MHD üyesi Avukat Serhat Karaşin, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride karşı bütün halkların Amara kutlamasına katılması gerektiğini vurguladı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın doğum günü olan 4 Nisan kutlamalarını Türk devleti tarafından yasaklanmasının hukuk dışı bir karar olduğunu söyleyen Mezopotamya Hukukçular Derneği (MHD) Üyesi Avukat Serhat Karaşin, “Sayın Öcalan’ın bu denli bir tecrit koşulları altında bulunmasına dönük bir hassasiyetin olduğu süreçte 4 Nisanı kutlamak isteyen kişilerin önüne ciddi bir engel teşhir edildi” dedi.

‘4 NİSAN’IN FARKLI BİR ANLAMI VAR’

“4 Nisan Sayın Abdullah Öcalan’ın doğum gününe ilişkin Urfa Valiliği, Urfa genelini kapsayan bütün gösteri ve yürüyüşlerin engellenmesine dönük bir karar aldı” diyen Karaşin şunları belirtti: “Adeta festival havasında geçen bu etkinliğin yasaklanması kamuoyunda bilgimiz olduğu üzere bütün Urfa halkının düşünce ve ifade özgürlüğünü engelleyen ve Sayın Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın doğum gününü kutlamak isteyen geniş kesimlere ve kitlelere her yıl hiçbir sorun yaşamadan kutladıkları etkinliği yasaklamaları elbette hukuki dayanaktan yoksul. Urfa Valiliğin bu kadar genel kapsamlı bir karar alarak Sayın Abdullah Öcalan’ın doğum gününü kutlamak isteyen kitlelerin özgürlükleri ellerinden alınması tek taraflı hukuk dışı bir karardır. Özellikle bu sene 4 Nisan’ın farklı bir anlamı var. Sayın Abdullah Öcalan’ın içinde bulunduğu ağır tecrit koşulları gerek Türkiye toplumunda gerek Kürt halkında ciddi bir hassasiyet uyandırdı. Kendisinin bulunduğu bu zor şartlar altında olmasına rağmen her zaman barışa dair düşüncelerini ve projelerini geliştiren biri. Sayın Öcalan’ın bu denli bir tecrit koşulları altında bulunmasına dönük bir hassasiyetin olduğu süreçte 4 Nisan’ı kutlamak isteyen kişilerin önüne ciddi bir engel teşhir edildi. Bu uygulanan ağır tecrit koşulları sadece Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki varlığına dönük bir tecrit değil. Düşünsel anlamda Kürt halkıyla aralarındaki bağlantıyı koparmaya dönük bir tecridin uygulandığı aşikar.”

‘İKTİDARIN KÜRT HALKINA KARŞI SAVAŞI TERCİH ETTİĞİ BİR DÖNEMİ YAŞIYORUZ’

İktidarın Kürt halkına karşı savaşı tercih ettiği bir dönem yaşandığını söyleyen Karaşin, “Türkiye Cumhuriyeti tarihinde eşi benzeri rastlanılmamış halka dönük kolluk birimlerinin yaptığı ciddi saldırıların, hak ihlallerin yaşandığı bir dönemi geçirmekteyiz. 4 Nisan Amara kutlamanın önündeki engelli iyi yorumlamak lazım. Burada iktidar Kürt halkına, geçen seneler hiçbir sorun yaşanmadan kutlanan doğum gününü bu sene yasaklayarak kendi mesajını vermekte. Kürt halkından Sayın Abdullah Öcalan’ın doğum gününü kutlamasını bile elinden alan bir keyfi tutumla karşı karşıyayız. Her şeye rağmen Kürt halkı barıştan yana, barışı dillendirmekte. İktidarın keyfine karşı her zeminde her platformda barış ifade eden bir tutum sergilemekte.
Bize göre Amara kutlaması barışı ifade eden bir kutlamadır. Sayın Öcalan’ın şahsına Kürt halkının barış taleplerinin ortaya koyduğu bir kutlamadır. Bunu bir doğum günü olarak yorumlamamak lazım hak ve özgürlük taleplerinin dile getirdiği bir etkinlik olarak görmek gerek. İktidar bunu açıkçası marjinalize ederek farklı bir noktaya çekmeye çalışıyor. Biz bulunduğumuz ağır savaş koşulları içerisinde Amara’da bulunmanın çok önemli bir mesaj içerdiğini altını çizmek istiyorum. Amara’da bulunmak ve oradaki kitlesel katılımın içerisinde yer almak, iktidarın yürüttüğü savaşa karşı açık bir mesajdır. Ben kendi adıma bu barış talebini dile getirecek en doğru zeminin Amara’daki kutlama olduğuna inanıyorum. Bütün geniş halk kitlelerin, kesimlerin, Kürt halkının o kutlamada yer alarak hak ve özgürlük taleplerini dile getirmeleri gerekir” diye konuştu.

‘AMARA KUTLAMASINA SAHİP ÇIKILMALI’

Öcalan’ın bu coğrafyada barışın inşası için her türlü koşulu zorlayan ve çözümleri üreten bir konumda olduğunu vurgulayan Karaşin şunları söyledi: “Şu an Sayın Öcalan ne avukatlarıyla ne ailesiyle görüşebiliyor ve Amara’daki kutlamada bu tecrit koşullarına karşı cevap olacaktır. Bütün halk kesimlerini Amara kutlamasında yer alması gerekmekte. Nasıl Newroz’a sahip çıkıldıysa Amara kutlamasına da aynı şekilde sahip çıkılmalı.”