Programda DEM-GENÇ adına okunan mesajda, "Sur'da yüz günden fazla direnen şehitlerin kanları yerde kalmayacak" denilerek, şunlar ifade edildi: "Newroz özgür yaşamın simgesidir. Direnişin ve öfkenin simgesidir. AKP hükümeti Kürt halkına karşı Kürdistan'da soykırım saldırılarını günden güne büyütüyor. Buna karşılık Kürt gençliği Sur, Cizre ve Gever'de büyük bir direnişle karşılık veriyor. Tarihten bu güne direnerek kazanan Kürtler, özyönetim direnişlerini büyüterek bugünleri de kazanacak. Kürt halkı saldırılara karşı öz savunmasını alarak özgür Kürdistan'da özgür yaşama iradesini ortaya koymuştur. Halkımız tarihte olduğu gibi zalimlere karşı mücadelesini devam ettirecek. Kürdistan'ı ve Önder Apo'yu özgürleştireceğiz."

TUNCEL: TECRİT YIKILACAK, KÜRDİSTAN ÖZGÜRLEŞECEK

KJA adına konuşan Sebahat Tuncel ise "Newroz bizim için direniş günüdür. Zulme karşı, zalimlere karşı Mazlumlaşmak, Rahşanlaşmaktır. Ya özgür yaşayacağız ya özgürleşeceğiz. Cizre, Sur, Nusaybin'deki gibi direneceğiz. Direnişi toplumsallaştıracağız" dedi. Tuncel, şöyle devam etti: "Arin Mirkan'ın mücadelesi Kürdistan'ın her yerine yaymış. Amed zindanında dayatılan kişiliksizliğe karşı büyük bir direniş ortaya konuldu. 'Teslimiyet ihanete direniş zafere götürür' bu kadınların sloganıdır. AKP tecridi ağırlaştırarak barış ve çözüm sürecini boşa çıkarmak istiyor. Ancak bilsinler ki özgürlük yakındır. Örgütlenerek Demokratik Cumhuriyeti kurarak Kürdistan halkını özgürleştireceğiz. Bu tecrit yıkılacak, Kürdistan özgürlüğüne kavuşacak."

TUTSAKLAR DİRENİŞİ SELAMLADI

Siyasi tutsaklar da gönderdikleri mesaj ile özyönetim direnişlerini selamladı. Mesajda, "Zekiye, Rahşan, Ronahi, Sema ve direnişleri Sêvê, Pakize, Fatma ve tüm devrimci Kürt kadınlara bize öncü oldu. Kürt halkının direnişini selamlıyoruz" denildi.

AİLELERDEN CENAZELER İÇİN DAYANIŞMA ÇAĞRISI

Sur'da direnip devlet güçleri tarafından katledilenlerin aileleri de programda bir mesaj okudu. Mesajda, şu ifadelere yer verildi:

"Yaklaşık 5 aydır başta kadim şehrimiz Amed, Cizre, Silopi, Nusaybin, Gever, Şırnak ve tüm Kürdistan'da başlatılan baskı ve operasyonlar bitmek bilmedi. Bugün Sur'da yaklaşık 110 gündür devam eden abluka var. Adını bile bilmediğimiz bir savaş yürütülüyor. Halk yaşam alanlarından edilmiş, adeta kendi öz yurdundan göç ettirilmiş. Tıpkı '90'lı yıllarda köy yakarak, yıkarak insanlar katledildi. Bugün aynısı yapılmak isteniyor. İlçeler boşaltılıyor evler yıkılıyor. Bu kirli ve kuralsız savaşı sadece uzaktan sessizleri oynayan çıkarları gereği Cizre'de bodrumlarda canlı canlı yakılarak can veren insanların ölümleri adeta seyirci kaldı Avrupa, BM, AİHM. Bu coğrafyada katledilen onlarca insanın katledilmelerinden bilin ki siz de sorumlusunuz. 

Sur'da katledilen ve yaklaşık 3 aydır cenazeleri hala Sur'da olan aileler olarak bu cenazelerimizin alınması için birçok girişimimiz oldu ancak bir sonuç alamadık. 20 gün açlık grevine girdik, hala oturma eylemimiz ise hala devam ediyor. Hiçbir dinde yeri olmayan bir mağduriyeti yaşıyoruz. Çocuklarımızın cenazeleri yanı başımızda, yüz metre ötemizde. Neredeyse o naaşların kokusunu duyar gibiyiz. Çocuklarımızın cenazelerini almamıza herkes yardımcı olsun."