'Televizyonlarımızı koruyacağız'

Avrupa’da yayın yapan Kürt televizyonları Stêrk Tv, Ronahi Tv ve News Channel kapatılmak isteniliyor.

Televizyon yetkilileri ise, "Kürt halkına yönelik baskı ve katliamların haberlerini verdiğimiz için kapatılmak isteniyoruz” diyerek, Avrupa şirketlerinin Türkiye ile işbirliğine tepki gösterdi.

Belçika’nın Başkenti Brüksel’e yakın Denderleeuw kasabasında bulunan Kürt televizyonları Stêrk, Ronahi ve News Channel, Eutelsat şirketi tarafından kapatılmak isteniyor. Eutelsat’ın gerekçesiyse Türkiye’nin Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun Kürt televizyonlarına yönelik gülünç şikâyetleri...

Kürt televizyonlarının kapanması yeni değil. Aynı Eutelsat, Türkiye’nin isteği üzerine geçtiğimiz yılın sonunda benzer gerekçelerle Med Nuçe’yi kapatmıştı. Ancak kapatma öyküsü bununla sınırlı değil. Çok daha eskilere dayanıyor. 1995 yılında uydu üzerinden yayın hayatına başlayan ilk Kürt televizyonu olan MED TV de baskılara uğramış, ardından kapatılmıştı. Sırayla Medya, Roj, Nuçe gibi Kürt televizyonları baskılarla karşı karşıya kalmış ve kapatılarak, Kürtlerin haber alma özgürlükleri ellerinden alınmak istendi. Bu durum, 22 yıldır aralıksız devam ediyor. Bugün de Stêrk Tv, Ronahî Tv ve News Channel TV'nin, hukuksal ve yasal bir dayanağı olmadan benzer gerekçelerle sesi kesilmek isteniyor.

Kürtler, bu durumu AKP’nin kendilerine yönelik topyekûn bir saldırının parçası olarak yorumluyor. Stêrk TV programcılarından Gülistan İke, Ronahi TV adına Bunyad Cizirî ve Stêrk TV sunucularından Gazeteci Rêşad Sorgul da, "Kürt halkına yönelik saldırı ve katliamların haberlerini verdiğimiz için saldırıya uğruyoruz. Avrupa şirketleri de bunun işbirliğini yapıyor” diyerek, Kürt halkının haber alma özgürlüğünü koruyacaklarını vurguladı.

‘EUTELSAT TÜRKİYE İLE İŞBİRLİĞİ İÇİNDE’

Gülistan İke, Eutelsat şirketinin verdiği kararın siyasi olduğunu belirterek, bunun Türk devletiyle işbirliği içerisinde alındığını söyledi. İke, geçtiğimiz yılın Eylül ayında Med Nuçe'ye yönelik alınan kararı hatırlatarak, şunları söyledi: "Med Nuçe ve Newroz televizyon kanallarının lisansı olmasına rağmen hukuksuz bir şekilde yayınları durduruldu. Eutelsat şirketinin Türkiye ile işbirliği devam ediyor. Şimdi de Stêrk, Ronahi ve News Channel televizyonları benzer bir kararla kapatılmak isteniliyor. Bu karar siyasidir, arkasında Türk devleti var. Türk devletinin Rojava, Güney ve Kuzey Kürdistan’a yönelik saldırıları uluslararası alanda da sürüyor.”

‘STERK TV KÜRTLERİN ULUSAL KANALIDIR’

Stêrk TV’nin Kürtlerin ulusal kanalı olduğunu dile getiren İke, kültür, sosyal, siyasi, diplomasi olmak üzere Kürtleri ilgilendiren gelişmeleri aktardıklarını hatırlattı. Televizyon olarak uluslararası yayın ilkelerini esas aldıklarını kaydeden İke, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bizi hedefe koyan tek bir şey var, o da Türk devletinin Kürt halkına yönelik faşist uygulamalarına karşı yaptığımız yayınlardır. Bugün büyük bir zulüm uygulanıyor. Biz bunlara karşı hakikat izinde, doğru ve tarafsız haber verme perspektifiyle hareket ediyoruz. Bu da onları rahatsız ediyor; saldırılarda bulunuyorlar. Bunun başka hiçbir gerekçesi yok.”

Gülistan İke, televizyon olarak bu saldırılara karşı demokrasi ve hukuk mücadelesi içinde olacaklarını belirterek, Avrupalı demokrasi çevrelerine ve Kürt halkına kendilerini yalnız bırakmama çağrısında bulundu.

‘RONAHİ TV ROJAVA DEVRİMİ'NİN SESİDİR’

Ronahi TV adına konuşan Bunyad Cizirî ise Türkiye’nin bu girişimlerinin ilk olmadığını ifade ederek, "Herkes tarafından çok iyi biliniyor, Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da onlarca televizyon ve gazete kapatıldı. Bu saldırılar da bunun devamıdır” dedi. Ronahi TV’nin Rojava Devrimi'nin sesi olduğunu dile getiren Cizirî, şöyle konuştu:

"Suriye’deki bütün azınlık ve farklılıklar kendilerini Ronahi TV’den görüyor. Ronahi TV’yi kapatmak isteyenler DAİŞ’e hizmet ediyorlar. Türk devletine ve Suriye’deki kaosa hizmet ediyor. Türkiye devleti ne zaman katliam yapmaya karar verirse ilk önce medya kesmeye çalışıyor. Ronahi TV’nin kapanması demek yeni katliamların olacağını anlamına geliyor. Bu katliamlar sadece Kürt halkına değil, bütün haklara yapılacaktır.”

Avrupa devletlerini de sert bir dille eleştiren Bunyad Cizirî, "Avrupa her fırsatta Türkiye’nin basın yayın konusunda özgür olmadığını dile getiriyor. Ancak söz konusu Kürtler olunca sesini çıkarmıyor. Bu iki yüzlülüktür. Onlar da çok iyi biliyor; biz bütün yayınlarımızı uluslararası hukuka göre yapıyoruz” dedi. Cizirî, uluslararası medya kuruluşlarına da kendilerine destek verme çağrısında bulundu.

‘TELEVİZYONLARIMIZI KORUYACAĞIZ’

Rêşad Sorgul da 20 yılı aşkındır Kürt televizyonlarında gazetecilik ve sunuculuk yapıyor. Sorgul, şimdiye kadar birçok kanalın kapanmasına şahitlik yaptı. O da diğer televizyon çalışanları gibi karara tepkili. Ancak Sorgul, yaşananları Kürtlerin içerisinde bulunduğu durumdan farklı ele almıyor ve şunları kaydediyor:

"MED TV’den başlayan bu gelenek bugün bir medya ağına dönüştü. Bu çok büyük bir gelişme. Yapılan saldırılar, Kürt halkına yönelik politikanın sonucudur.

22 yıl içerisinde birçok Kürt kanalı yasal ve hukuki olmayan gerekçelerle kapatıldı. Bunların başında ise MED TV geliyor. Ve diğer kanallarla devam etti. Bu kapanışlar, hiçbir hukuki gerekçeyle açıklanamaz. Sadece dönemsel siyasi gelişmelerle bağlantılıdır. Stêrk, Ronahi ve News Channel için de benzer şeyler gerekçelerdir.”

Sorgul, bu tür girişimlerinin Kürt halkını etkileyemeyeceğini ifade ederek, "Halkımızın mücadelesini durdurmak ve kurumlarımızı kapatmak için girişimlerini hızlandıracaklar. Ancak bu saatten sonra bunu başaramazlar. Çünkü Kürt halkı her zamankinden daha güçlü ve büyük imkanlara sahip. Zaten bu kadar saldırmalarının nedeni de budur” diye konuştu.

Kürtlerin büyük bir medya ağı olduğunu hatırlatan Rêşad Sorgul, "Kürt ve özgür medya ağı bugün tahmin etmediğimiz kadar büyük ve gelişmiş durumda. Karşıtlarımızla rekabet edecek bir durumdadır. Bundan dolayı Kürtler bu tür saldırıları kabul etmeyecek. Biz artık eskisi gibi ‘onlar bir tane kapatırsa biz yenisini açacağız’ demeyeceğiz. Var olan televizyonlarımızı koruyacağız. Kapanmalarına izin vermeyeceğiz. Herkes umutlu olmalı. Çünkü Kürtler eski Kürtler değil” dedi.