Sema ve Seran’ın devrim yolculuğu

Her adımlarında özgürlük ve cesaretle ilerleyen Sema ve Seran, devrim mücadelesindeki zorlukları birlikte aşarak Kurdistan’ın özgürlüğü için etkileyici bir yolculuğa çıktılar.

SEMA CEWLIG

Zilan Azak diğer adıyla Sema Çewlig …

Sema’nın güzelliğinde ve Sema’nın cesaretinde kendini yeniden yaratmak isteyen Zilan, dağların büyüsüyle buluştuğunda, hayalindeki yoldaş topluluğunda çocukluk arkadaşıyla birlikte devrim yolculuğuna çıkar. Sema ve Seran, tek yürek olarak patikaları arşınlar; ilk yorgunluklarını, heyecanlarını, korkularını ve cesaretlerini birlikte yaşarlar.

Yurtsever bir ailede şekillenen Sema, devlet okuluna başladığında ve devlet tarafından işkence gören, zindana atılan babasının yaşadıklarına şahitlik ettiğinde hayatla olan çelişkileri de başlamıştı; bu çelişkiler, çocuk yüreğinde çoktan yer edinmişti. Önce tanımalı ve güçlenmeliydi bu yolda. Seran’la birlikte Bingöl tepelerine çıktıklarında uzaklardaki ufukta hayallerini gökyüzüne saklamışlardı. Ulaşacakları yerin neresi olduğunu biliyor ve zamanı geldiğinde aynı yerde hayalleri onları bekliyor olacaktı. Ortaokulda kararlarını verirler ve ilk çıkış denemelerini gerçekleştirmek isterlerken deşifre olurlar. Hayallerine ulaşmanın biraz daha zaman alacağını bilseler de asla vazgeçmezler.

Şehit Sema’nın deyimiyle, “Aile kendi içinde bir OHAL durumu yaşarken ortamı sakinleştirmek için eskisi gibi, hiçbir şey olmamış gibi yaşamımıza ve okulumuza devam edeceğiz” derken, üniversiteye gitme zamanı gelince, bazı denetimlerden ve kalıplardan uzaklaşma dönemi olunca daha kolay istedikleri yere ulaşacaklarının heyecanını yaşarlar.

Sema ve Seran, hayallerine doğru yol almanın ilk adımını atarak, kendi başlarına ve kendi istedikleri gibi zamana yön verme ciddiyetiyle yola çıkarlar. Şehre bir süre alışmaya çalışsalar da üniversite öğrencisi olmalarına rağmen hayalleri farklıdır. İlgi alanlarına yönelik daha fazla okuma yapmaya başlarlar. Sempatik yaklaşımları ve özgürlükçü ruhlarıyla Sema ve Seran, kendilerine bir çevre oluştururlar.

Bazen köşelerde, bazen ağaç altında, hiçbir kısıtlama olmadan tartışıp konuşurlar. Şehir savaşlarında faşist Türk devletinin halklarına yaşattığı acıları uzaktan izlemek, büyük bir acı vermeye başlar. Bu adaletsizliğe, yok edilmek istenen onurlu insanlara nefes aldırılmayan dünyada başkaldırının zamanı olduğunu derinden hissederler. Tek çarenin dağlardan gelen barut kokusunda yeşeren umutta ve yıllarca halkını katleden düşmana karşı savaşmanın kararlılığında olduğunu bilince çıkarırlar. Sema ve Seran, hayallerine ulaşmak için hakikat yolunda özlem ve özgür yaşama doğru ilerlerler. Devrim yolunda mekân ve görevleri değişse de Sema ve Seran’ın yürekleri tek ritimde atar. Gerilla Sema, bu durumu en güzel şöyle ifade eder:

“Ne kadar fiziki uzaklık olsa da ruhumuzun birliği bana hep Seran’ı hissettirmiştir. Şimdi bile bunları yazarken aramızdaki bağı tam olarak ifade edemediğimi biliyorum. Çünkü aradaki sevginin ifadesini nasıl bir benzerlikle ifadeye kavuşturacağımı bilmiyorum. Aslında Seran’ı çiçeklerin en güzeline, veya en güzel akla gelen tüm güzelliklere benzetmek ve yorumlamak istemem. Çünkü Seran’ı bu benzetmelerle soyutlamak istemiyorum. Onun kendine has gülüşü, heyecanı, coşkusu, kokusu, duruşu vardır; bu güzelliği Seran’ı yazarak ve yaşatarak anlatabilirim. Seran’la aramızda baharlar saklıdır. Çünkü yoldaşlığımız bahar ayı gibi yeniliklerle dolu ve yeni yaşama her zaman gebe bir mevsimdir. Evet, yenibaharda; Kürdistan devriminden sonra beraber baharı karşılayacağız, bu temelde öyle sözleşmiştik”

Kendi sözünde duran Sema, bir YJA STAR gerillası olarak birçok yer gezdi ve çeşitli çalışmalarda yer aldı: Botan, Metîna, Garê, Xakûrkê. Botan’da ilk gerillacılık deneyimlerini yaşadı, Metîna’da yaptığı çalışmalarla daha da pratikleşti, Garê’de örgütsel açıdan kendisini güçlendirdi. Daha aktif bir savaşçı olmak için branş akademisinde Rêber Apo’nun öğretisi, maneviyatı ve mücadelenin ciddiyetinde güçlü bir katılım göstererek örnek arkadaşlardan biri oldu. Özgür kadın ilkeleriyle her gün katledilen kadınların sesi ve savunucusu olabileceğine inanarak, yoldaşlarıyla sürekli tartışma içerisine girerek hem kendisini hem de yoldaşlarını geliştirmeye çalıştı. Becerikliliği ve çalışkanlığıyla dikkat çekerdi. Her konuda bir fikri olan Sema, hiçbir zaman çaresiz kalmaz, askerliğin en büyük özelliğinin çare üretmek olduğunu söyler ve bu temelde katılımını belirlerdi. En son Xakûrkê alanına düzenlendiğinde, çok mutlu olmuş, hazırlıklarına hemen başlamış ve yanındaki yoldaşları da bu heyecana ortak olarak hazırlıklarına yardım etmişlerdi. Xakûrkê’de profesyonel bir gerilla olarak kendi branşında farklı eylemlere katılarak sürece cevap olmaya çalıştı. Devrim yolunda mücadelesini en mükemmel hale getirmek için büyük çabalar verdi.

En son 2022 yılının sonbaharında gördüm Sema’yı; ağır silahlar taburunda yer alıyordu. Xakûrkê’nin güzellikleri ve zorlukları onu daha da güçlendirmiş ve savaşçılığını geliştirmişti. Kendi branşında eğitimler veriyor, görevlere gidiyor; fedakârca, tam bir gerilla inceliğinde yaşama ve yoldaşlarına yaklaşıyordu. Yer aldığı çalışmanın karakteri gereği birçok yoldaşını tanıma imkânı bulan Sema, samimi ve dürüst kişiliği ile tüm yoldaşlarının yüreğinde yer edinmeyi başarmıştı. Eylemlere büyük bir özgüvenle, kadın gücüyle katılıyordu. Yakından şahit olduğu yurtsever olmanın, toprağını sevmenin bedelini, düşman tarafından halkına yapılanların acılarını yüreğinde toplamış ve onları kusmanın zamanı gelmişti artık Sema için. Birçok eylemde yer alan Sema, yoldaşlarıyla birlikte gerçekleştirdiği eylemlerde düşmana büyük darbeler vurmuştu. Kürdistan’a olan sevgisini şu dizelerle dile getirmişti:

EY KURDISTAN!

Her gerillanın ve küçük masum, temiz hayaller büyüten çocukların dilindesin ey Kurdistan

Özgür bir yaşam için haykırış olursun dilimizde, ey Kurdistan

Anne-babalarımızın, halkımızın ağıtlarında, tilililerinde seslendirilirsin ey Kurdistan

Bir gerillanın son vasiyeti olup dökülürsün dudaktan kalbe, ey Kurdistan

Onca bedeller verildi, şimdi an senin anındır.

Bir volkan misali patla ki fışkırsın ana toprak

Tilililerle karşılansın özgür ruh, özgür Kurdistan

Ey Kurdistan…