GÖRÜNTÜLÜ

'Önderlik yaşanılanlar karşısında değişmeyen tek gerçektir'

Kürt siyasetçi Davut Utkun, Öcalan'ın felsefesi ve çözümlemelerinin bağımsız çevrelerce de benimsendiğini belirterek, "Önderlik tabi tutulduğu tecride karşın yaşanılanlar karşısında değişmeyen tek gerçektir" dedi.

 

Daha 7 yaşındayken başladığı ilkokul sıralarında kendisine bilmediği bir dilin dayatılmasıyla Kürt halkına karşı hayata geçirilen asimilasyon politikalarıyla tanışan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, çocuk yaşta Kürt halkına dayatılan soykırımın farkına vararak, Kürt tarihinde başlatılan özgürlük ve demokrasi mücadelesini en uzun süre veren ve sürdüren tek lider. Kürt halkının halk olmak gelen haklarının mücadelesini vererek Kürt halkını tüm dünyaya tanıtan Öcalan, ezilen ve sömürülen halklar için verdiği mücadele ile de tüm halklara mal olan birisi. Bu yüzden 4 Nisan 1949'da Urfa'nın Halfeti ilçesine bağlı Amara köyünde doğan Öcalan'ın doğum günü kitlesel olarak birçok merkezde kutlanır. Bu güne kadar yer yıl farklı yerlerde milyonlar tarafından kutlanan doğum günü 2004 yılından itibaren memleketi Halfeti'de tüm engellemelere rağmen on binler tarafından festival havasında kutlanmaya başlandı. Bu yılda Kürt sorunun birinci muhatabı ve baş müzakerecisi olan Öcalan'a 5 Nisan 2015'ten bu yana uygulan tecrit ile devre dışı bırakılma istemine ve geçen bir yıllık süre zarfında Öcalan'ın olmayışında tüm ülkede yaşanan savaş ve kaosun son bulmasına için yüz binler Öcalan'ın doğum gününde bir araya gelerek Öcalan'ın özgürlüğü haykırmaya hazırlanıyor.
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile zaman geçiren ve Öcalan'ın kuruluşunu gerçekleştirerek öncülük ettiği PKK hareketinin üyesi olmaktan 1980'de darbesinde tutuklanarak PKK ana davasından 20 yıl cezaevinde kalan Kürt siyasetçi Davut Utkun, Öcalan'ın neden milyonlar tarafından sahiplendiğini ve halklara mal oluşu ve 4 Nisan doğum gününe ilişkin ANF'ye değerlendirmelerde bulundu.
 
'ÖNDERLİK SİYASAL ARAYIŞINA 73'TE BAŞLADI'
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın mücadele tarihinin Kürt Özgürlük Mücadelesi'ne dair ilk siyasal arayıştan doğru yaptığı çıkıştan itibaren ele alınması gerektiğini söyleyen Utkun, bunda da tarih olarak 1973 yılının baz alınması gerektiğini ifade etti. 1973 yılında Mahir Çayanların infaz edilerek Deniz Gezmişlerin ise idam edilerek katledilmesinden sonra üniversiteler ortamında bu yaşanılanlara dair ilk toplumsal tepkiyi örgütleyenin Öcalan olduğunu kaydeden Utkun, Öcalan'ın siyasal çıkışındaki en belirleyici etkenin ve netleşmenin bu tarihten itibaren başladığını söyledi. Öcalan'ın devamında yaşadığı ve 7-8 aya tekabül eden esaret dönemi bir netleşme dönemi geçirdiğini belirten Utkun, "Önderlik bu kısa süreli esaret döneminde siyasal arayışlar, örgütlenme, Türkiye'de hangi örgütler ile hareket edilebilir ve bunlar içerisinde de tercih edilenler var, önerilen var, kendisinden istenilenler var. Önderlik içer de de bunun yoğunlaşmasını tamamladı. O kısa süreli esaret dönemi kendisi açısından bir netleşme ve karar kılma aşaması yaşadı. 73-74 yılları arasındaki esaret dönemi Önderlik için ilerisi için ne yapacağının sorusuna açıklık ve netlik getirdi. Önderlik Türk solunun kendilerine getirdiği örgütlenme ve mücadele tarzının temel ve siyasal bir çıkış yolu ve alternatif olamayacağını, geleceği uzun dönemli bir süreci zorlu, karmaşık kim bilir onlarca yıla tekabül eden bir süreci kaldıramayacağı öngörüsünde olup kesin kararını veriyor. Bu karar mevcut sol yaklaşımlar ile Türkiye devrimci kesimin bir parçası olma yerine kendi halkının içerisinde yeniden adeta sıfırdan başlayarak, kendi öz örgütü ile ayrı örgütlemesi, ideolojik yapısı, halk buluşması tarzıyla bir çözüm üzerine kararlaştı. Önderlik 1973'te başlayan siyasal çözüm ve özgürlük mücadelesini bir fiil 43 yıldır sürdürüyor" dedi.
 
'YAŞANAN SÜREÇTE DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY ÖNDERLİK GERÇEKLİĞİDİR'
 
43 yıl içerisinde Öcalan öncülüğün Kürt Özgürlük Mücadelesi'nin kendi içerisinde geçirdiği birçok aşamanın olduğunu söyleyen Utkun, her bir aşamanın da kendine has aşamalarının olduğunu belirterek, "Her bir aşamanın da kendine has özellikleri var. Çok ayırt edici, dikkat çekici temel özellikleri var. Belki bir yılı, bir olayı, bir portreyi, bir süreci saatlerce ve günlerce anlatılabilecek ayrıntılar ile doludur. Fakat bugün Önderliğin doğum günü kutlaması etkinliği itibariyle geldiğimiz güne dönüp baktığımızda Önderlik esaret altında. En kötüsü de bir yıldır hiçbir iletişim, buluşma ve kendisi hakkında çok ciddi şüphe ve kaygıların oluştuğu bir dönem içerisindeyiz. Milyonların onun kaderi ve geleceğiyle yatıp kalktığını akıbeti hakkında halk ve toplum düzeyinde bir sorgulamaya tabi tutulmakta. Bugünün kritik sürecin çatışmaları, gerginliği AKP rejiminin kendi içindeki tıkanıklığı ve vahşet düzeyinde güttüğü politikaların büyük bir bağlantısı var Önderlik gerçekliğiyle. Birçok sorunu biraz eşeleyip sorguladığımızda altında Önderlik ile olan bağlar, Önderliğin akıbeti, İmralı Adası'ndaki esaretinin var olan gizemliliği, neler olup bittiğine dair ciddi kuşku ve sorgulamanın yapıldığını görmekteyiz. Hakiler ve Kemaller ile ortak kader birliği edercesine başlangıç yapıp bu güne gelindiğinde bugünkü AKP rejiminin diktatöryel oligarşik yaklaşımları son 5-6 aydır güçlü olan kardeşlik vurgusu, kardeşlik temasında çok ciddi bir zedelenmeyi ve kuşkuları beraberinde getirmiştir" diye ifade etti.
 
'BAĞIMSIZ KESİMLERDE YAŞANILANLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN ÖCALAN'I GÖSTERİYOR'
 
AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın diktatöryel yaklaşımları gerginliği ve kardeşlik duygusunun kopuşuyla ve kaosu ortaya çıkardığını söyleyen Utkun, bunun karşısında değişmeyen ve öneminden hiçbir şey kaybetmeyen tek gerçekliğin Önderlik arayışı olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Artık sadece Kürt halkı değil, bağımsız, tarafsız, ideolojik ve siyasal olarak bu halk ile bir bağı bulunmayan çevreler dahi bu kaosun ve kargaşanın tek çözüm arayışının İmralı Adası olduğunu belirtiyor. Burada da Önderlik arayışının ortaya çıktığını bir kez daha çok açık bir şekilde görebiliyoruz. Yaşanılanların çözümü için Abdullah Öcalan diyorlar ve İmralı'ya vurgu yapıyorlar. Ama bunun karşısında AKP rejimi ve sistem bunun karşısında 3 maymunu oynuyor. Görmezden gelmeye çalışıyor. Ama ne kadar görmezden gelinirse gelinsin hiçbir çıkışları ve söylemleri artık iç ve dış kamuoyu nezdinde itibar görmüyor. 4 Nisan itibariyle da 1970'lerde keşfedilen temalar, ortaya atılan ve savunulan felsefesi yine Önderliğin 1990'lı ve 2000'lerdeki esaret dönemiyle beraber geliştirdiği insan temalı, mitolojik yaklaşımlar, geleceğe ilişkin ekolojik perspektifler, bayağı revaçta ve politikacıların, siyasetçilerin, devlet adamlarının ve kimi önemli çevrelerin esin kaynağı olmuştur. Bu ret edilemez. Önderliğin bugün itibariyle 30-40 yıldır geliştirdiği kimi alanlara ilişkin öngörüleri, tespitleri giderek daha da çerçeve kazanmış ve ayrıntılar ile zenginleştirilerek birçok noktada haklılık anlamında pozitif yaklaşımlar artmıştır. 
 
'ÖNDERLİK DOĞRU BİLDİĞİN ISRARCI VE KARARLIDIR'
 
1980 öncesinde Öcalan ile buluşmalarının olduğunu söyleyen Utkun, bunun Antep'te partileşmenin arifesinde ve hemen sonrasında olduğunu belirterek, Öcalan Kürdistan seferi sırasında gerçekleştiğini dile getirdi. Öcalan'ın Ağrı'dan başlayan ve Antep'te son bulan Kürdistan seferi sırasında bölgesel kadrolar ile hareketin ilk pekiştirici düzenlemeleri için yapılan toplantılarından biri olan Antep toplantısında bir araya geldiklerini belirten Utkun "Önderlik burada bizimle aldığı toplantılarda kadrolara güven vererek, zorlu bir sınavdan geçileceğini ve uzun bir maraton koşusuna hazır olunmasını istedi. Bu kapsamda Önderlik kadrolardan tüm bireysel, ailevi kaygılardan arınarak gelişecek olan mücadeleye atılma perspektifini bizimle paylaştı. Daha sonra mücadele tarihinde Önderliğin geliştirdiği çözümlemeler, devrimci mücadelenin değişik aşamalarına ilişkin ortaya çıkan taktikler, savunulan stratejilerden hareketle bir kaç noktaya vurgu yapılabilir. Önderliğin dikkat çeken yönü ısrarıdır. Doğru bildiği ve savunduğu düşüncede ısrar önemlidir Önderlik için. Bu özelliğini gördük o toplantılardan. Yine tespit ve teşhislerde değerlendirmelerinde özgünlüğü var. Marksizm ve Leninizm kalıpları çerçevesinde gözükse ve böyle bir görünüm kazansa da tam bir kalıpçı ve klasik solcuların karşı çıktığı 'Bu ne anlama geliyor' diye anlamakta bir zorluk çekme var. Buda Önderliğin özgünlüğünü oluşturuyor. Bugünkü ekoloji, mitolojiye verdiği önem. Kadın özgürlüğünden tutalım, bazı toplumsal olayları mitolojik bakış açısıyla bu güne kadar getirip, zenginleştirip sunduğu gibi. Tahammülü de var. Ya varız ya yokuz biçiminde klasik sol yaklaşımlardaki gibi ya var olacağız ya yok olacağız dar biçimiyle de bir yorumlaması yok. Önderlik gerektiği yerde esneklik, gerektiği yerde katılık ve gerektiği yerde ölümüne ısrar gerektiği yerde de zehir içme pahasına da olsa tahammül etme var. İşin sırrı burada yatıyor. Önderliğin mücadelesinin bu güne kadar gelmesinin altında bu yatıyor.
 
O yüzden birçok çevre Kürt Ulusal Mücadelesi'nin demokratik mücadelesinin bu güne kadar evrilmesine zaman zaman içerisine düşülen taktiksel ve stratejik değişiklikleri anlamada bir zorlama yaşıyor. Önderliğin kaçırılarak Türkiye'ye getirildiği sırada uzun yıllar süren esaret hayatımızda bizde ve birçok kişide şok etkisi yaratan ilk tepkisi, mahkemedeki duruşuna aylarca yüzlerce arkadaşımız anlam veremedi. Önderliğin devlet çözümlemesi, Kemalist çözümlemeleri, duruşu ve geleceğe ilişkin öngörüleri bu kapsamda ele alınabilir. Bugünkü ortak yaşam perspektifinin emarelerini daha o günlerden gösteriyordu Önderlik. Bu gün görülenler o emarelerin olgunlaşmış halidir sadece. Ama ilk belirtiler, çeşitli basın toplantılarıyla kamuoyuna deklere ettiği ve adeta egemenler dahil olmak üzere her çevreyi şoke edici beklenmedik değerlendirme ve açıklamalarda bulunmuştu. PKK'nin Önderliği nasıl böyle bir açıklama yapıyor diye anlamakta ve kavramada zorluk çektiler. Ama bu gün, öyle bir şaşkınlık ve çelişkili gibi gözüken bir durum yok. Daha net ve diğer çevreler tarafından da benimsenen bir perspektif var" dedi.
 
'BU TECRİT SÜRESİNCE KİM BİLİR ÖNDERLİĞİ NASIL ÇÖZÜMLERİ VAR'
 
Öcalan geliştirdiği ekoloji, kadın özgürlüğü, eş başkanlık sistemi, yerel demokratik genişletilmiş yerel yönetimler tarzı ve sayılabilecek birçok perspektifine bugün karşı çıkılamadığının altını çizen Utkun şunlara dikkat çekti: "Bunların hepsi Önderliğin çözümlemeleri ve tespitleri sonucu ortaya koyduğu eserleridir. O yüzden Önderlik dikkat çekicidir. Önderlik bir yıldır tecrit altındadır, iletişim gerçekleştirilemiyor. Kim bilir bu süre zarfında Önderlik bu yaşana kaosa ilişkin ne tespitler yapmıştır. Bizler bunları öngöremiyor ve düşünemiyoruz. Kim bilir bu kaos gibi gözüken çatışmanın ve çözülmeyen bir sorunun Önderliğin yanında muhakkak çözümleri ve yoğunlaşması vardır. Ama iletişime geçilmesine izin verilmiyor. Bağların kurulmasına izin vermeyen bir rejim ve sistem gerçekliği var. Değişmeyen durum halkın, milyonların Önderliğe ilişkin olan tutumudur. Halk barışçıl ve demokratiktir. Sorunun tek çözüm adresi olan Önderliklerinin de doğum günlerini bu çerçevede kutluyorlar zaten. Yine bir doğum günü arifesindeyiz ve yine halk yüz binleri bulacak bir kalabalık ile Önderliğin doğduğu memleketine gelmeye ve özgürlüğünü haykırmaya hazırlanıyor. Geçmiş yıllarda Önderliğin engellenmeyen doğum günlerinde nasıl bir atmosferin yaşandığını tüm dünya tanık olmuştur. Karnaval ve festival havasında geçen kutlamalarda halkın Önderliğine bağlılığı esas alışı ortaya konuluyordu. Bu yılda yüz binler Önderliğe uygulanan tecritle beraber geride bırakılan süre zarfından yaşanılan savaş ve kaosu sona erdirecek olan tek kişi olan Öcalan'a özgürlüğü haykıracak."

...