Reqqa'da inanç: Bir yaralı kurtarılırken

Reqqa'da YPG, YPJ ve QSD öncülüğünde başlatılan büyük ceng adım adım zafere doğru ilerliyor.

Çoğu zaman sıcaklığın 50 derecenin üzerine çıkan şehirde durmadan ilerleyen savaşçılar şimdiye kadar birçok mahalleden DAİŞ'i tümden temizlemiş durumda. Girilen her mahalle DAİŞ'ten temizlenene kadar büyük çatışmalar yaşanıyor. Her anı unutulmaz olaylara sahne oluyor.

Tanık olduğumuz her anı anlatabilmek, dile getirmek için çoğu zaman zorlanıyoruz. Tüm dünyaya burada yaşananların sadece silahlı çatışmalardan ibaret olmadığını anlatabilmeyi kendimiz için bir borç olarak görüyoruz. Çünkü onlar bunu hak ediyor. İnsanlık ve tarih bunları bilmeli. Hayatlarının henüz baharında olan bu genç savaşçıların tanınmaya, anlaşılmaya ve bilinmeye hakları var. Büyük bölümü henüz hayatlarının baharında olan bu savaşçıların verdiği mücadele, direniş; birbirlerine olan bağlılıkları, cesaretleri, fedakarlıkları, gören herkesi kendilerine hayran bırakıyor. Biz de gördüğümüz ve tanık olduğumuz her anı anlatmaya çalışıyoruz. Onların bu destansı direnişleri karşısında anlatımlarımızın çok eksik kaldığının farkındayız, ancak bir nebze de olsa bunu dile getirmek tarihe en azından küçük bir not düşmektir.

BİRBİRLERİYLE YARIŞIYORLAR

Bir gün önce savaşçıların kendi yaralı arkadaşlarını kurtarmak için verdikleri mücadeleye tanık olmak bile yeterli, bu topraklarda yaşananları anlamak için.

Reqqa'nın doğusunda bulunan Suk El Hal Mahallesi'nde çok yoğun çatışmalar yaşanıyordu. Savaşçılar bir gece önceden girmişlerdi ve sabaha karşı birçok noktasını almışlardı. Biz üç basın çalışanı ön mevzilerde bulunan savaşçıların durumlarını çekebilmek için gitmiştik. Gittiğimizde noktalarda bir hareketlenme olduğu hemen fark ediliyordu. Bir grup aceleyle yola koyulmaya hazırlanıyordu. Suk El Hal Mahallesi'nde bir arkadaşlarının yaralandığını ve onu kurtarmak için gideceklerini söylediler. Biz de onlarla gitmek istedik. Uzaktan da olsa bu anları görüntülenmesi çok önemliydi. Bu sefer bize engel olmadılar. Grup komutanları, "Gidin ama uzakta kalıp çekeceksiniz. Söz verin, ileri gitmeyeceksiniz" dedi. Söz verdik. Ve zırhlı bir araca savaşçılarla birlikte bindik. Olay yerine ulaştığımızda, savaşçılar hızlı bir şekilde araçtan indiler ve saldırı pozisyonuna geçtiler. DAİŞ çeteleri her taraftan ateş açmıştı. Durmadan savaşçılar üzerine mermi yağdırıyordu. Ama buna rağmen savaşçılar o ateş hattını yararak kendilerini yaralı arkadaşlarının yanına ulaştırdılar. Savaş meydanında korku nedir unutmuşlardı sanki. Mermilerin aralarında koştuklarında nefeslerimizi tutuyorduk. Fakat onlarda en ufak tedirginlik yoktu. Birbirleriyle yarışıyorlardı adeta. Bir an önce yaralı arkadaşlarına ulaşabilmek için sabırsızdılar.

YOĞUN ATEŞ ALTINDA HAREKET

Zırhlı araç düşman hattının yaklaşık 150 metre ilerisinde iki evi ayıran ince briket bir duvarın arkasında mevzilenmişti. Hızla arabadan inen savaşçılar yaralının yerini tespit etmekte fazla gecikmedi. Çeteler kısa süre sonra savaşçılara yoğun bir ateş açtı. Mevzilenmenin az ilerisinde bulunan yaralıya ulaşmak için düşman ateşini çok hızlı şekilde koşarak geçmeleri gerekiyordu. Ve en kötüsü de, karşıda onları neyin beklediğini bilmemekti. Her ne olursa olsun yaralıyı kurtarmak için savaşçılar tüm riskleri göze almıştı. Tek tek karşıya geçmeye başladıkları esnada düşman ateşi yoğunlaştı. Sırtlarında keleşleri ve ağır raxtları ile kavurucu sıcakta dakikalarca çatışan savaşçılar yaralının bulunduğu noktaya düşmana doğru ateş açarak koştular. Grupta güvenlik ateşi açan 'biksici' de en az düşman hattını koşarak geçen savaşçılar kadar tehlikede, çünkü daha az hareket alanı var. Çatıştılar, vuruştular düşmanla göğüs göğüse, mermi yağmurunda kaldılar. Ne gerekiyorsa onu yaptılar.

REŞO'NUN ADIMLARI

İçlerinde Reşo adında genç bir savaşçı vardı. Hiçbir şekilde durmuyordu. Bir an önce gidip arkadaşını almak istiyordu. Arkadaşlarının arkasından bağırmasına rağmen Reşo gene de durmadı ve o ateş hattını aşıp geçen ilk savaşçı oldu. Reşo adeta hışımla yaralıya ulaşmış ve düşmanın aklını perişan etmişti, artık çeteler nereye neden nasıl ateş açacaklarını şaşırmıştı. Reşo'nun adımları inancın zaferiydi. DAİŞ onun adımları altında ezilip elenmişti... Arkasından arkadaşları. Yarım saatlik bir çatışma ve uğraştan sonra savaşçılar yan mevzinin arkasında yaralı ile birlikte belirdi. O anlar anlatılamazdı… Savaşçıların ölüm tehlikesini, yaralının savaşçı arkadaşlarının verdiği moralle yaşama yeniden bağlanmasını, karşı tarafta onları koruyan ve düşmanla çatışmaya devam eden biksicinin sevincinden iştahla düşmana mermi yağdırmasını anlatmaya kelimeler yetmez…

Gerektiği şekilde yaralı arkadaşlarını derhal zırhlı araca yerleştiren savaşçılar tüm takımı toplayıp araca girdi. Herkes yaralıya sarılıp öptü. Dönüş yolunda gürültülü aracın sesini "Bijî berxwedana YPG-YPJ-QSD" sloganları bastırıyordu.

Yaralı derhal ilk yardım noktasına ulaştırıldı ve kontrolleri yapıldıktan sonra en yakın hastaneye ulaştırıldı. Durumunun iyi olduğunu daha sonra öğrendik. Bugün yaşananlarla bir daha öğrendik ki, Reqqa inancın ve keleşin zaferi olacak!