Turgay'ın annesi: Oğlumdan bir şey kalmadı, cenazesini verin

Günlerdir oğlunun cenazesini isteyen anne Makbule Gerçek, "Oğlumdan bana hiçbir şey kalmadı. Her şey Sur'da yok oldu. Oğlumun bana cenazesini verin" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun övünerek anlattığı Sur operasyonunda katledilen gençlerden biri de 19 yaşındaki Turgay Girçek. Surlu gencin cenazesi hala ortada yok. Günlerdir oğlunun cenazesini isteyen anne Makbule Gerçek, "Oğlumdan bana hiçbir şey kalmadı. Her şey Sur'da yok oldu. Oğlumun bana cenazesini verin" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, büyük bir koruma ordusu ile dün Amed’i ziyaret etti. "Seçilmiş cemaat" ile Ulu Cami'de namaz kıldı, ardından "seçilmiş halk"a seslendi.

Konuşmasının özü özeti ise, "Sur'a iyi ki operasyon yaptık" oldu. Davutoğlu'nun "Operasyonlarımız sürecek" dediği sırada, Dicle Fırat Kültür Merkezi'nde aileler, mezarsız evlatları için bekleyişini sürdürüyordu.

Amed’de 10 aile, aylardır Sur'da katledilen çocuklarının cenazesini istiyor. 

Bu ailelerden biri de, Turgay Girçek'in ailesi.

19 yaşındaki Girçek'in annesi Makbule Girçek, her gün kültür merkezine geliyor, çocuğunun cenazesinin bulunduğuna dair gelecek haberi bekliyor.

Turgay'ın cenazesi, Sur'da iki evin bahçesinde gömülü olan 13 cenaze arasında olabilir. Ancak cenazeler henüz çıkartılmadığı için bu konudaki belirsizlik de sürüyor.

Makbule, oğlunun öldürüldüğünü 16 Ocak'ta televizyondan öğrenmiş. "Başka da bir şey bilmiyoruz. Ortada cenazesi yok. Ancak Sur'dan çıkanların anlattığına göre, 3 gün yaralı kalmış Turgay'ım" diyor.

Girçek ailesi, sıkıyönetim ilanına kadar Sur'un Savaş Mahallesi'nde oturuyordu. Sıkıyönetim ilan edilip, saldırılar başlayınca Makbule Girçek ve çocuklar mahalleden çıkmış. 

Anne, Turgay için "O'nu ayrılırken görmedim. Ortalıktan kayboldu" diyor. Turgay'ın diğer birçok genç gibi mahallesini savunmak için kaldığı anlaşılıyor.

Aile, birçok kuruma başvuru yapmış. Ancak "Hiç bir netice alamadık, hiçbir cevap bile verilmedi" diyor.

Çatışmaların sona ermesinin ardından onlarca araçla Sur'dan moloz çıkartıldı. Cenazesine ulaşamayan birçok aile gibi, Girçek ailesi de benzer kaygıyı taşıyor: "Çocuğumuzun cenazesi molozlarla birlikte bir yerlere mi atıldı?”

Girçek ailesi 22 yıldır Sur'da yaşıyor. Ancak artık Sur'da bir ev diye bir şey yok onlar için. Bu ikinci göçleri. 1992 yılında Bingöl'deki köyleri devlet tarafından yakılıp yıkıldığı için Sur'a yerleşmişler. 

Şimdi ikinci bir göçü yaşadılar. Makbule ve çocukları 3 aydır annesinin yanında barınmış. Ancak artık dönüş mümkün olmayınca ev tutmak zorunda kalmışlar.

"Yeniden Savaş Mahallesi'ne döner misin?" diye soruyorum.

Çok net yanıt veriyor: "Dönemem artık. Çünkü Turgay'ımın kanı orada döküldü."

OĞLUM DOĞUP BÜYÜDÜĞÜ MAHALLEDE ÖLDÜRÜLDÜ

Anne Makbule, gözyaşları içinde "Turgay doğup büyüdüğü mahallede katledildi. Sonra da oğluma terörist, dediler" diyor.

En çok da oğluna "terörist" denilmesine içerlemiş görünüyor. Sık sık "Evinin önünde öldürülen terörist mi olur?" diye soruyor.

Sonra oğlunu anlatıyor. Turgay'ı anlattıkça yüzü aydınlanıyor: "6 çocuğum vardı. Turgay en büyüğü. Evlendikten sonra 3 yıl çocuğum olmadı. Turgay çok güzeldi. Öyle bir güzeldi ki, bakmaya kıyamazsın. Gün gün bir gül gibi açılıyordu.

Lise 1'de okulu bıraktı. Okumak istemediğini söyledi. Biz de zorlamadık. Çünkü istemiyordu. Amcası berberdi, Onun yanına giderdi, çalışırdı.

Çok sakindi, içe kapanık bir çocuktu. Arkadaşlarının sevdiği bir çocuktu. Köyü, gezmeyi severdi. Yaz olunca, 'Anne biz anneannelere gidelim' derdi. Köyde bir çay vardı. Ona girerdi, yüzmeyi çok severdi. Geçen yaz gidemedik, içimde kaldı o da."

İKİ ADIMLIK YOL KALMIŞTI İZİN VERMEDİLER

Günlerdir Sur'da herhangi bir çatışma yok. Ancak sokağa çıkma yasağı devam ettiği için, insanlar evlerinin ne hale geldiğini bile bilmiyor.

Sur'un kapılarında bekleyen kadınlar, içeriden çıkan kamyonlara bakarak, eşyalarını tanımaya çalışıyor.

Makbule de birkaç kez evini görmek için gitmiş ancak mahalleye girişine izin verilmemiş: "Yoğurtçu Pazarı'nın başına gittim. Ancak iki adımlık yol kalmıştı, izin vermediler. Evim yıkıldı ama ev yine kurdum ama Turgay gelmedi. Turgay'a ait elimde hiçbir şey yok. Hepsi Sur'da kaldı. Bir fotoğrafı kaldı, o da babasının cüzdanındaydı. O kadar. Başka bir şey yok."

Makbule Girçek'in Batı'daki anneleri sitemi de var: "Batı'daki bizim yanımızda olsaydı, bunlar başımıza gelmezdi. Türk anneleri 'Vatan sağ olsun' demesin. Ben biliyorum, onların da canından parça gidiyor. Vatan sizin için ne yapıyor ki? Onlar da elimizden tutsunlar ve bu savaşı durdursunlar. Onlar da ayağa kalksaydı bugün bu savaş olmazdı, hiçbirimizin çocuğu ölmezdi." 

...