Reqa'da artık inşa zamanı

YPG Genel Komutanlarından Newroz Ehmed, tüm dünya için tehdit oluşturan Reqa'daki tehdidi yok ettiklerini, tüm dünyanının kentin inşasına katılması gerektiğini söyledi.

Reqa hamlesini koordine eden komutanlardan Newroz Ehmed, Reqa'da zaferin kazanıldığını ama işlerin henüz bitmediğini belirtti. Kentin mayınlardan temizlenmesi, uyuyan hücrelerin tasfiyesinin ardından yeniden inşanın hızla yürütülmesi gerektiğini kaydeden Ehmed, askeri güçlerinin yavaş yavaş çektiklerini ve kentin Kürtlerin değil, bileşenlerinden oluşan Reqa Sivil Meclisi'nin idare edeceğini vurguladı.

YPG Genel Komutanlarından Newroz Ehmed, DAİŞ’e karşı yapılan tüm hamlelerin genel koordinesinde yer aldı. Reqa’yı özgürleştirmeyi amaçlayan 'Büyük Savaş'ın da genel koordinesinde olan Newroz Ehmed, şimdi de Cizîr Fırtınası Hamlesi’ni koordine ediyor. QSD Genel Komutanlığı Üyesi de olan Newroz Ehmed ile Reqa ve Cizîr Fırtınası Hamlesi’nin merak edilen yönlerini konuştuk.

Reqa'daki işgale son vermeyi amaçlayan hamleye başlamanın önemi, temel özellikleri neydi?

Reqa uzun süredir DAİŞ’in elinde ve başkent olarak tanımladığı bir kentti. Reqa içinde kendi sistemini oturtmuştu. Reqa halkının önemli bir kesimini kendi etrafında örgütlemişti. Zorlukların fazla olacağını tahmin ediyorduk. DAİŞ’e karşı en büyük mücadeleyi veren bizlerin Reqa’yı özgürleştirme kararı vermesi oldukça önemliydi. DAİŞ'in etkisinde olmayan Reqa halkından da talep vardı. Zaten hamlenin en dikkat çekici özelliklerinden biri Reqa halkının hamle boyunca etrafımızda kenetlenmesi ve güçlerimize katılım düzeyiydi.

Yine bizim için en önemli noktalardan biri kara savaşını tek başımıza yürütmemizdi. Hamle ilan edildiğinde birçok kesim güçlerimizin başaramayacağını düşünüyordu, bunun üzerinden propaganda yapıyorlardı.

 Reqa gibi DAİŞ’in askeri ve toplumsal olarak en örgütlü olduğu bir yere operasyon yapınca güçlerimizin tıkanacağını, dağılacağını düşünüyorlardı ve bunun propagandasını yapıyorlardı. Yani onların hesabına göre biz DAİŞ'i bitirecektik ama biz de güçten düşecektik. Bunun başını da özellikle Reqa’ya ilişkin planları boşa çıkan Türk devleti çekiyordu.

Bizim için bu hamleyi sonuna kadar başarıyla götürmüş olmak; moral, büyüme, kendine daha fazla güvenme açısından önemlidir.

Bahsettiğiniz güçlerin beklentilerine rağmen bu başarı nasıl gelişti?

Büyük bedellerle kazanılan bir başarı ve zaferdir Reqa. DAİŞ Reqa’da gerçekten çok direndi. Minbic ve Tebqa gibi alanlara göre hazırlığını en fazla yaptığı; mevzilerini çok daha güçlü kurduğu şehir Reqa'ydı.

İnsanın hayal edemeyeceği kadar mayınlama yapmışlardı. Şehir ellerinde olduğu için yer altı sistemlerini çok güçlü kurmuşlardı. Bunun karşısında QSD savaşçılarının önemli bir bölümü yeni katılımdı. Buna rağmen bu düzeyde bir hamleyi gerçekleştirip kendini örgütlemek büyük bir başarıydı.

Reqa hamlesi tüm Suriye halklarının toplandığı yer oldu, Hamledeki güçlerimiz içinde tüm Suriye halkları vardı. Reqa Meclisi’nin güçleri de öncüydü. Yine Şehba’daki güçlerimiz, YPG, YPJ, Dêrazor Askeri Meclisi güçleri hepsi bu hamlede yerlerini aldı. Gerçekten büyük bir özgürlük iradesiyle gerçekleştirildi.

ABD öncülüğündeki Koalisyon'un teknik ve hava desteği DAİŞ’in bu kadar hazırlıklı ve güçlü olduğu bir saha için yeterli miydi?

Koalisyon güçlerinin desteği diğer hamlelere göre daha fazlaydı. Zaten hamle başladığında Koalisyon ile bütün bu konular üzerine tartışılmış ve bir anlaşmaya ulaşılmıştı. Güçlerimiz kara savaşına yeterliydi ama teknik donanım, tekniğin kullanılması eğitimi gibi konularda destek gerekiyordu. Bu destek verildi. Hamlenin kapsamına tam olarak yeterli değildi ama yine de hamle başarılı bir şekilde yürütüldü.

Hamlenin genel koordinesinde yer aldınız. YPJ ve kadınlar olarak hamlenin başarısında kadınların rolü neydi?

Kadın katılımı ve oynadığı rol çok önemliydi. Şimdiye kadar kadın güçlerimiz hem YPG’de hem YPJ olarak QSD içinde öncü rolünü oynuyor. Özellikle QSD adına başlattığımız ilk hamle olan Şeddadê hamlesinden Minbiç hamlesine kadar yavaş yavaş QSD içindeki işte özellikle Arap halkından güçler kadının gücünü ve rolünü gördü. Aslında Minbic'te daha net bir biçimde görüldü. Özellikle Heval Koçerin gibi kadın arkadaşlarımız hamlede kahramanca öncü rollerini oynadılar. Hamlenin komutanlığını yapıp çok ciddi sorumluluk aldılar. Bu tablo, QSD içindeki başta Arap güçler olmak üzere diğer güçlerde kadına, kadın savaşçılığı ve komutasına karşı büyük bir güven geliştirdi.

Reqa'da pratikte çok sayıda kadın arkadaşımız yerini aldı. YPJ çok büyük bir öfke ve kinle; taktikte, ilerlemede çok daha zengin yöntemlerle katılım sağladı. Kadın gücümüz çok büyük bir istemle bu hamleye katıldı. Reqa kadın kırımının gerçekleştirildiği, köleliğin kadına en fazla ve en kirli şekilde dayatıldığı, kadın düşmanı bir sistemin burada oturtularak tüm dünyaya yayılmak istendiği bir yerdi.

Şehit Sozdar ve Şehit Şervin ile onlarca kadın arkadaşımız bu hamleye komutanlık düzeyinde katıldı. Özellikle Arap kadın savaşçılar çok ciddi katılım sağlayıp öncü düzeyde rol aldı.

Kadın savaşçılar hamlede suikast, sabotaj, ağır silahlar, komutanlık, hatta zırhlı araç şoförlüğüne kadar her alanda görev aldı. Aslında şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; bölgemizde, hatta dünyada ilk defa kadınlar bu derece güçlü ve kapsamlı bir biçimde savaşa katılıp yönetti; savaş taktikleri üretti.

Bazıları sanki hamleye kadın katılımını bir propaganda aracı olarak kullandığımızı düşünüyor. Bu hamlede bağımsız birçok kişi, gazeteci gelerek durumun böyle olmadığını; gerçekten kadınların öncü olduğunu gördü. Hatta bazıları şaşkınlıklarını gizleyemedi.

Gerçekten savaşın sorumluluğunu almak; bu kadar şiddetli, dakika dakika, saniye saniye izlemen gereken bir savaşı yönetmek ve karar almak elbette o kadar kolay değil. Zorlukları çok. Ama onlarca arkadaşımız tarihsel sorumluluğunu yerine getirip DAİŞ’in kadın ve toplum kırımına “dur” diyebilmek için büyük bir istekle savaşın koordinesinde yerini aldı. Sonuçta güçlü bir ekipleri ve tecrübeleri oldu.

Bu savaşa katılımın YPJ ve kadın güçlerinde önemli bir ekipleşme yarattığını ifade ettiniz, bunu biraz açabilir misiniz?

Bu durum, hem halkta hem de savaşa katılan ve erkeklerden oluşan diğer güçlerde kadına karşı büyük bir güven yarattı. Reqa Meclisi birkaç kadın taburu kurdu. Çünkü hamlede kadının katılımını görenler, kadının gücüne yani kendi gücüne inanarak katıldı. Dêrazor Askeri Meclisi kendi kadın taburunu ilan etti.

Reqa operasyonu sürecinde sadece askeri açıdan değil, örgütsel ve düşünsel anlamda da kendilerini örgütleyip katılım sağladılar. YPJ olarak hamle öncesinde onlarca taburumuzu yüzlerce kadın savaşçımızı hazırladık, örgütledik.

Minbic, Tebqa, Reqa, Dêrazor’dan bu hamle sürecinde yüzlerce başta Arap halkından olmak üzere tüm halklardan kadınlardan katılım oldu.

Şu anda 'Reqa artık güvenlidir' diyebilir miyiz?

En zor aşama DAİŞ’i bölgede yok etmek ve şehri özgürleştirmekti. Ağır bir savaş ve büyük bedellerle başarıldı. Ağır bir savaş yaşandığı için şehir de doğal olarak büyük tahribata uğradı. Reqa halkı evinden ve toprağından koparak göçmen olmak zorunda kaldı. Yeniden şehri kurmak gerçekten zor bir iş. Zorluğu sadece hasardan kaynaklanmıyor, aynı zaman da binlerce mayın mevcut. Mayınların bir kısmı temizlendi ama DAİŞ akla hayale gelmeyecek sayıda mayınlama yapmış. Her gün şehirde mayın patlıyor, yaşamını yitirenler oluyor.

Bir süreye kadar şehrin tamamıyla mayınlardan temizlenmesi için ilgili uluslararası kurumların desteği gerekiyor. Bu nedenle şehri kontrolde tutarak sivil ölümleri önlemeliyiz.

Elbette DAİŞ’in uyuyan hücrelerini ihmal etmemek gerekiyor. Bir süre çok ciddi duyarlılık ve bölgeyi kontrol altında tutmak önemli. "Şehri kurtardık artık her şey bitti, şehir güvendedir” diyemeyiz. Önemli bir süre daha savunma tedbirlerinin şehir içinde de çok güçlü alınması gerektiğini düşünüyorum.

BAAS rejimi, bölgedeki egemenlik iddialarını sürdürüyor. Reqa üzerine gelişebilecek BAAS tehlikesi var mı?

Özel olarak Reqa için böyle bir tehlike var, diyemem. Çünkü şu anda rejimle aramızda sınır olarak bir mesafe var. Özel olarak burayı hedef almaya gerekçe yapabileceği bir şey yok. Ama genel olarak aslında tüm Kuzey Suriye için BAAS tehlikesi var. Çünkü rejim bizim kurduğumuz tüm bölge halklarının kendi haklarıyla içinde kardeşçe yer alacağı demokratik federal sistemi kabul etmiş değil. Bu da genel olarak bir savaş açabileceği tehlikesini barındırıyor. Bütün alanların, kaynakların kendi hakkı olduğunu iddia ediyor. Bu da bizim için kabul edilebilir bir durum değil. Şimdiye kadar haklarımızı elde edebilmek, demokratik ve özgür bir biçimde yaşayabilmek, bölge halklarını bu şekilde yaşatabilmek için bu kadar savaştık, savaşmaya da devam edeceğiz. Bu kadar bedel boşuna verilmedi. Rejimi bu şekilde kabul edemeyiz. Rejimin bu egemenlikçi ve tekçi yaklaşımı nedeniyle zaman zaman karşılıklı gerilimler ve çatışmalar çıkabiliyor. Rejimin de demokratikleştirmesi gerekiyor ki barışçıl ve özgürlükçü bir temelde birlikte yaşayabilelim.

Şehrin yeniden inşası, kurulabilmesi için ne gerekiyor?

Halk gerçekten çok zorlandı. Şehrin yeniden kurulması için hem para hem de malzeme gerekiyor. Uluslararası güçlerin, yardım kuruluşlarının yardım etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü Reqa tüm dünya için önemliydi. Şimdiye kadar nasıl ki başta Koalisyon olmak üzere hamle desteklendiyse bundan sonra da şehrin yeniden kurulması için destek gerekiyor. Reqa, dünyanın çeşitli ülkelerinden yüzlerce yabancı cihadçının gelip konumlandığı bir yerdi. Güçlerimizin öncülüğünde bu tehlike ortadan kaldırıldı. Aslında biz tüm dünya ülkelerini de bu tehlikeden kurtardık. Bu nedenle umut ediyoruz ki tüm dünya Reqa’nın yeniden kurulmasında yardımcı olacaktır. 

Reqa’nın geleceğine ilişkin ne düşünüyorsunuz, bu konuda bir planınız var mı?

Bir kısım güçlerimizi Reqa’dan çektik ama şu anda şehrin güvenliği ve güvenlik tedbirlerinin güçlü alınabilmesi için güçlerimizin bir bölümü oradalar. Fakat yavaş yavaş Reqa’yı Reqa Sivil Meclisi’ne devrediyoruz.

Sivil Meclis de bazı kesimlerin iddia ettiği gibi formalite olmadığı gibi Reqa Kürtlerin egemenliğinde de değil. Reqa Sivil Meclisi, Reqa’nın nüfus oranına göre tüm Reqa halklarının temsilcilerinin yerini aldığı bir meclis. DAİŞ zulmünü yaşamış olan bütün Reqa aşiretlerinin temsilcilerini barındırıyor.

Reqa Sivil Meclisi yavaş yavaş Reqa halkını topraklarına dönmek üzere örgütleyecek. Ama QSD güçleri olarak ne yardım isterlerse yardım etmeye hazırız.