Tekin: Cizre’deki o ateş işgalcileri yakacaktır

Cizre direnişinin Kürt halkı için bir milat olduğunu söyleyen PKK Yürütme Komitesi Üyesi Bozan Tekin, "Kürt halkının tarihinde artık Cizre öncesi ve sonrası var" dedi.

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Bozan Tekin, Cizre direnişinin Kürt halkı için bir milat olduğunu söyledi. Kürt halkının tarihinde artık Cizre öncesi ve sonrası olduğunu vurgulayan Tekin, “Diyarbakır Zindanı’nda bir vahşet uygulandığını, ama onun karşısında Mazlum Doğan şahsında büyük bir direniş ortaya çıktığı. Cizre’de de yaşananların benzerdir” dedi.

Çıra TV’de yayınlanan Çıra Welat programına katılan PKK Yürütme Komitesi Üyesi BozanTekin gündemdeki önemli gelişmeleri değerlendirdi. 

Öz yönetim şehitlerini anan Tekin, 2016 Newrozu’nun farklı bir renkle kutlandığını ve farklı bir mesaj verildiğini belirtti. Önceki yıllarda daha fazla Kürt sorununun çözme amaçlı diyalog, müzakere, yol ve yöntemlerle çözüm olma talebi ile kutlandığını söyleyen Tekin, “Serok Apo'nun mesajları vardı. Halkımız da bu çerçevede Newrozlarını kutluyordu. Bu yılki Newroz farklıydı. ‘Büyük bir direniş ile Kürt sorununu çözeceğiz, hiç kimseden bir şey umut etmeyeceğiz, direneceğiz ve başaracağız’ mesajları verildi” dedi.

Tekin, Türk devletinin Kürt halkını susturmak istediğini, gerillanın gücünü kırmak, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi işkence haline getirmek ve devam ettirmeyi, Kürt halkı üzerinde büyük bir zulüm yürüterek, halkı susturmayı hedeflediğini söyledi.

Türk devletinin ‘çöktürme’ adı altındaki planların Sri Lanka modelini esas aldığını da vurgulayan Tekin, nasıl ki Sri Lanka devleti Tamil Kaplanları üzerinde planlar yaptıysa ve bu plan çerçevesinde 5 bin insanı katlettiyse, yüzbinlerce insanı göçerttiyse, yaşam alanlarını tahrip ettiyse Türk devletinin bu planı model aldığını vurguladı.

Bu planların Dersim, Ağrı, Koçgiri, Palu-Genç-Hani katliamlarını aştığını da söyleyen Tekin, “İşgalci Türk devleti Kürtlerin yokluğu üzerinden var oldu. Her Kürdün bunu bilmesi lazım. İşgalci Türk devleti Kürtleri yok etmekle ortaya çıktı. İşgalci Türk devletine karşı varlık mücadelemiz devam ediyor” dedi.

“İşgalci Türk devleti ırkçı, faşist lider Tayip Erdoğan, İsmet İnönü'yü çok eleştiriyor ama o İsmet İnönü'nün kopyasıdır” diyen Tekin, aldatmaca bir şekilde sanki çözüm yolunu açacak, müzakerelere gidilecek atmosferi yarattığını ama o atmosferin başarılı olmadığını da vurguladı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın, özgürlük hareketinin, Kürt halkının isteklerinin belli olduğunu hatırlatan Tekin şöyle konuştu: “Sayı olarak çok fazlayız, her halk gibi kendi topraklarında, dedelerimizin yerlerinde özgür bir şekilde yaşamak istiyoruz. İşgallerin artık son bulması gerekiyor. Onlar ne yapmak istedi? Onlar bizleri oyalamak istedi. Artık bunun sonu geldi. Onlar da gördüler ki sonuç elde edemiyorlar. Şark Islahat planı olarak başlayan Ortadoğu'daki gelişmelerle bağlantılı bizleri kökten ortadan kaldırmak istiyorlar. Daha güçlü, daha kapsamlı ve sonuç alıcı yapmak istiyorlar. Çöktürme adı altında yaptıkları bu planda da her şey çok açık bir şekilde görünüyor. Ama onlar Mehmet Tunç ve Pakizelerin direnişleriyle karşılaştılar. Zinar ve Seherlerin intikamlarıyla karşılaştılar. Bu intikamlar ve direnişler daha da devam ediyor, devam edecektir de. İşgalci Türk devletinin hesaplarını bilmemiz lazım. Yokluk üzerinden kendisini yaratan işgalci bir devletten çözüm beklemek, diyalog umudunu taşımak yanlışlıktır. Herkes Cîzir öncesi ve Cîzir sonrası düşünmeli. Cîzir bizler için bir milattır. Cîzir, Sur bizler için bir milattır. Hitler 2. Dünya Savaşı’nda insanları toplayıp yaktı, işgalci Türk devleti de Cîzir'de bunu yaptı."

'CİZRE'DE ORTAYA ÇIKAN DESTANDIR'

Diyarbakır Zindanı’nda bir vahşet uygulandığını, ama onun karşısında Mazlum Doğan şahsında büyük bir direniş ortaya çıktığını da söyleyen Tekin, Cizre’de de yaşananların benzer olduğunu belirtti. İşgalcilerin bir halkı yok etmek, teslim almak istediğini, o binalarda yaralı insanların teslimiyet bayrağını kaldırdığını görmek istediklerini ama öyle olmadığını vurgulayan Tekin, “Onların her biri ateşten birer top olup geldiler. Onları yaktılar ama onlar ateşten birer top oldular. O ateş işgalcileri yakacaktır. O ateş Cîzira Botan'da bodrum katlarıyla sınırlı kalmayacaktır. İşgalci Türk devleti de herkes de bunu iyi bilsin. Onlar görecektir ki o bodrum katlarında vücutlarını ateşe verenler, yanarak inleyenler işgalcileri nasıl yakacak” dedi.

Kürt halkı açısından Cizre öncesi ve sonrası olduğunu da kaydeden Tekin, şöyle konuştu: “Kim için sitem ederse haindir. Kim sitem ederse işgalci Türk devletinin kölesidir. Kim intikam tepkimizi eleştirirse, sağdan sola çekerse ancak hainlik sıfatını hak edebilir. Yeter artık, Kürt-Kürdistan'da yaşayanlar, yurtdışında yaşayanlar bu hainlere karşı tavırlı olacaklar. Türkiye halkının devrimcileriyseler bu zulme-zorbalığa karşı duracaklar. Artık orta yolu seçme, sağdan soldan çekme bitti, saf belli oldu. Kürtlerin, Kürdistanlıların Hitler’i var ve bu Hitler’e karşı direniş var.”

Türk devletinin soykırım saldırılarına karşı geliştirilen direnişleri eleştirenleri de eleştirerek, işgalcilere karşı mücadelenin uluslararası hukukta da tanındığını söyledi.

'BARZANİ, KUZEY KÜRDİSTAN HALKINDAN ÖZÜR DİLEMELİ'

KDP lideri Barzani’nin açıklamalarını da eleştiren Tekin, “Cizre'de bir vahşet yaşandı, bir direniş yaşandı. KDP yönetimi tek bir konuşma yapmadı. Ne zaman ki işgalci Türk devletine karşı, onların kalbi olan Ankara'da büyük intikam eylemi gerçekleştirildi o zaman bu eylemi kınadı. Bu ulusal bir tepki değildir. Bu halkımızın direnişine karşı işgalci Türk devletinin yanında saf tutmaktır. Bu saatten sonra kimse Mesut Barzani için Kürttür, Kürtleri temsil ediyor demesin. O nasıl bir Kürt ki Kuzey Kürdistan'da onlarca insan yakılıyor ama ağzından tek bir kelime çıkmıyor. O nasıl bir Kürttür, nasıl bir liderdir? Bunlar kabul edilir durumlar değildir. Kürt adı altında kabul edilir durumlar değildir. İşgalci Türk devletinin zulmü karşısında sessiz kaldın, intikamımız karşısında sessiz kalsaydın. Burada bir tercih var. Artık KDP, kaderini işgalci Türk devletiyle bir yapmış. Varsalar birlikte varlar, yoksalar da birlikte yoklar. Mesut Barzani bu tepkilerden derhal vazgeçmeli, acilen Kuzey Kürdistan halkından özellikle de Cizre halkından özür dilemelidir" dedi. 

'EZİDİ HALKI ARTIK BARZANİ'YE GÜVENMİYOR'

HPG gerillalarının Şengal’deki varlığına yönelik açıklamalara ilişkin de değerlendirmeler yapan Tekin, Ezidi toplumuna karşı bir ihanet yaşandığını hatırlattı. Binlerce insanın hala DAİŞ çetelerinin elinde olduğunu vurgulayan Tekin şunları söyledi: “Onurumuzu çiğnediler. Biz bunu kaldıramazdık, bizden tek bir kişi de kalsaydı Şengal'e gidip Ezidi halkını savunacaktık ki gidip savunduk da. Arkadaşlarımız oraya gittiler, o halkın yanında yer aldılar, o halkı savundular, büyük bir direniş sergilediler. Şengal'in özgürleştirmesinde 30'a yakın arkadaşımız şehit düştü. Bu şehitler karşısında hiç mi saygın olmaz? Bunlar ne biçim yaklaşımlardır. İktidar olma hırsı bazılarının gözünü köreltmiş. Yani her şey benim için diyor, benim orada olmam lazım diyor. Ezidi halkı artık sana güvenmiyor. Şengal'i özgürleştirme hamlesinde orada sadece peşmergelerin olduğunu söyledi. Bu söylem büyük bir ayıptı. Bu yönlü açıklamaları da doğru bulmuyorum. Açıklamaların gerçeklik ile hiçbir alakası yok. Yine işgalci Türk devletiyle birlikte savaş konsepti yürüttüler. Bunun için gerillanın orada olmasını kabul etmiyor, tahammül edemiyor. Bu münasebetle de Şengal başarısını kutluyorum. Arkadaşları selamlıyorum ve Şilo şehitlerini büyük bir minnet ile anıyorum."

'GERİLLANIN VERDİĞİ MESAJ DEVAM EDECEKTİR'

Gerillanın artık devreye gireceğini belirten Tekin, “Gever'de, Şırnak'ta, Nusaybin'de, Kürdistan'ın diğer yerlerinde büyük direnişler söz konusu ve büyük işgalcilere de büyük darbeler vuruluyor. Bazı yerlerde gerillanın harekete geçme zemini oldu, bazı yerlerde de olmadı. Örneğin Amed'de oldu. Mermer Karakolu’na yönelim eylem düzenlendi, karakol toz duman oldu. Bu gerillanın mesajıydı ve bu mesajlar devam edecektir. Artık tek taraflı olmayacak. Gerilla ve halk birlikte olacak. Gerilla sadece dağda olmayacak. Bizim şehirlerde başlattığımız süreç artık gerilla ve halk birbirlerine ulaşacak. Şehir tecrübemiz oldu. NATO'nun bir ordusuna karşı geliştirdiğimiz şehir gerillacılığı az değildir. İlk defa kış sürecinde bir direniş Söz konusuydu. Bu süreçte aldığımız tecrübe önümüzdeki yıllarda ses ve renklerini gösterecektir. Bunun için ders çıkartmak önemli. Yaşanan eksiklikler, yetersizliklerden ders çıkartmak lazım. Hareketimiz aynı zamanda eleştiri-özeleştiri hareketidir. Pratiğini düzeltme, tecrübeleri bütün gerillalar, halkla paylaşmayı esas almaktadır. Önümüzdeki süreci daha fazla bilinçli daha fazla istekli bir şekilde güçlendirecektir" diye konuştu.

'FEDERALİZM, SEROK APO'NUN PARADİGMASIDIR'

Kuzey Suriye Federasyonu’nun Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın paradigması olduğunu söyleyen Tekin, şunları belirtti: “Serok Apo, halkları yok eden, inançları yok eden, bütün her şeyi tek dil, tek renk, tek bayrak, tek kültür yapan ulus devlete karşı demokratik ulus felsefesini geliştirdi. Rojava'da yaşananlar, Rojava'nın ve Suriye'nin tamamına yayılacaktır. Ortadoğu'daki halk, ulus devlet zihniyetinden çok çekti ve hala da çekiyor. Bu duruma bir çare lazımdı ve o çare de budur. Biz inanıyoruz ki Arap, Süryani, Ermeni, Türkmen halkı bu durumu onaylayacaklardır. Başlangıç güçlüydü. Biz inanıyoruz ki bu durum daha da büyüyecektir. Cenevre 3 Konferansına Kürt temsilcilerini davet etmediler. Türkmen, Süryani, Arap halkları kararlarını federalizm olarak verdi. Yani kendileri oluşturuyor. Bu olmasa da kalıcı bir çözüm söz konusu değil ki durum da onu açık bir şekilde gösteriyor.”

'HERKES YÖNÜNÜ AMARA'YA VERMELİDİR'

Tekin, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın doğum günü olan 4 Nisan’da ise herkesin yönünü Amara’ya vermesi çağrısında bulundu. 4 Nisan’ın sadece Öcalan’ın doğum günü olmadığını, Öcalan şahsında Kürt halkının doğum günü olduğunu söyledi.