Devrimci Güçler Genel Komutanı Hacı Ehmed, Putin’in geçtiğimiz günlerde Ankara’da Erdoğan’la görüşmesine dikkat çekerek, görüşmenin İdlib’deki gelişmeleri biraz daha hızlandırmak amacıyla gerçekleştiğini, önümüzdeki birkaç gün içinde İdlib’deki bazı gelişmelerin yaşanabileceğini kaydetti.

Gözler sonlara doğru yaklaşan Reqa'yı özgürleştirme operasyonu üzerindeyken, bu operasyonun başarısı nedeniyle Türkiye, İran ve Rusya tarafından Astana Anlaşmasıyla hızla gündeme alınan İdlib’de neler oluyor?

Coğrafi yakınlığı nedeniyle alanı iyi tanıyan ve yakından takip eden Devrimci Güçler Genel Komutanı Hacı Ehmed, İdlib’deki son durumu ve olası gelişmeleri ajansımıza değerlendirdi.

‘TÜRK DEVLETİ BİR ŞEKİLDE İDLİB’E GİRECEK’

Astana6 görüşmelerinde Rusya, Türkiye, İran’ın İdlib’in bazı bölgelerine gözlemci güç yerleştirmesi anlaşmasının aslında İdlib’i 2-3 parçaya bölmek anlamına geldiğini ifade eden Ehmed, Cephet El Nusra’nın tekrardan Hama’ya saldırması ve rejimin büyük kayıp vermesi nedeniyle bunun şu ana kadar gerçekleştirilemediğini söyledi.

Putin’in geçtiğimiz günlerde Ankara’ya gelişi, Erdoğan’la görüşmesinin, İdlib’deki gelişmeleri biraz daha hızlandırmak amacıyla gerçekleştiğini dile getiren Ehmed, önümüzdeki birkaç gün içinde İdlib’de bazı gelişmelerin yaşanabileceğini kaydetti.

Ehmed, geçtiğimiz günlerde Türk devletinin yalanlamasına rağmen bazı Rus ajanslarının Türk devlet güçlerinin İdlib’e girdiği yönündeki haberlerine dikkat çekerek, şunları söyledi: “Tabii Ruslar 'Türkler girmiş' diyorlarsa bunu şöyle okumak gerekir: Halen girmedi ama girecek. Ruslar böyle bir ön propagandayla olmuş gibi gösteriyorlar. Türkler tabi İdlib’e girecekler. Ama henüz Türk askeri gücü olarak mı girecekler yoksa var olan guruplarla mı girecekler, daha tam netlik kazanmadı."

'NUSRA’YA EMRİVAKİ YAPMAK İSTİYORLAR'

Önümüzdeki 2-3 gün içinde İdlib’deki gelişmelerin daha fazla netleşeceğini belirten Ehmed, şunları ifade etti:

“Türkler böyle birkaç yere girebilir. Sarkim, Harim gibi bazı yerler var, oralara da girebilirler. Hama tarafında bazı yerler var, Türkler onlardan istiyor. Oralara da girebilirler. Cephet El Nusra’ya karşı bir savaş yapamazlar. Ama böyle kuşatarak emrivaki gibi bir şey yapıp bazı yerleri ondan almak istiyorlar. Bu stratejik bombardıman uçakları var, Ruslar bunları Suriye’de ilk defa kullandı. Yüzlerce bombardıman yapıldı. Adeta köy köy, yer yer, merkez vuruldu. Yüzlerce insan öldü, binlerce insan yaralandı.

Türkler de Babil Hava gibi İdlib’e yaşam gereksinimlerinin girdiği kapıların hepsini tuttu. Yine Türkiye’nin denetimindeki diğer gruplara bağlı olan insanlar da bir özel savaş harekatı başlattılar. Cephet El Nusra’ya karşı bir halk örgütlenmesi başladı, bu da onu çok zorluyor.”

Hacı Ehmed, Heyet Tahrir El Şam’ın biraz direndiğini, daha da direnecek gibi göründüğünü ama bazı tavizler vermek zorunda kalabileceğini dile getirerek, şunları da belirtti:

“Türkler kapıları tuttu, Ruslar da vurdu. Şimdi Nusra’ya ya birkaç yeri vereceksin ya da tümden bir savaşa gireceksin şeklinde bir dayatma var. Şu anda halk doğal gereksinimlerini bile karşılayamıyor. Rusların bu son saldırıları da hem halk üzerinde ciddi bir etki yarattı, hem de Nusra’yı gelecekte çok daha yoğun saldırılar olacağına ilişkin kaygıya düşürdü.

Ama sonuçta dışarıdan bir yönelim ve Ruslarla Türkleri bir oyalama olmazsa, Türkler de, Ruslar da İdlib’e girecekler. Ama girme oranları hangi kapsamda ve nerelere olur; onu ancak önümüzdeki günlerde pratikte göreceğiz. Bunlar bizim gözlemlerimizdir, insan tam net kestiremiyor ama sanki bazı şeyler üzerinde anlaşabilirler. Bunlar 2-3 içinde netleşebilir."