Kürdistan’da Barış Ve Birlik Konferansı'nın sonuç bildirgesi

Hewler’de düzenlenen Kürdistan’da Barış ve Birlik Konferansı'nın sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede 'birlik' ve 'yeni süreç' çağrıları yapıldı.

PENa Kurd öncülüğünde, Kürdistan Parlementerler Birliği (KPU) ve İçsel Barış Hareketi'nin (BAN) organizasyonu ve katılımıyla 22 Nisan'da Güney Kürdistan'ın başkenti Hewler'de, Kürdistan'da Barış ve Birlik Konferansı düzenlendi. KPU'dan Parlamenter Nimet Abdullah, Dr. Qadir Qişuri ve PENa Kurd'den Osman Özçelik'in konuşmalarıyla açılışı yapılan konferansın iki ayrı oturumu oldu.

İki gün süren ve Kürdistan'ın dört bölgesinden, aralarında Dr. Cebar Qadir, Helim Yusiv ve Kakşar Oremar gibi isimlerin panelist olarak bulunduğu Kürdistan'da Barış ve Birlik Konferansı'na akademisyen, parlementer, yazar ve gazetecilerden oluşan çok sayıda delegasyon da katıldı. Moderatör, panelist ve delegeler arasında verimli diyalogların gerçekleştiği konferansta Kürdistan'ın 100 yıldır süregelen sorunlarına ve günümüzde dış güçler tarafından sürüklenmeye çalışılan durumun realitesi soru-cevap şeklinde tartışıldı. 

'BİRLİK OLMAZSA KAZANIMLAR TEHLİKEDE'

Kürdistan'da Barış ve Birlik Konferansı'nın sonuç bildirgesi şu şekilde:

"1. Kürt halkının mücadele ile geçirdiği son 100 yıl içerisinde şu gerçekliği ortaya çıkarmıştır ki, Kurdistani bir barış ve birlik gerçekleşmediği müddetçe, Kürt halkının kendi amaçlarına ulaşması zorlaşacaktır. Bu gidişatla Ortadoğu'nun önemli rolü olan biz Kürtler, imkanlarımızı kazanca çevirmemiz konusunda da tartışmalıyız. Bu tartışmanın değerlendirilmesinin yanı sıra, bilinmelidir ki içsel bir barışın eksikliği, günümüze kadar gelen mevcut kazanımların da tehlikeye sürüklenmesine neden olabilir.

2. Kürdistan'ın dört bölgesinin kurum ve örgütlerlerinden temsilcilerin katıldığı delegasyonun talebi, Kürdistan'nın dört bir yanının diyalog yolu ile sorunların tartışılıp, çözüme ulaştırılmasıdır.

3. Bu konferansın oluşumu, hiç bir koşul ve şart gözetmeksizin kardeş kanı dökmeyi doğru bulmuyor ve kabul etmiyor.        

4. Kürdistan'ın aydınlarının görevi, iç barış ve birliği kabul edip, prensip olarak bütün yaşam alanlarına bunu aşılatmayı amaç edinmiştir. İnanıyoruz ki bütün aydınların dayanışmasıyla, barışın duygu ve düşüncesinin tohumlarını ekmesinde ve kültürler arasındaki kabul görmesi açısından önemli bir rol üstleneceklerdir.     5. Konferans oluşumunun diğer bir talebi de şudur ki; Kürt basınının bu çağrımızla beraber, bütün şart ve koşullarda hassas bir sorumlulukla hareket etmeleri, siyasal ve toplumsal parti ve oluşumların arasında sorun oluşturabilecek hiçbir kaideye neden olmamalarıdır. 

6. Buna inanıyoruz ki, barış ve güvenlik çerçevesinde Kürt sorunu çözülmeden, Ortadoğu'da hak ve kazanımlar mümkün olmayacaktır. 

7. Kürdistan'ın dört bölgesindeki bütün Kürt halkının çıkarları doğrultusunda çözüm üretmek esas temel olarak seçilmeli ve kabul edilmelidir. Bu konuda bütün sorumluluk başlıca parti ve liderlerinin omuzlarına düşüyor ve çözümün kilidi avuçlarındadır.

'YENİ BİR SÜRECE GİRİLMELİ'

8. DAİŞ gibi barbar bir soysuzlar çetesinin Kürdistan'a ve özellikle Kürt Êzidî halkına katliam yapma girişimlerine, gerilla mücadelesine, Kürt savaşçı ve peşmergelerine yapılan saldırılara karşı savaşmak ve mücadele vermek önemli bir sebeptir ki yeni bir sürece girilmelidir. Bu süreç bir an önce hayata geçirilmelidir ki Kürt halkının mevcut presjtiji dünya genelinde daha da büyük hale getirilmelidir. Bu da yine siyasi partilerin ortaklaşa bir müzakere ile hareket etmesi ve girişmesi ile mümkün görünüyor ve olacaktır.   

9. İçsel barış, devam edilmesi gereken bir süreçtir ve güncel bir çalışma olarak ta görülmelidir ki eğitim sistemine, Sivil Toplum Orgütleri (STK), medya ve diğer sosyal ve toplumsal oluşum ve merkezlerine tesir edilebilinsin. Bu sonuçla, bu arz edilen sürecin takip edilmesi ve hayata geçirilmesi için bir komite oluşturulacak, alınan sonuçları eylem ve çalışmalarında devam ettirecektir."