Şehrin orta yerinde direnmek: Kaynartepe

Kürdistan’da öz yönetim direnişi sokak sokak, şehir şehir büyürken halkın direnişi karşısında sistemi tıkanacak duruma gelen Türk devleti ‘sokağa çıkma yasağı’ adı altında saldırılarını sürdürüyor.

Kürdistan’da öz yönetim direnişi sokak sokak, şehir şehir büyürken halkın direnişi karşısında sistemi tıkanacak duruma gelen Türk devleti ‘sokağa çıkma yasağı’ adı altında saldırılarını sürdürüyor. 

Sokağa çıkma yasağı silsilesi kapsamında 5 Aralık günü abluka altına alınan Amed’in Bağlar ilçesinde devlet güçleri tarafından evlerini terk etmeye zorlanan Kaynartepe halkı 21 Mart sabah 06:00’da yasağın kaldırılmasıyla evlerine akın etmeye başladı. 

6 günlük yasak süresinde şehrin göbeğinde OHAL manzaralarını aratmayan durumlar yaşandı. Kaynartepe’ye giden bütün cadde ve sokak başlarına polis barikatları yerleştirilerek mahallelere giriş ve çıkışlar yasaklandı. Neredeyse her sokak başına seyyar karakol işlevi gören zırhlı araçlar yerleştirildi. Sokak başlarına konuşlanan zırhlı araçlardan sürekli şekilde mahalleler taranırken sivil kadın, çocuk, yaşlı, eli silahlı ya da eli silahsız ayrımı yapılmadan insanlar hedef haline getirildi.

Yasak boyunca ciddi bir direniş ile karşılaşan devlet güçleri direniş karşısında çaresiz kalınca şehrin orta yerindeki Koşuyolu Parkı’na paletli tanklar konuşlandırıp, asker sevkiyatı yapmaya başladı. 6 günlük direniş sonunda Kürt halkının aklında ön kısmına Türk bayrağı asılan zırhlı araçlar, uzun namlulu silah taşıyan yüzü kapalı asker ve polisler ile içeride gerçekleştirecekleri yıkım ve katliamın halka yansımasını engellemek için devlet güçleri tarafından sokak başlarına çekilen perdelerden ziyade kısa sürede büyük etki yaratan bir direniş kaldı. 

21 Mart günü yasağın kaldırılması ile evlerine girebilen Kaynartepe halkı da kamuoyu düzeninden payına düşeni aldı. Kırılmış pencereler, zırhlı araçlar tarafından taranmış evler, dipçiklerle kırılmış kapılar, etrafa saçılmış eşyalar, kaybolan para ve maddi değeri olan aletler…

Kaynartepe mahallesinde oturan 33 yaşındaki Cengiz Bor evinin duvarlarına isabet eden kurşunlarla açılan delikleri işaret ederek şunları söyledi: “Ben yasak ilan edildikten iki gün sonra evden çıkmak zorunda kaldım. Yasaktan dolayı ancak bugün dönebildim. Geldiğimde evimin kapısını açık buldum. Kapıyı dipçiklerle kırıp eve girmişler eşyaları etrafa saçmışlar. Büyük çoğunluğunu ise kırıp kullanılamaz hale getirmişler. Aslında evimi terk etmeyi hiç istemiyordum ama mecbur bıraktılar, sokak başında bekleyen zırhlı araç evimi hedef alarak direk ateş edip duruyordu. Zaten görüyorsunuz duvarların hepsi delik deşik olmuş. Burada kalsaydık muhtemelen ben ve çocuklarım da şimdiye kadar çoktan ölmüş olurduk. Bu savaşı sonu yok! Buradan tüm yetkililere, Başbakana ve özellikle de Cumhurbaşkanına sesleniyorum. Yeter artık bu savaş isteminiz, biz savaş değil barış istiyoruz. Ne yaparsanız yapın evlerimizi bırakmayacağız! Burası bizim evimiz gidecek başka yerimiz yok. Bu saatten sonra gerekirse burada bu mahallede öleceğiz.” 

Sokak boyunca birçok ev aynı durumda. Resmi yasak kaldırılmasına rağmen sokaklarda hala zırhlı araç ve Ford Rangerlar dolaşmaya devam ediyor. Duvarlara yazılan ırkçı yazılar ise Silvan, Sur, Cizre, Derik ve Nusaybin duvarlarına yazılan yazılardan hiçte farklı değil. Devlet güçlerinin saldırısı nedeniyle evlerinden çıkmak zorunda kalan halk ise yaşananlara tepkili. Evlerin kapılarını önündeki çöp yığınlarına yenileri ekleniyor. Her evden kırılıp kullanılamaz hale getirilen eşyalar çıkarılıyor. 

Yaşanan onca saldırı ve insansızlaştırma çabasına rağmen sokaklarda gülerek oyunlar oynayan çocuklar, dolaşan kadınlar ve dükkanları önünde telaşsız bir şekilde oturan esnaflar ise Kaynartepe halkının bu sokaklarda yaşamlarına kaldıkları yerden devam edeceklerinin en büyük kanıtı. 

...