Tuncel: Halkımız dimdik ayakta; direnişi toplumsallaştıralım

DBP Eş Genel Başkanı Tuncel, Silopi'de halkla bayramlaştı. Buradaki konuşmasında Tuncel, AKP/Saray'ın soykırımcı saldırılarına rağmen halkın iradesinin dimdik olduğunu belirtti ve direnişi toplumsallaştırmaya çağırdı.

DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve MYK üyeleri, direniş yerlerinden Şırnak'ın Silopi ilçesinde halkla bayramlaştı. Ev ev gezerek halkın bayramını kutlayan Tuncel'e Şırnak il ve ilçe yöneticileri, belediye eş başkanları ile ve çok sayıda kişi de eşlik etti. 

'ZILGITLAR MEHTER MARŞINA GALİP GELDİ!'

Tuncel, ziyaret sırasında gündeme ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bizler bu bayramı direniş alanlarının olduğu yerlerde kutlayacağımızı söylemiştik zaten. Dün İdil’deki bayramımızı gerçekleştirdik. Oldukça büyük bir ilgiyle karşılaştık. İdil’de öz yönetim direnişlerinde yaşamını yitiren ailelerimizi de ziyaret ettik. İdil’de de çok net bir şekilde gördük ki, devlet halkımız üzerinde çok ciddi bir psikolojik baskı uyguluyor. Mehter marşıyla çalışmamızı engellemeye çalıştılar ama kadınlarımızın, annelerimizin zılgıtları onların marşlarını bastırdı. İdil’de halkın büyük bir öfkesi var, devlete karşı. Devletin ne yaptığı, ne yapmak istediğinin farkındalar. Buna karşı demokrasi, özgürlük ve barış mücadelesinden asla ama asla vazgeçmeyeceklerini, bu konuda her türlü mücadelenin içerisinde olacaklarının kararlılığını ifade ettiler. 

'HALKIMIZ DİMDİK AYAKTA'

AKP hükümetinin 'Çöktürme Planı' adı altında yürüttüğü katliam politikası Kürdistan şehirlerini büyük bir yıkımla karşı karşıya bıraktı. Silopi bunu çok büyük yaşadı. Cizre,İdil, Nusaybin, Sur, Gever bunu yaşadı. Şırnak yaşıyor. AKP hükümeti devletin bütün olanaklarını kullanarak Kürdün iradesini kırmaya çalıştı. Ama halkın direnişi karşısında yenildi; dolayısıyla bu durum devlet açısından bir başarı olarak değerlendirilemez. Evet, çok ağır bir süreç yaşadık ve büyük bedeller verdik. Yaşam alanlarımız yerle bir edildi, barınma haklarımız ellerimizden alındı. Tüm bunlara rağmen halkımızın özgürlük sevdası, adalet talebi dimdik ayakta duruyor. İşte tam da bugün dayanışmayı, direnişi büyütme zamanıdır, diyoruz.

'TÜKÜRDÜĞÜNÜ YALADI!'

Sykes-Picot Anlaşması’nın son bulduğu Ortadoğu coğrafyasında Rojava Devrimi ile birlikte Kürt halkı için yeni olanakların ortaya çıktığı bir dönemde, Türkiye Kürdistanı’nın bundan etkilenmemesi düşünülemezdi. Türkiye yeni bir dönemeçte. Ya demokratikleşecek, Kürt halkı başta olmak üzere ezilenlerle, emekçilerle yeni bir çözüm yolu oluşturacak yada daha da derin bir kaosun içine girecek. Türkiye’yi on ayda uçurumun kenarına getirenler bunu net görmelidirler. Rojava Devrimi AKP’yi Avrupa’da tükürdüğünü yalayan bir duruma getirdi. Rusya ve İsrail ile yaptığı anlaşmalar politikasının başarısızlığa uğradığının bir sonucudur. Türkiye’yi dünyada en yalnız ülke konumuna getirdi. Bu yalnızlıktan çıkma yolunu Kürt halkına saldırmakta buluyor. Bunun karşısında gösterilen direniş AKP’nin gidişini, beraberinde Türkiye’nin demokratikleşmesini getirecektir. Tayyip Erdoğan yönetimiyle barışın gelmesi mümkün değildir, tıpkı Kürt düşmanlığı üzerinden geliştirilen bir siyasetin başarılı olmasının mümkün olmadığı gibi."

'DİRENİŞ AKP FAŞİZMİNİ GERİLETTİ'

DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, konuşmasının sonunda, Kürdistan'daki direnişin bütün halklar, emekçiler için de olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: 
"Bu yüzden Kürdistan’da geliştirilen direniş sadece Kürt halkı için değil, ezilen bütün halklar ve emekçiler için de yeni bir umut yaratmıştır. AKP’nin tek adamlık diktatörlüğünü, tekçi rejime karşı çoğulculuğu savunarak direnen kentlerimiz faşizmi geriletmiştir. Dolayısıyla önümüzdeki dönem bu mücadelenin daha da çetin geçmesiyle ilerleyecek. Önümüzdeki süreç yeni bir mücadelenin süreci olacaktır. Hiçbir şey bitmiş değil, belki de yeni başlar her şey. Kendi geleceğimiz için yeni bir dönemdeyiz. Bu dönemde bize düşen görev direnişi toplumsallaştırarak sürece cevap olmaktır. Bunu yapacağız."