‘Silvan Barajına karşı direneceğiz’

Ekolojist Yanlıç, Silvan Barajının Kürdistan’ın doğa ve kültürünü de yok etmeyi amaçladığını söyledi.

Silvan Barajının güvenlik mantığı ile birlikte Kürdistan’ın doğa ve kültürünü de yok etmeyi amaçladığını belirten Ekolojist Yanlıç, buna karşı direneceklerini söyledi.

Mezopotamya Ekoloji Hareketi üyesi Güner Yanlıç, yapımına 2011 yılında başlanan Silvan Barajının Türk devletinin Kürdistan’da bir özel savaş yöntemi olarak devreye soktuğu “Güvenlik Barajı” furyasının parçası olduğunu belirtti. AKP iktidarı döneminde devreye sokulan bu barajların Kürdistan’ın doğası, kültürü ve tarihsel değerlerini yok etmeyi hedeflediğini paylaşan Yanlıç, AKP’nin Kürdistan’ı talan etmesine izin vermeyeceklerini vurguladı.

‘TÜRKİYE GÜVENLİK BARAJI İNŞA EDEN İLK ÜLKE’

Geliye Goderne (Goderne Vadisi) olarak bilinen bölgede 2011 yılında yapımına başlanan barajın Türkiye’nin en büyük ikinci barajı olduğunu söyleyen Yanlıç, Geliye Goderne’nin Silvan, Lice, Kulp ve bir ucu Hazro’ya kadar uzanan bir bölge olduğunu ifade etti.

AKP iktidarının Geliye Goderne Vadisine yapmaya başladığı ve adına Silvan Barajı dediği barajın tamamen güvenlik mantığı ve stratejisi kapsamında hayata geçirildiğini kaydeden Yanlıç, “Dünya güvenlik barajlarının başka örnekleri yok. Dünyada enerji ve sulama amaçlı barajlar vardır ancak Türk devleti bir ilke imza atarak güvenlik barajları inşa eden ülke olmuştur. Türkiye’de güvenlik mantığı ile şu ana kadar 11 baraj inşa edildi. Ilısu ile birlikte yapımı süren Silvan Barajı’da tamamen güvenlik mantığına dayalı olarak inşa edilen barajlardır” dedi.

‘KÜRT HALKININ DEĞERLERİ ASİMİLE EDİLİYOR’

Silvan barajının Kürt halkının yaşam biçimi, her türlü tarihsel ve kültürel değerine yönelik bir özel savaş yöntemi olarak da inşa edildiğine işaret eden Yanlıç, devamında şunları kaydetti, “Bu barajın inşa edilmesi ile birlikte Kürt halkının yaşam biçimi değiştirilmek isteniyor. Yaşam alanlarından kopmuş bir toplumu asimile etmek, kültürel değerlerinden koparmak onlara göre daha kolay. AKP’de asimilasyoncu ve inkarcı zihniyeti bırakmadığı için bu özel savaş yöntemini uyguluyor.”

Yanlıç, AKP’nin bu yöntemleri devrede tutarak savaş ve inkar siyasetindeki ısrarını gösterdiğini belirterek, AKP’nin “İnkarı bitirdik” söylemlerinin nasıl safsata olduğunun ortaya çıktığına dikkat çekti.

‘EKOLOJİK SİSTEM TAHRİP EDİLDİ’

Geliye Goderne’nin sarp kayalarla çevrili olduğu için doğasının bugüne kadar tahrip edilmekten korunduğunu da ifade eden Yanlıç, ancak baraj yapımı ile birlikte Geliye Goderne’nin eko-sisteminin tahrip olmaya başladığını ifade etti. AKP devletinin engellemeleri yüzünden Geliye Goderne’de bulunan endemik türlerin tespitini yapamadıklarını kaydeden Yanlıç “Bu alanda büyük bir doğa katliamı gerçekleşiyor, AKP savaş sürecini de fırsat bilerek Kürdistan’ın doğasını, tarihini, kültürünü yok etmekte sınır tanımıyor” diye belirtti.

‘YAŞAM ALANLARIMIZIN TALANINA SON VERİLMELİ’

Geliye Goderne Vadisinin Botan Vadisi kadar önemli olduğuna işaret eden Yanlıç, Goderne Vadisinin Lice, Silvan, Kulp ilçeleri ve yüzlerce köyden oluşan bir alanı ve nüfusu etkilediğini söyledi. Türk devletinin güvenlik barajı inşaatlarının en fazla Şırnak ve Hakkari hattında olduğunu dile getiren Yanlıç “neolotik’ten beri insanların yaşam alanları hep nehir kenarları olmuş, Türk devleti bu barajlarla insanlığın ilk yerleşim alanlarını da yok ediyor. İnsanlığı köklerinden koparıyor ve tümden göçe zorlayarak değersizleştiriyor” ifadelerini kullandı. Türk devletinin güvenlik barajları ile sorunlardan kurtulamayacağını söyleyen Yanlıç, Türk devletinin Kürdistan’da ki yaşam alanlarını terk etmesini ve tahrip etmekten vazgeçmesini istedi.

‘YAŞAM ALANLARIMIZIN YOK EDİLMESİNE KARŞI DİRENECEĞİZ’

Mezopotamya Ekoloji Hareketi olarak dört yıl önce Silvan Barajı inşaatına karşı direnmeye başladıklarını, eylem ve etkinlikler yaptıklarını belirten Yanlıç, bundan sonra da bu direnişi sürdüreceklerini kaydetti. Barajdan etkilenen bölge halkı başta olmak üzere Kürdistan halkının her alanda doğasına, kültürüne ve kimliğine yönelik bu saldırı karşısında sessiz kalmaması gerektiğini vurgulayan Yanlıç, ekolojist ve doğa aktivistlerini de eyleme geçmeye çağırdı.