüme isteği daha da artar ve adımlarını hızlandırır. Ateşe yaklaştıkça egemen sistemin insanın içine yerleştirdiği sahte yaşam hücrelerinin çözüldüğünü hisseder. Önder Apo'nun düşüncelerine dair henüz derin bir bilgiye sahip olmasa da içinde onu Önderliğin yaşamına doğru iten bir güç vardır, kalbinden ve ruhundan bir ses gelir; "Doğru yol bu ismin peşinden gitmektir." Manevi gücünü devrim ateşinden alan Ferha, mücadele atım atar atmaz kendisine Agirî Azadî adını verir.

Rêbar Apo'nun fikirlerine olan sevgisi her geçen gün daha da artıyordu. Savunmaların sayfalarını büyük bir merakla çevirerek kelime kelime, cümle cümle büyük bir merakla okuyup doğru anlamaya çalışıyordu. Bu kitapları doğru anlamak, iyi anlamak ve yaşamının her alanına aktarabilmek için büyük bir çaba sarf ediyordu. Kuşkusuz bu çabaların meyvelerini alıyordu. PKK'de ne kadar değiştiğini, geliştiğini görebiliyordu ama bu büyük hedefleri olan bir kadına yetmiyordu. Bu nedenle özgür kadın kişiliğine ulaşma hedefini her zaman ön planda olmuştur. Gerilla Agirî’nin her on parmağında on marifet vardı, bazen bir şair olup savaşın ve gerilla yaşamının güzelliğini dile getirdi, bazen bir ressam olup yoldaşlarının yaşamından, Kurdistan'ın doğasından, bazen de hayal dünyasından en güzel tabloları çizdi. Ve tarihe değerli bir miras, görsel bir belge bıraktı. Her çalışmada fedakarca yer alması, mütevaziliği ve duruşu sanatçı ruhuyla birleşerek tüm yoldaşlarının yüreğinde yer edindi.

HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİREREK SERHAT BÖLGESİNDE SAVAŞTI

Apocu çizgisinin devrimcisi Agirî Azadî, Türk devletinin Kürt halkına yönelik soykırım saldırılarına karşı savaşmak için 2019 yılında Bakûrê Kurdistan’a gitme önerisinde bulunur. Bakûr’a gitmeden önce ideolojik ve askeri eğitim alır. Rojavalı bir kadın olarak özgürlük yolunda yürümek ve en zor şartlarda halkı için mücadele etmek gerilla Agirî için en büyük mutluluk kaynağıydı. Bu nedenle neredeyse bir yıl boyunca gruplarda kalıyor, günlerini ve gecelerini Serhat’ın doğasını hayal ederek, Serhat halkının kültürü ve coğrafyasını tartışarak geçiriyor. Kendisini düşmana karşı çatışmalarda ve eylemlerde hayal ediyor. Her seferinde işgalcilere ağır darbeler vurarak büyük bir zaferle düşmanın hayallerine son vereceği günleri düşünüyordu.

İddia ve kararlılık düzeyini daha da büyüten gerilla Agirî, eğitimini başarılı bir şekilde tamamladıktan sonra büyük bir coşkuyla Bakurê Kurdistan’a doğru yol alır. Sürekli, kendi kendine “Bu bir rüya değil, bu gerçek, Bakûr grubu içinde yer alıyorum” der. Heval Agirî Serhat grubuna düşer, her ne kadar bu bölgeyi daha önce görmemiş olsa da, Serhat coğrafyasının zorlukları olsa da Agirî Azadî için bunların bir önemi yoktu. Adını aldığı Agirî’de Gilîdax çevresinde gerillacılık yapan gerilla Agirî Azadî, güçlü yoldaşlığı, eylemci, mütevazı ve olgun kişiliği ile birlikte mücadele ettiği tüm yoldaşlarının saygısını kazandı. Resim çizme konusunda yetenekli olan şehit Agirî, Serhat’ta bulunduğu süreçlerde birlikte yaşadığı, mücadele ettiği tüm yoldaşlarını önce yüreğine, sonra da kağıdına nakşederek onları ölümsüzleştirdi.

Kaybettiği her yoldaşının acısını intikam gerekçesi yapan gerilla Agirî, düşmana karşı büyük bir kin ve öfke besliyordu. Bundan dolayı parmakları sürekli tetikteydi. Yüreğinin sesini dinleyerek özgürlük yolunda yürüyen gerilla Agirî, Rojava’dan Garê’ye, Garê’den aylarca Serhat’a uzanan bir yolculuk yaptı. Her adımında ve her anında güzel ahlaklı ve özgür bir yaşam kurma hedefiyle yürüdü. Gerilla Agirî, 5 Ekim 2023 günü yoldaşları Serxwebûn Rêvan (Suat Özel) ve Harun Cûdî (Mecîd Delayîmîlan) birlikte Gilîdax’a bağlı Kirê Halaç bölgesinde gerçekleşen düşman saldırısında şehit düştü. Agirî yoldaş bu savaşı kazandı çünkü rejime boyun eğen bir köle olmayı kabul etmedi. O, halkının ve ülkesinin emekçisi, fedaisi, savaşçısı, direnişçisi ve kahramanı oldu.