İki kardeşinde Cizre'de toprağa verilmesine izin vermediler

Cizre’de keskin nişancılar tarafından vurularak katledilen 17 yaşındaki Nihat Sömer su almaya çıkmıştı...

Cizre’de keskin nişancılar tarafından vurularak katledilen 17 yaşındaki Nihat Sömer su almaya çıkmıştı. Vurulmasının ardından yaralı bedenini almak isteyen ağabeyi Halil Sömer de aynı yerde vurularak katledildi. Üst üste vurulan iki kardeşin cenazelerinin Cizre toprakları ile buluşması dahi engellenirken, otopsi raporları ailelerine verilmeyerek, her iki kardeşi katleden kurşunlar da devlet güçleri tarafından kaçırıldı. Kardeşlerden Nihat daha çocuk iken, 6 çocuk babası Halil’in eşi Hayat Sömer, kaynı ve eşinin katledilmesinin ardından “Beni katletselerde bile benim çocuklarım bu mücadeleye devam edecek” şeklindeki sözleri mücadelelerine bağlılık sözü veriyor. 
 
Şırnak’ın Cizre ilçesinde Kürt halkının özyönetim iradesini kırmak amacıyla devlet tarafından devreye konulan soykırım saldırılarında devlet güçleri genç, yaşlı, kadın ve çocuk demeden topyekun Kürt halkına dönük katliam girişiminde bulundu. AKP rejim güçlerinin soykırım girişimi sırasında Kürt halkına toplar ve tankların yanı sıra insanlık dışı uygulamalarla katliamlar gerçekleştirirken, 17 yaşındaki Nihat Sömer ve 45 yaşındaki Halil Sömer kardeşlerin keskin nişancılar tarafından katledilmesi soykırım girişiminin yüzlerce örneklerinden biri olarak karşımızda duruyor. 

Sıkıyönetim saldırılarının 14 Aralık tarihinde başlamasının ardından başlayan soykırım girişiminin 18’inci gününde Dağkapı Mahallesi’ndeki evlerinde su bittiği için dışarıya çıkan Nihat Sömer keskin nişancılar tarafından vuruldu. Silah sesleri ve komşularının yükselen feryatları arasında evden fırlayarak kardeşinin yaralı bedenini yerden kaldırmak isteyen Halil Sömer'de aynı keskin nişancıların hedefi oldu. Cizre Devlet Hastanesi’ne konuşlandırılan keskin nişancılar tarafından vurulan Sömer kardeşler yerde yatarken, onları kurtarmak isteyen mahalle halkı da Şahin Tepesi’ne konuşlandırılan kobra tipi zırhlı araçlarla kurşun yağmuruna tutuldu. Sömer kardeşler vuruldukları yerde de onlarca kurşunun hedefi olmaya devam etti. Halkın ambulans çağırmaları üzerine ambulanslara da izin vermeyen rejim güçleri Cizre Belediyesi’ne ait ambulansların da Sömer kardeşleri almasına saatler sonra izin verdi. Ancak bu saatten sonra rejim güçleri tarafından karargaha çevrilen Cizre Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Sömer kardeşler için yapılabilecek bir şey kalmamıştı.
 
Sömer kardeşler yaşamlarını yitirmesinin ardından Cizre Devlet Hastanesi’nden otopsi işlemleri için Şırnak Devlet Hastanesine kaldırılırken, otopsi işlemleri de devlet güçleri tarafından yapıldıktan sonra, bu raporda iki kardeşin ailesine verilmedi. Şırnak Devlet Hastanesi Morgu’nda bekletilen cenazeler için devletin ATK kanununda yaptığı son değişiklik gerekçe gösterilerek cenazelerin ailesi tarafından alınması istendi. Ancak Cizre’de devam eden sıkıyönetim saldırıları nedeniyle Sömer kardeşlerin Cizre’de defnedilmesine izin verilmeyip, Sömer ailesi cenazelerini Cizre Belediyesi’ne ait soğuk hava deposuna kaldırmak zorunda kaldı. Daha sonra soğuk hava deposunda bekletilmelerine izin verilmeyip, defin edilmesi yönünde aile tehdit edildi. Rejim güçlerinin cenazelerini kaçıracağı endişesi ile aile, çocuklarının cenazelerini Cizre’de aynı günlerde katledilen dayılarının oğlu Lütfü Aksu ile birlikte İdil’in Hespıstê (Yarbaşı) Köyü’nde son yolculuğuna uğurladı.
 
Kardeşlerden Nihat, 10 çocuklu Sömer ailesinin en küçüğü iken, Orman Müdürlüğü bünyesinde taşeron işçi olarak çalışıyordu. Halil ise, ailenin ikinci çocuğu ve TIR şoförüydü. Halil ve Nihat kardeşler, birbirleri ile kardeş olmanın yanı sıra hem arkadaş hemde yoldaştı. Nihat henüz 17 yaşında bir çocuk iken, Halil ise, Berfin (17), Gülsüm (16), Yağmur (14), Delil (11), Dildar (8) ve Nıştıman'ın (3) babasıydı.
 
Kardeşlerden İlhan Sömer, kardeşlerinin tek suçunun evlerini, sokaklarını terk etmemek olduğuna dikkat çekerken, kardeşlerinin katledilmesinin ardından hem hastanede hem de Şırnak’ta rejim güçleri tarafından darp edildiğini dile getirdi. Kardeşlerinin otopsisi sırasında yetkililere "kardeşlerim kim tarafından vuruldu" sorusunu sorması üzerine rejim güçlerince darp edilip, sonrasında kardeşlerinin vucudundan kurşun çıkmadığının söylendiğini dile getirdi. İlhan Sömer, devletin otopsi işlemleri sırasında kardeşlerinin vücutlarındaki mermilerin çıkarılarak, delillerin kaybedildiğini söyledi.

Halil Sömer’in eşi Hayat Sömer de, 6 çocuğunun yetim kaldığına vurgu yaparak, eşinden geriye anılarla dolu evlerinin kaldığını söyledi. Evine sessizlik çöktüğünü dile getiren Hayat Sömer, şöyle konuştu: “Çocuklarım her yerde babalarını arıyor. Sessiz ve soğuk duvarlarla bıraktılar bizi. Allah hakkımız onlarda bırakmasın.”
 
AKP hükümetinin hendek ve barikatları bahane ederek Kürt halkına dönük katliamlarını devreye koyduğunu ifade eden Hayat Sömer, “O gün eşim ya da kayınbiraderim fark etmez. Kim olursa olsun vuracaklardı. Çünkü kim olursa olsun öldürmeyi hedefliyorlardı” diye konuştu. Kürt halkının katliamlarla yenilemeyeceğine dikkat çeken Hayat Sömer, “Beni katletse bile benim çocuklarım bu mücadeleye devam edecek” vurgusu yaptı.