Reqa'da bir gün

Reqa'da çok yoğun bir savaş olmasına rağmen, 2 aydan fazla bir süredir, durmak bilmeden, evden eve, sokaktan sokağa bir savaş yaşanıyor ve savaşçılar sona doğru yaklaşıyor. Bütünleşmiş bir ruh ve yüksek moralle görüyoruz QSD savaşçılarını.

Çavreş, panzerin sürücüsüdür. Her gün onlarca kez şehir merkezine gidip dönüyor, Reqa'nın tüm mahalle ve sokaklarını ezberlemiş durumda. Biz de onunla panzere atladık, biz henüz sormadan o bize mahallelerin isimlerini ve yaşadıklarını anlattı. Bütün savaşlar savaştır ama Reqa'da DAİŞ’e karşı yürütülen savaş bir başka savaştır. Bu savaşı farklı kılan, şehrin büyük olması, genellikle binalardan oluşması. En farklı yönü de, DAİŞ'in burayı kendisi için başkent olarak ilan etmesi.

Bu sebeple her sokak ve evde çok büyük çatışmalar yaşanmış; evler yıkılmış, kurşunların ve bombaların izleri her yerde görünüyordu. Çoğunluğu Efrînli olan bir grup savaşçıyla karşılaştık şehir merkezinde. Ferdos Caddesi ve Nıştıman Hastanesi’ne yakındık. Savaşçıların aktarımlarına göre hastanede çok çete vardı ve sivilleri de rehin almışlardı. Bu sebeple çok dikkatlice hastaneye yaklaşıyorlardı.

Her taraftan yağmur gibi yağan kurşun sesleri geliyordu. Çeteler Sinaha, Mişleb ve Reqasemra mahallerine saldırıyordu, Tabur Komutanı Araz Hesekê’nin aktardığına göre, saldırılar kırılmış ve 40 DAIŞ’li öldürülmüştü.

Komutanın aktarımına göre onlar DAİŞ’i çembere aldıkça çıldırıyorlar ve tüm güçleriyle saldırıyorlar, öldürülüyorlar.

Her binada savaşçılarla karşılaştık, onlara sivilleri sorduk. Kendi imkanlarıyla DAİŞ’in elinden kurtaran sivil sayısının çok az olduğunu söylediler. Daha sonra biz de savaşçılar tarafından kurtarılmış bir grup sivil gördük.

Çoğunluğu DAİŞ’in onların yemeklerine göz koyduğunu, DAİŞ’in elinden nasıl kurtarıldıklarını anlatıyordu.

İki ayı aşkın süredir Reqa çembere alınmış, kurşun ve bomba sesleri hiç kesilmiyor. Şehrin yüzde 85’i kurtarıldı, bir ay içinde şehrin tamamı DAİŞ’ten temizlenecek.