AB’de elektrik üretimi: Yenilenebilir enerjiler ilk sırada
AB tarihinde bu yıl ilk kez yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretimi fosil enerjileri geride bırakırken, elektrik üretiminin neden olduğu CO2 salınımları da beşte bir oranında azaldı.
AB tarihinde bu yıl ilk kez yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretimi fosil enerjileri geride bırakırken, elektrik üretiminin neden olduğu CO2 salınımları da beşte bir oranında azaldı.
Küresel ısınmaya karşı mücadelede ‘öncü’ rolü oynama iddiasındaki Avrupa Birliği’nin (AB) henüz gerçek anlamda karbondioksit (CO2) salınımlarını azaltmak ciddi pratik adımlar atmaması eleştiriliyordu. Ancak küresel ısınmaya neden olan sera etkili gazların başında gelen CO2 salınımlarının azaltılmasında önemli bir yer tutan yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımındaki artış dikkat çekici boyutlarda.
Ember adlı düşünce kuruluşu tarafından yayınlanan son analize göre, 27 AB ülkesindeki elektrik üretiminde yenilenebilir enerjiler ilk kez fosil enerjileri geride bıraktı. Ülkelerin ulusal elektrik dağıtım şirketlerinin verilerine dayandırılan analize göre, AB’de bu yılın ilk çeyreğinde üretilen elektriğin yüzde 40’ı yenilenebilir enerji kaynaklı idi. Kömür veya petrol gibi atmosferi kirleten fosil enerjilerin üretimdeki payı ise yüzde 34’e geriledi.
KARBONDİOKSİT SALINIMLARINI YÜZDE 23 AZALTTI
Yenilenebilir enerjilerin payının artmasında özellikle güneş enerjisinden yapılan üretimin maliyetinin giderek düşmesi ile rüzgar enerjisindeki artış etkili oldu.
Bu yılın ilk çeyreğinde elektrik üretiminden kaynaklı CO2 salınımları da geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla yüzde 23 oranında düşüş sağlandı.
YENİ SANTRALLER VE HAVA ŞARTLARI SAYESİNDE
Analize göre genel toplamda yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretimi geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla yüzde 11 artış gösterdi. Rüzgardan elektrik üretiminde yüzde 11 olan artış, güneş panelleriyle sağlanan üretimde yüzde 16’ya kadar ulaştı. Bu artışın hem yeni üretim santrallerinin sayısının artması hem de her iki türden üretimi kolaylaştıran rüzgâr veya güneş ışınlarındaki artışla bağlantılı olduğu belirtiliyor.
GÜNEŞ, RÜZGAR VE HES’LER ETKİLİ OLDU
Genel toplamda AB’deki elektriğin yüzde 21’i güneş ve rüzgârdan sağlanırken, yüzde 13’ü de hidroelektrik barajları sayesinde elde edildi. Küçük bir kısmı kömür yerine ağaç yakılarak çalıştırılan elektrik santrallerinden sağlanan biyo enerjilerin payı ise yüzde 6’ya ulaştı.
Hidroelektrik santrallerinden sağlanan üretimin geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla yüzde 12 artış gösterdiği de yapılan tespitler arasında.
Aynı analize göre güneş ve rüzgar kaynaklı elektrik üretiminde Danimarka yüzde 64 ile en fazla temiz enerji kullanan ülke oldu. İrlanda’da yüzde 49, Almanya’da ise yüzde 42 ile önemli bir düzey yakalandı.
KÖMÜRDEN ELEKTRİK ÜRETİMİ ÜÇTE BİR GERİLEDİ
Saldıkları yoğun karbondioksit nedeniyle hedefte olan farklı kömür türlerinden elde edilen elektrikteki düşüş de oldukça önemli. Kömür santrallerinden üretilen elektrik geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla yüzde 32 gerilerken, AB’nin toplam elektrik ihtiyacının artık sadece yüzde 12’ine denk geliyor.
Analize göre yıllardır sert bir biçimde eleştirilen Almanya’da dahi kömürün yüzde 39’a gerilerken, yenilenebilir enerjilerin payı yüzde 42’ye yükseldi ve ilk kez ilk sıraya yerleştiler. Böylelikle AB’nin en fazla kömür kaynaklı elektrik kullanan ülkesi daha önceleri ikinci sırada yer alan Polonya oldu. Polonya tek başına Almanya hariç diğer 25 AB ülkesinin ürettiği kadar kömür kaynaklı elektriğe sahip ve bu alanda oldukça kötü bir imaja sahip.