Amed Sur ilçesinde 3 aydan fazla süren ablukayı kırmak amacıyla bugün yapılacak olan yürüyüş için çağrı yapan DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, “90.gündür Sur’da sokağa çıkma yasağı uygulaması var biz bunu bir abluka sıkıyönetim olarak tanımlıyoruz zaten. Uzun süredir aileler burada bir nöbet eylemini sürdürüyor, bizler ise dünden bu yana buraya şu amaçla geldik. Sadece gelip nöbet eyleminde ailelerle bir arada bulunmak değil, biz bir süreç oluşturmaya çalışıyoruz. Aslında ablukanın tümden kaldırabileceğimiz bir süreç yaratmaya çalışıyoruz. Burada basına ortak bir açıklama yaptık ve açıklamamızda halkın yarından itibaren daha etkili devreye girmesiyle birlikte hükümet üzerine baskı oluşturabileceğimiz ve bu ablukayı yıkabileceğimizi ortaya koyduk. Bu çerçeve halkımıza çağrı yaptık ve bu çağrı gereği bizler burada bekliyoruz, Sur’da olacağız.

Bu süre sarfında bizlerde burada operasyonun olduğunu bölgede olmayı tercih ettik. Halkımızı da buraya çağırıyoruz. Amaç çok net ablukanın kaldırılması sağlamak ve elimizde tek seçenek kalmış durumda halkın devreye girmesi seçeneğidir. Bunun dışındaki hiçbir yol yöntem sonuç alabilecek durumda değil. Bugüne kadar çok denendi diyaloglar, görüşmeler fakat bunlar hiçbirinden netice edinmedi. Siyasi çağrılar yapıldı hükümete ama karşılık bulmadı. Halkın gücünün daha fazla açığa çıkmasıyla sonuç alabileceğimizi düşünüyoruz. Hükümet bunu görmezlikten gelemeyecektir. Yüz binlerce insan eğer sokağa çıkarsa, bu talebi ortaya koyarsa ablukanın kalması için yürüyüş belki kontak kapatma, hayatı durdurma daha değişik yöntemlerle tepkisini ortaya koyarsa hükümet üzerinde bir baskı oluşturacağını düşünüyoruz’’ dedi.

‘KESİNTİSİZ BİR EYLEM SÜRECİNE GİRMEK GEREKİYOR’

Sadece bugün gösterilecek olan tepkilerle bir sınır olduğunu düşünmemek gerektiğini söylen Kamuran Yüksek, şöyle devam etti: ‘’Bugün yüz binlerce insan yürüdü ve ablukada o saatte hemen kalktı gibi bir durumda çıkmayabilir. Diğer günlerde bu tepkiyi sürdürmek gerek. Kesintisiz, aralıksız bir demokratik eylem süreci içerisine girmek gerekiyor. Bu olursa hükümet buna kayıtsız kalamayacaktır ve ablukanın kalması için yeni bir zemin oluşabilir. Şu an Sur’da yaşayan insanlarımız Cizre’de olduğu gibi iki seçenekle karşı karşıya bırakılmış durumda. Birincisi sivil insanların teslim olması gerekiyor ve oradan cezaevine gönderiyorlar. Devletin halka dayattığı seçeneklerden bir tanesi budur. Bir diğeri ise buna rivayet etmezseniz öleceksiniz. Ölüm seçeneğidir. Şu ana kadar valiliğin yaptığı çağrılara karşılık gelen sivil insan olmadı. İnsanlar bu tarz bir gelişi kabul etmiyorlar. O halde üçüncü bir seçenek olmadı ve biz bu o seçeneği yaratmaya çalışıyoruz. Ne onursuzca bir teslimiyet ve cezaevi, ne de ölüm.

Abluka kaldırılır bizlerde orada çalışırız ve operasyon sürdürülecek bir gerekçe kalmaz. Hendek, barikat her neyse gerekçe bu gerekçenin kalmayacağı bir çözüm elde edebiliriz bu konuda biz çalışabileceğimizi beyan ediyoruz. Eğer bu değerlendirilirse an itibariyle abluka kaldırılabilir ve bizler burada çalışabiliriz. Bu herkesin hayatının kurtulabileceği bir seçenektir. Bu seçeneğe ikna etmek için de biz halk desteği istiyoruz. Halkın etkin bir şekilde devreye girmesi, bu seçeneğe hükümeti ikna edip oradaki insanların hayatını kurtarabiliriz. Burada varlık amacımız budur. Cizre örneği var karşımızda ve Cizre gibi bir tablo yaşanmaması için kesinlikle Amed halkının hepsinin harekete geçmesi gerekiyor. Eğer bunu başarabilirsek ölümleri durdurabiliriz.

‘ABLUKA KALKINCAYA KADAR MÜCADELE SÜRMELİ’

Amed halkının 7’den 70’ bulunduğu yerden sokaklara çıkması ve Sur’a yürümesini istiyoruz. Engellenmeye çalışılsa bile, bu demokratik hakkını ısrarlı bir şekilde halkımız kullanmaya çalışmalı. Ve buradaki abluka kalkıncaya kadar da bu mücadelesini sürdürmelidir.”