Tarih boyunca yaşanan her süreçte Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın öneminin ortaya çıktığını söyleyen HDP Amed Milletvekili Feleknas Uca, Öcalan önderliğinde herkesin kendi dili ve kimliğiyle yaşayabilmesi için büyük bir diriliş mücadelesinin verildiğini kaydetti.
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın tarihi 2013 Amed Newroz'uyla Kürt sorununun çözümü için başlattığı süreç ve devamında Dolmabahçe Mutabakatı ile getirmiş olduğu evreyle Öcalan'ın tüm halklar nezdinde önemi ve haklılığını bir kez daha ortaya koymuştu. Bunun karşısında AKP rejimi ve Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, halklar nezdinde sahiplenilen Öcalan'ı sorununun çözümünde devre dışı bırakmak için ailesi ve avukatları ile görüştürülmeyen Öcalan'a karşı tecrit uygulamalarını daha da derinleştirerek, siyasi heyetin de İmralı'ya gidiş engelledi ve başlattığı savaş ile halklar üzerinde yürüttüğü katliam ve yıkım politikalarını hat safhaya çıkardı.
 
Bilindiği üzere Öcalan'ın Kürt halkı üzerinde geliştirilen politikalar ile ezilen ve sömürülen halkların özgürlüğü ve Türkiye'nin demokrasisi için verdiği mücadelede ortaya koyduğu çözüm haritası tüm dünyada destek gördü. Ancak, AKP rejimi ve Türk devletinin savaş politikalarıyla çözümsüzlüğü dayatarak, Kürdistan ve Türkiye genelinde yol açmış olduğu kaos ile bir kez daha Öcalan'ın ne denli siyasi bir irade ve çözüm noktası olduğunu gözler önüne serdi.
 
Birlik, beraberlik, demokrasi ve özgürlük için başta Kürt halkı olmak üzere tüm halklar için Kürt Halk Önderi Öcalan'ın önemli bir rol ve misyon üstlendiğini dile getiren HDP Amed Milletvekili Feleknas Uca, Öcalan Kürt tarihinde önemli bir rol sahibi olduğunu belirtti. Herkesin kendi dili ve kimliğiyle yaşayabilmesi için Öcalan önderliğinde büyük bir diriliş mücadelesinin verildiğini söyleyen Uca, 2013'te Öcalan öncülüğünde Kürt sorununun çözümü için başlatılan süreçle beraber Türkiye'de yaşayan tüm halkların büyük bir umut ve beklenti ile yönünü İmralı Adası'nda tutulan Öcalan'a çevirdiğini ifade etti. Öcalan öncülüğünde Kürt sorunun çözümü için 2013 yılında Amed Newroz'uyla beraber halklara deklare edilerek başlatılan süreci yeni bir destan tarihinin yazılması için bir tarihin başlangıcı olduğunu vurgulayan Uca, "Ancak bugün baktığımızda Öcalan'a karşı AKP rejimi ve devlet tarafından hayata geçirilen ve bir yılını dolduran tecrit söz konusu. Sorunun muhatabı ve baş müzakerecisi olan Öcalan ile görüşmeleri engelliyorlar. Bundan önce de yıllardır ne avukatları ne de ailesi ile görüşmesine izin veriliyordu. Bununla Öcalan şahsında bütün barış ve demokrasi isteyen kesimlere özellikle Kürt halkına karşı 'beyaz' bir işkence yürütülüyor" değerlendirilmesinde bulundu.
 
'AMARA TÜM HALKLARIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN ALT YAPISIDIR'
 
Her tutuklunun hakları olduğunu, ailesi ve avukatlar ile görüşünde bu haklar kapsamında olduğunu belirten Uca, "Ancak bugün baktığımızda Öcalan'a uygulanan bu tecrit ve izolasyona karşı kaç kez Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM) bu konuya ilişkin tepkisini göstermiş ve Türkiye'yi mahkum etmişse de, Türkiye tarihinde bu uygulamalar son bulmamış ve tekrarlanmakta halen. Yıllardır Kürt halkı Kürt Halk Önderi Öcalan'ın doğum gününü doğduğu memleketi Halfeti ve Amara'da kutlar. On binlerce insan tüm Kürdistan, Türkiye ve Avrupa'dan yola çıkarak bu doğum günü kutlamak için yollara düşer. Neden Amara? Sadece Sayın Öcalan'ın Amaralı olması ve ya Amara'da doğması değil bu kutlamaların sebebi elbette. Özgürlük ve demokrasi isteyen tüm halklar daha çok Amara'nın bir tarih ve destan olması bilinciyle Amara'ya akın ediyorlar. Amara tüm halkların özgürlüğünün alt yapısıdır. O yüzden özgürlük için mücadele eden bir köy olarak ele alınır ve herkes yönünü Amara'ya çevirir. Bu doğrultuda devletin tüm engelleme ve ablukasına karşı hiçbir zaman Amara'ya gelişler engellenememiştir" diye ifade etti.
 
'ÖCALAN TÜM HALKLAR TEK AYDINLIK KAPIDIR'
 
Uca, 4 Nisan'da Öcalan köyün olan Amara'da Öcalan'ın doğum gününde tüm engelleri aşarak özgürlüğü haykırdıklarını dile getirerek, şöyle devam etti: "Türk devleti ve AKP rejiminin de bu mesajı çok iyi anlaması ve göz önünde bulundurması gerekiyor. Sayın Öcalan'a uygulanan tecrit ile içerisine düşülen bu eksiklikten biran önce dönerek yine Sayın Öcalan ile masaya oturması gerektiğini görmeli. Bugün olmasa da 10 yıl sonra yine Sayın Abdullah Öcalan ile masaya yine oturulacak. Sayın Öcalan önemini 2012 yılındaki büyük açlık grevinde de görebiliriz. Yine tüm estirilmeye çalışılan korku atmosferine rağmen Amed Newroz'unda bir araya gelen yüz binlerce kişinin verdiği mesajda da görebiliriz. Yine genelde görülen Sayın Öcalan'ın tüm toplum ve halklar için tek aydınlık kapısı olduğudur."