Türk işgaline tepki yayılıyor

Saldırılarla yeni işgal girişimine hazırlanan Türk devletine yönelik tepkiler, Rojava’nın da ötesine geçti. Çetelerin ve rejimin kontrol ettiği alanlarda da protesto gösterilerini yapılıyor.

Türk devletinin Şehba ve Efrîn’e yönelik saldırıları sürüyor. Bölgenin savunma güçleri de Türk ordusu ve çetelerine yanıt veriyor. Türk devletine yönelik tepkiler, çetelerin kontrolündeki Ezaz’da da görülmeye, İdlib’te ise çeteler içinde huzursuzluk başladı. Türklerin işgal girişimine katılmak istemeyen bazı çeteler ise cezalandırılıp silahsızlandırıldı.

İşgalci Türk ordusu ve çeteleri önceki akşam Efrîn ve Şehba bölgesine yönelik topçu saldırılar gerçekleştirdi. Şêra ilçesine bağlı Mirenar, Fîlat, Qetma, Qestelcindo ile Şêrawa’ya bağlı Cilber ve Îska köyleri bombalandı. Türk ordusu ve çeteleri aynı zamanda Şehba bölgesine bağlı ve Devrimci Güçler tarafından özgürleştirilen Erfad (Til Rifat), Minx, Şêx Îsa ve Bîlûniyê alanlarını da bombaladı. Saldırılarda 4 sivil yaralandı.

Diğer taraftan Türk ordusu ve çeteleri, Şehba’nın Yazî Bax ve Keferanton köylerine yönelik saldırılarını da arttırdı. Önceki gece saat 03.00 saatlerinde her iki köye de onlarca havan topu isabet etti. Saldırılar sonucunda 3 sivil yaşamını yitirdi ve aynı aileden 4 kişi de yaralandı. Yaşamını yitiren kişilerin kimlik bilgileri şöyle: Xezala Yûsif (40), Mûawiya El-Yûsif (13), Tebarik El-Yûsif (13).

Yaralıların ise şöyle: Xensa El-Yûsif (18), Rinda El-Yûsif (23), Fîdaa El-Yûsif (19) ve Aya El-Yûsif(16).

Sağlık Komitesi üyeleri bazı yaralıların durumunu ağır olduğu bilgisini verdi.

Şehba bölgesine bağlı Keferanton köyü, Şubat 2016’da Cebhet Fetih El-Şam (Cebhet El-Nusra) çetesinden kurtarılmıştı.

TEPKİ GİDEREK BÜYÜYOR

Türk devletinin saldırılarına ilişkin başta Efrîn ve ilçeleri ile tüm Rojava’nın yanı sıra Suriye’nin birçok yerinden de tepkiler yükselmeye başladı. İlk tepki Ezaz’dan geldi. Türkiye’nin baştan beri kendisine bağlı gördüğü ve en büyük karargahını yaptığı Ezaz’da üç gün önce yürüyüş yapan halk, işgal girişimini protesto etti. Türk ordusu ve bünyesindeki çetelerin elemanları halkın üzerine ateş açtı. Bunun üzerine Halep, Şam, Hama, Humus, Tartus ve Lazkiye gibi şehirler ve onlara bağlı birçok kasaba, ilçe ve köylerde halk duvarlara "Yeni Osmanlı İşgaline karşı dur" şeklinde Arapça yazılar yazarak karşı çıktı. Halk aynı zamanda Suriye yönetiminin de sessiz kalmasını protesto etti. Bazı köy ve ilçeler rejimin denetiminde olmasına rağmen küçük çaplı yürüyüşlerle protesto gösterisi yapıldı.

İDLİB’TE İÇ HUZURSUZLUK ARTTI

İşgale karşı gelenlerin sadece sivil halk olmadığı da gözlendi. Hama, Humus ve İdlib’te yapılan yazılamalara Nurettin Zengi ve Nusra gruplarının yandaşlarının da katıldığı görüldü. Her ne kadar Nusra, Antep’te yapılan toplantıda Türkiye ile anlaşmış olsa da bu tepkiden sonra tabanını özellikle de İdlib’te kaybetmemek için böyle bir tavır aldı. Aynı tutum Nurettin Zengi grubu için de geçerli. Türkiye’nin her koşulda yanında olan Ehrar Şam ve Feylak El Şam gruplarında ise iç rahatsızlık gelişmeye başladı. Ehrar Şam ve Feylak El Şam grupları komutanlarının bazılarının da bu tepkiye katıldığı ve grup olarak tavır almaları gerektiği yönünde görüşler ileri sürdüğü bilgisi alındı. Ancak bu komutanların kısa süre içinde Türkiye tarafından tutuklanarak bölgeden uzaklaştırıldığı da gelen bilgiler arasında.

KARŞI ÇIKANLAR SİLAHSIZLANDIRILDI

Bu arada 'Fırat Kalkanı' içinde yer alan bazı gruplar da bu saldırı ve işgalde yer almayacaklarını Türkiye’ye iletti. Alınan bilgilere göre bu gruplardan biri daha önce Halep ve Efrîn çevresinde birçok saldırıda yer alan Selahattin’in Torunları grubu. Bununu üzerine Türk devleti, sorumluları Mahmut Xelo’dan silahları teslim etmelerini istedi. Xelo, silahların koalisyon tarafından kendilerine verildiğini belirterek, reddetti. Xelo’yu tutuklayarak Türkiye’ye götüren Türk güçleri, 20 gün boyunca sorguladıktan sonra silahları teslim etme koşuluyla bıraktı. Xelo, serbest bırakıldıktan sonra grubunda yer alanlar silahsızlandırıldı ve evlerine gönderildi. Xelo ise köyü olan Qibbesin’de Türk ordusu gözetiminde kalma koşuluyla zorunlu ikamet ettirildi. Yerel kaynaklar Xelo’nun can güvenliğinin olmadığını, Türk ordusu ve bağlı çeteleri tarafından her an vurulabileceğini söyledi.

EBU ÖMER’DEN GRUPLARA MEKTUP

Gelişmeler ve tepkiler bu şekilde devam ederken Ceyş El Siwar bileşenlerinden Liva Şimal Demokrati’nin sorumlusu Ebu Ömer, Türkiye ile hareket eden gruplara bir açık mektup yazdı. Ebu Ömer, yıllarca Türkiye birlikte hareket etmiş, Türkiye’nin gerçek amacını anladıktan sonra ayrılarak grubu ile birlikte Ceyş El Siwar içinde yer almıştı.

Ebu Ömer, gruplara seslendiği ve Türkiye’nin işgalci emellerini anlattığı mektubunda şunları yazdı: "Biz bu toprakların çocukları olarak bu toprakları savunacağız. Hiçbir güç sahibi olduğumuz topraklardan bizi çıkaramaz. Çünkü buralarda doğup büyüdük. Atalarımızın mezarları burada. Onların mezarlarını işgal ettirmeyeceğiz. Tüm dünya Erdoğan yönetimindeki Türk devletinin Cerablus’tan başlayıp şimdi de Şehba ve Efrîn topraklarını işgal ettiğini biliyor ve görüyor.

İHANETİ UNUTMAYACAĞIZ

Erdoğan ve işgal ordusu bu işgali yetiştirdiği sözde bizden olan hainlerle yaptı. Hiçbir zaman bunların ihanetini unutmayacağız. Türkiye’nin yanında yer alarak kendi topraklarını bir işgalci ülkelerin ordusuna işgal ettirmek için adeta koşan ve çeteleşen bu kesimlere soruyorum; eğer gerçekten bir Suriye yurtseveriyseniz neden İskenderun’u istemiyorsunuz, mücadele etmiyorsunuz da bizim diğer topraklarımızı da İskenderun gibi işgal ettirmek istiyorsunuz? İskenderun ve Hatay’ı 1939 yılında büyük hile ve oyunlarla topraklarımızdan kopararak kendilerine bağladılar. Neden bu kentlerimizi geri almıyoruz?

HER ŞEYİNİZ SATIN ALINMIŞ

Türk devleti beyninizi, düşüncenizi, kişiliğinizi sizden satın almış. Bizi de satın almak istedi ama biz bu ihaneti kabul edemezdik. Çete gruplarını oluşturup parayla kandırıp harekete geçirerek ülkemizin kuzeyindeki bazı köy, kasaba ve ilçeleri işgal etti.

FAŞİST ERDOĞAN’A UMUT VERDİNİZ

Siz yeni Osmanlı hayalleri peşinde olan Erdoğan ve faşist ordusuna umut verdiniz. Bu çeteler birçok isim adı altında toplandı. Topraklarımızı işgal etti. Topraklarımızda yaşayan halklar arası düşmanlık geliştirmeyi hedefledi ama hedefine ulaşamadı.

Biz Suriye halkları olarak dil, kültür, renk ve inançlarımızla birlik olduk. Birbirimize kardeş olup bir arada yaşıyoruz. Aramıza düşmanlık tohumlarını ekmek isteyenler kaybedecekler.

SONUNA KADAR SAVAŞACAĞIZ

Bu toprakların çocukları olarak canımızı ortaya koyarak hiçbir gücün topraklarımızdan bir karış dahi alarak işgal etmelerine izin vermeyeceğimizi herkes bilmelidir. İllaki işgal edeceğiz diyenler varsa buyursun gelsinler. Biz de sonuna kadar direnip onlarla savaşarak topraklarımızı, dedelerimizin mezarlarını, evlerimizi koruyacağız diyoruz."