QSD Komutanı: Reqa'da çember daralıyor

QSD komutanı Reqa hamlesine katılan güçlerin büyük çoğunluğunu Reqa’lı gençlerin oluşturduğunu ifade ederek “Reqa'yı Reqa'nın çocukları özgürleştiriyor” dedi.

QSD komutanı Lokman Xelil, DAİŞ çetelerinin QSD’ye karşı her türlü vahşi yöntemi kullandığını belirterek “ancak onların tüm bu çabaları sonuçsuz kaldı. Ve bugün Reqa’nın yüzde 85 hatta diyebiliriz ki yüzde 90'a yakın güçlerimizin elindedir” dedi.

QSD komutanı Lokman Xelil, sona doğru yaklaşan Reqa hamlesinin şu anda geldiği aşamaya ilişkin ANF'nin sorularını yanıtladı.

Reqa Hamlesinde artık sonlara doğru geliniyor. Hamlenin şu anda bulunduğu aşamayı biraz aktarabilir misiniz?

Reqa'yı özgürleştirme hamlesinin dördüncü ayındayız. Bu anlamlı ve kutsal günleri tüm şehitlere adıyoruz. Ve Reqa’da şehit düşen tüm arkadaşlarımızı tekrardan anıyoruz. Yaralı arkadaşlarımızın acilen şifa bulmalarını umuyoruz. Tüm şehit ailelerine de başsağlığı diliyoruz.

6 Haziran’da Reqa hamlesi başladığından bu yana dört ay geçti. Bu dört ay içinde Suriye Demokratik Güçleri (QSD), YPG, YPJ ve tüm müttefikleriyle birlikte Reqa içinde DAIŞ barbarlığına karşı mücadele edenler büyük başarılar elde etti. Büyük bir emek, mücadele ve çetin bir savaş ile birlikte bugün şehrin büyük bölümü savaşçıların kontrolü altında. Şehrin yüzde 80-85’i savaşçıların kontrolünde. Bu büyük bir mücadele ve çalışma ile yürütüldü.

Herkes Reqa’da ne yapacağımızı merak ediyordu. Özgürleştirebilecekler mi, zamanında bitirebilecekler mi, hedeflerine ulaşabilecekler mi? gibi sorular vardı. Musul gibi olacağını bekleyenler vardı. Hem büyük bir askeri kayıp hem de şehrin yıkılmasını bekliyorlardı. Çünkü Reqa Suriye’de DAIŞ'in başkenti konumundaydı. Tüm imkan ve olanaklarıyla kendini Reqa’da konumlandırmıştı. Bu nedenle herkes şöyle bir beklenti içindeydi: DAIŞ, QSD güçlerine büyük darbeler vuracak. Ancak bu geçen dört ay içinde şunu çok rahat söyleyebiliriz ki en büyük darbeleri DAIŞ çeteleri aldı. DAIŞ büyük bir kırılma yaşadı ve artık bitiş aşamasına gelmiştir. Büyük bir fedakarlık ve ulaşılan özgür ruhla bu çalışma yürütülmüştür. Konuştuğumuz bu dakikalarda bile çatışmalar ve ilerleme devam ediyor ve gittikçe DAIŞ etrafındaki çember daralıyor.

Daha önce hamlenin çok fazla uzamayacağı söylenmişti, hamlenin bu kadar uzamasının nedeni neydi?

Bu hamlenin uzamasının nedeni sivil kayıplarının yaşanmaması içindi. Birçok zaman ağır hareket ediyordu gücümüz, siviller güvenli alana taşınana kadar sonra harekete geçiriliyordu. Fakat şu an şehrin büyük bir bölümü bizim elimizdedir. Kalan kısmının da tamamlanması için ilerleme devam edecek. DAIŞ artık bitiş ve kırılmanın son anlarını yaşıyor. Ve bizim gücümüzde başarı ve zaferi ilan etmenin son anlarını yaşıyor.

Reqa hamlesinin genel anlamda etkisi nasıl oldu? Neyi kendisiyle değiştirdi ve ney hızlandırdı? Reqa neden bu kadar önemli?

Elbette hiçbir askeri çalışmayı siyasi, toplumsal ve örgütsel çalışmalardan ayrı ele alamayız. Eğer hatırlanırsa Reqa hamlesi bizim tarafımızdan başlatılmadan önce, hangi gücün Reqa'ya gireceği üzerinde büyük bir savaş vardı. Bir taraftan Türk devleti, Suriye rejimi, muhalif güçler, İran güçleri içinde yer almak istiyordu. Yine Rusya bunların hepsinin onun çatısı altında çalışan bu güçlere destek veriyordu. Fakat şimdi görüldüğü gibi, Reqa’ya girebilen ve Reqa’yı özgürleştirebilen yine Reqa'nın kendi güçleriydi. Suriye’nin demokratikleşmesi için mücadele eden, Suriye’de demokratik bir sistemin kurulmasını isteyen ve Suriye'nin demokratikleşebileceğine inanan insanlar Reqa'yı özgürleştirme hamlesine katıldılar. İlk başlarda nasıl bir savaş varsa güçler arasında, Reqa'nın bitmeye doğru gittiği bugünlerde de var. Çünkü herkes Reqa içinde söz sahibi ve etki gücünün olmasını istiyor. Avrupa ülkeleri, Rusya, Suriye hükümeti de bunu istiyor. Suriye hükümeti Reqa gibi bir şehrin QSD savaşçılarının kontrolüne geçmesini kabul edemiyor. Sivil halkın kendini yönetme sistemini oluşturmasını istemiyorlar. Bu nedenle büyük bir telaş içindeler. Güçlerimizin önünü tutmak için Suriye de, Rusya da, İran da güçlerimizin ilerlemesinin önünü tutmak için çabalıyorlar.

Biz Reqa'dan sonra Dera zor'a gideceğimizi biz kimseden saklamadık. Bu nedenle Suriye hükümeti bir çok taviz Rusya ya verdi, bir çok alandan vaz geçti ki bizim Dera Zor’da güçlerimizin ilerlemesinin önünü tutmak istediler. Bunun içinde Türkiye, İran, Rusya ve bir çok ülke de bunun içinde yer alıyor. Burada Reqa'nın özgürleştirilmesi de bizim ne kadar düşman sahibi olduğumuzu gösteriyor. Suriye halkının bu dünyada ne kadar çok düşman sahibi olduğunu gösteriyor. Reqa hamlesinden sonra Suriye’de nasıl bir demokratik sistem oluşturulacağı ortaya çıkıyor. Onların Dera Zor’a saldırıları ve bu saldırılarda insani ölçüleri tanımaması bir göstergedir. Birçok sivil katlediliyor, katliamlar yapılıyor, talan yapılıyor. Tüm bunlar sadece bir yerleri alabilmek, bu ülkenin sahip olduğu zenginliği ellerine geçirmek adına. Bu nedenle kendi aralarında bir anlaşmaya gittiler. Bu anlamda Suriye halklarının kazanımlarına ve sahip olduğu zenginliklerine sürekli bir saldırı var. Reqa hamlesinin başarısı şunu ortaya koydu ki halklar kendi topraklarını özgürleştirebilirler.

Reqa hamlesinin diğer hamlelerden farkı neydi?

Reqa hamlesini ve bugüne kadar yürütülen diğer hamlelerin birbirinden farklı klan bir şey vardır. Minbic, Tebqa, Şedade hamlelerinden farkını çok rahat bir şekilde şöyle ifade edebiliriz: Reqa hamlesi, büyük bir fedakarlık ve mücadele eden Reqa'nın oğulları ve kızları sayesinde yürütüldü. Reqa'lı gençlerin Reqa halesine katılım oranı yüzde 70'i aşıyor. Bugün burada savaşan Reqa halkıdır, özgürlüğünü araya Reqa halkıdır. Minbic hamlesinde her kesimden katılan vardı, Tebqa hamlesi yine öyle, elbette Reqa hamlesi de öyle ama Reqa hamlesinde gözle görülebilecek büyük bir sayı Reqa halkından. QSD güçlerini kabul eden ve bugün Reqa şehrinde savaşan Reqalı gençler var ve bunlar büyük bedeller ödediler. Reqa halkı kendi caddelerinde ve sokaklarında şehirlerini özgürleştirmek için şehit düştüler. Reqa'nın zaferi, Reqa halkının eliyle gelen bir zaferdir. Özellikle Kuzey Suriye ve Rojava halkının yardımıyla bu zafer elde edilmiştir. Bugüne kadar da bu mücadele devam ediyor.

DAIŞ Reqa’da çok fazla sivilleri kullandı ve aynı şekilde kaçmaya çalışan bir çok sivili katletti. Neden özellikle sivilleri burada hedef aldı?

DAIŞ kendi başkentin de her türlü hazırlık yapılmıştı. Reqa şehrinde şimdi de DAIŞ intihar eylemleriyle, bomba yüklü arabalarla ve değişik saldırılarla güçlerimize saldırıyor. Fakat onların bu saldırıları hiçbir şekilde istedikleri sonucu onlar için getirmedi. Onlar esasta Reqa'yı büyük bir mayın tarlası haline getirmişlerdi. Her karışına mayın döşemişlerdi. Bunun da tabi hiçbir ahlaki ölçüsü yoktur. Çünkü Reqa’da sadece iki silahlı gücün çatışması yok. Reqa’da siviller de yaşıyordu. Ancak DAIŞ o kadar insani ahlak ölçülerinden uzak ki sivilleri, çocukları, kadınları, yaşlıları hesaplamamış. Kim bu mayınlara rastlarsa onlarda patlıyor. Sadece bizim güçlerimiz değil, Reqa halkı da onların hedefindedir. DAIŞ bugüne kadar Reqa halkının onlarla birlikte olduğunu dile getiriyordu. Fakat bugün DAIŞ'in halka karşı düşmanlığı açık bir şekilde ortaya çıkıyor. Bu yüzden DAIŞ bu bölgedeki halkı bir bütün olarak bitirmek istiyor. DAIŞ'in Reqa’da bir hedefi de buydu. Bu nedenle sivil halkı kendisi için kalkan olarak kullanıyordu ve bırakmıyordu çıksınlar. Çatışma alanından çıkmalarına izin vermiyordu. Kendisini korumaya çalışıyordu. Onlar için sivillerin ölmesinin pek bir değeri yoktu. Yine diğer bir farkı da diğer hamlelere nazaran sayı olarak Reqa’da çok fazla sivil vardı. Çünkü DAIŞ diğer hamlelerden bunu anlamıştı, sivil ne kadar çoksa o kadar kendini koruyabilir. DAIŞ sivil insanlara bomba yükleyip patlattı, onlara elbise giydirerek uçakların onlarını vurması için hedef haline getirdi. Çıkmaya çalışan sivilleri vurdular. Bundan iki gün öncede çok yakın bir mesafede bize ulaşmaya çalışan sivilleri vurdular, katlettiler. Kısacası her türlü vahşi yöntemi kullandılar. Sadece insanları değil coğrafik olarak da yok etmeye çalıştılar. Birkaç eve birden mayın bağlayarak patlatmaya çalıştılar. Bu şekilde her yerin mayınlı olduğunu göstermeye çalışarak güçlerimizin içine korku salmaya çalıştılar. Ancak onların tüm bu çabaları sonuçsuz kaldı. Ve bugün Rakka’nın yüzde 85’i hatta yüzde 90'a yakını güçlerimizin elindedir.