İsveç Sol Parti lideri: HDP'nin yanındayız

Türkiye ve Kürdistanlılarla bir toplantı gerçekleştiren İsveç Sol Parti lideri Jonas Sjöstedt, ağır baskılar altında bulunan HDP ve Türkiye solu ile dayanışma içinde olduklarını ve olmayı sürdüreceklerini söyledi.

Sjöstedt, Dayanışma Derneği'nin lokalinde yapılan toplantıda İsveç, Avrupa ve Türkiye'deki gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Sjöstedt, Avrupa'da İsveç'te olduğu gibi aşırı sağ ve faşizmin yükselişe geçtiğini, bazı ülkelerde kadınlara yönelik nefretin ve LGBTİ bireylere yönelik baskı ve saldırıların arttığına dikkat çekti.

Sol Parti lideri, 26 Mayıs günü yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri de hatırlatarak, bu seçimlerin Avrupa çapında ırkçı ve faşist güçlerle sol güçler ve demokrasi yanlıları arasında güç ölçme seçimi olacağını belirtti.

ERDOĞAN VE ORBAN OTORİTER LİDERLER

Dünyanın pek çok ülkesinde otoriter liderlerin iktidara geldiğine dikkat çeken Sjöstedt, Macaristan Başbakanı Viktor Orban ve Recep Tayyip Erdoğan'ın hoşgörüsüzlük, özgür medyaya ve kadın haklarına düşmanlık ve toplumun modernleşmesine karşı olmaları gibi ortak yanları olduğunu hatırlattıktan sonra “Bunlar temelde anti-demokratik ve otoriter liderlerdir. Bunların sayısı giderek artıyor” dedi.

Sjöstedt, sol güçlerin bunlara karşı çıkmasının, alternatif oluşturmasının ve uluslararası dayanışmanın güçlendirilmesinin önemine vurgu yaptı.

TÜRKİYE İÇİN KÜRTLERE KARŞI SAVAŞMAK DAIŞ’LE SAVAŞMAKTAN DAHA ÖNEMLİ

İsveç'in silah satış politikasını da eleştiren Sjöstedt, “İsveç, savaş ve çatışma içinde olan ve insan haklarını ihlal eden ülkelere silah ihracatına tamamen son vermeli. Uzun vadede tüm silah satışlarını durdurmalı. Biz, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin Yemen'de İsveç silahlarıyla okulları ve hastaneleri, Efrîn'e giren Alman tanklarının İsveç Saab şirketinin aletlerini kullanarak Suriye'de var olan en demokratik sistemi bombaladıklarını biliyoruz. Türkiye için her zaman Kürtlere karşı savaşmak DAIŞ'E karşı savaşmaktan daha önemli oldu” şeklinde konuştu.

SAVAŞIN KADERİ KOBANÊ'DE BELİRLENDİ

Sjöstedt, Kürtler ve onlarla ittifak yapan Asuri-Süryani ve Arapların DAİŞ çetelerini yenilgiye uğrattığını söyledikten sonra şu değerlendirmeleri yaptı:

“Savaşın kaderi Kobanê'de belirlendi. Orada DAİŞ çetelerine karşı ilk zafer kazanıldı. Bu savaşı kazananlar sağ ve muhafazakar güçler değildi. Uluslararası dayanışma ve Kürtlerin savaşma yetenekleri sayesinde DAİŞ hezimete uğradı. DAİŞ'ın temsil ettiği gerici İslam insanların, kadınların ve azınlıkların haklarını inkar eden kaba bir sağ politikadır. Çok açıktır ki solun görevi böylesi gerici düşüncelerle savaşmaktır.”

TÜRKİYE VE ERDOĞAN DAİŞ'LA İTTİFAK YAPTI

Türk hükümeti ve Erdoğan'ın hiç bir zaman DAIŞ ve benzeri güçlere karşı savaşmadığını, tersine onlarla ittifak içinde olduğunu belirten Sol Parti lideri, “Onlara silahlar Türkiye'den gitti. DAIŞ'lılar istedikleri gibi Türkiye'ye giriş çıkış yaptılar. Petrolü de Türkiye'ye sattılar. Türkiye için radikal sol ve Kürtlerle savaşmak DAIŞ'la savaşmaktan daha önemliydi. Ama Batı dünyası ihanet etti, sessiz kaldı. Sığınmacıları Avrupa'dan uzak tutmak için Türkiye'ye büyük paralar aktardı. Silah satmayı sürdürdü. Erdoğan'a 'istediğini yap biz öteki tarafa bakıyoruz' dedi” şeklinde konuştu.

ROJAVA'YA SALDIRININ EKONOMİK VE SİYASİ FATURASI OLUR

Türk devletinin planının Kuzey Suriye'deki demokratik oluşumu ortadan kaldırmak, Kuzey Suriye'deki sosyalist deneyi yok etmek olduğunu söyleyen Sjöstedt, Erdoğan'ın Rojava'ya saldırmasının Türkiye için ekonomik ve siyasi faturası olacağını söyledi.

Sjösted, Rojava'daki sistemin ortadan kaldırılması durumunda Türkiye'de baskı ve saldırıların artacağını belirtikten sonra şu değerlendirmeleri yaptı:

“Avrupa Birliği'nin Türkiye'yle sığınmacıların durdurulması için anlaşma imzalamasıyla birlikte Türk yönetimi muhalefet partileri yöneticilerini tutukladıklarında Avrupa'nın direnişiyle karşılaşmayacaklarını biliyordu. Böylelikle Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ı cezaevine attılar, gazeteleri yasakladılar. Akademisyenlerin görev yapmalarını imkansız hale getirdiler. Bizim amacımız bu sözleşmenin iptal edilmesidir. Türkiye'ye para yardımı ve silah satışı durdurulmalı. Hükümete demokrasinin gelişmesi için baskı yapılmalı.”

HDP'YLE DAYANIŞMAYI SÜRDÜRECEĞİZ

Bundan bir kaç yıl önce Türkiye'nin ileriye yönelik adımlar attığı süreçte ülkede modern bir toplumu, kadın haklarını ve Kürt sorununun barışçıl çözümünü isteyen güçler olduğunu gördüklerini belirten Sjöstedt, “Bizim görevimiz her durumda bu güçlerin yanında yer almaktır. Bu nedenle Sol Parti HDP'nin yanında olmayı en önemli uluslararası dayanışma görevi olarak görüyor. HDP'lilerin duruşmalarına ve seçimlere gözlemci olarak gitmeyi sürdüreceğiz” dedi.

Sjöstedt, Erdoğan'ın solu ezmesinin ülkeyi onlarca yıl geriye götüreceği gibi tüm bölge için olumsuz sonuçlara yol açacağını belirtti. Sjöstedt, Sol Parti'nin HDP ve sol hareketlerle dayanışmayı güçlendirmesinin önemini vurguladı.

AÇLIK GREVCİLERİNİ DESTEKLİYORUZ

Sjöstedt, bir soru üzerine Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması için Türkiye ve Kürdistan'da süren açlık grevlerini defalarca gündeme getirdiklerini söyledi.

Açlık grevcilerine sempatiyle yaklaştıklarını ve eylemlerini desteklediklerini belirttikten Sjöstedt, şunları kaydetti:

“Leyla Güven ve diğer açlık grevcilerini yakından izliyoruz. Strasbourg ve başka yerlerde açlık grevleri yapanları ziyaret ettim. Türkiye'ye gittiğimde durumu yerinde inceleyeceğim.”

Sjöstedt, Sol Parti'nin açlık grevcilerin taleplerini değişik platformlarda gündeme getirdiğini hatırlatarak “Bu konuyu tekrar, tekrar, tekrar gündeme getireceğiz. Siyasi tutsakların durumunu, Kürtlerin haklarını, barışçıl bir çözüm ihtiyacını, PKK'nın terör listesinden çıkarılmasını ve tarafların yeniden barış görüşmelerine başlamasını gündeme getirmeyi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

YEREL SEÇİMLERE GÖZLEMCİ OLARAK KATILACAK

Sjöstedt, 31 Mart günü yapılacak yerel seçimlere gözlemci olarak katılmak için Cuma günü Türkiye'ye gitti.