İMRALI TECRİDİNİN EŞİ BENZERİ YOK
26 yıldır İmralı Ada Hapishanesi'nde tecrit altında tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan 4 yıldır hiçbir haber alınamıyor. Aile ve avukat görüş hakkı gasp edilerek dünyada eşi benzeri görülmemiş mutlak bir iletişimsizlik haline tabi tutulan Abdullah Öcalan’ın içinde bulunduğu ağır tecrit koşullarına dönük tepkiler gelmeye devam ediyor. İmralı’ya tek girme yetkisine sahip olan ve bu minvalde bir anlamda tecridin sorumluluğunu elinde tutan Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) ise ortaya koyduğu tutumla tecridin devam etmesine önayak oluyor.
İmralı’daki işkenceyi ve CPT’nin İmralı tutumunu İtalya’nın önde gelen hukukçularından Ezio Menzione ile konuştuk.
‘BU TECRİDİN BENZERİ YOK'
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 25 yılı aşkın bir süredir tecrit koşullarda tutulduğunu ve son yıllarda ise bu tecridin derinleştirildiğini ifade eden Av. Ezio Menzione, “Bütün bir ada neredeyse Abdullah Öcalan’a ayrılmış durumda. Yıllar içerisinde buraya getirilen bazı tutsaklar olmuştur. Bu düzeyde bir tecrit ahlaki açıdan insanlık dışıdır ve hiçbir dayanağı, hiçbir meşru zemini yoktur. Her ülke tecridi bilir ama bu düzeyde bir tecridi bilmez. Sayın Öcalan’ın tecrit edildiği boyut insani sınırların ötesindedir. Ailesi ile iletişim kuramamak, konuşamamak insanlık dışıdır. Dahası ailesiyle görüştürülmezken avukatlarıyla da iletişim kurmasına izin verilmemesi de gayrimeşrudur. Bu durum yasal yollarla sona erdirilmelidir” diye kaydetti.
‘ABDULLAH ÖCALAN ADİL YARGILANMADI’
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2003 yılında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın içinde bulunduğu koşullara dönük aldığı kararları hatırlatan Av. Ezio Menzione, “AİHM’in aldığı kararla bir anlamda Öcalan’ın yargılamasının adil olmaması gerekçesiyle yeni bir yargılama yapılmasını önererek hukuki çözüm için bir yol göstermiştir. Artık hem yasal meşruiyeti hem de ahlaki standartları gözeten yeni bir yargılamanın zamanıdır” dedi.
‘CPT BU YASA DIŞILIĞI GİDERMELİ’
CPT’nin Abdullah Öcalan’ın içinde bulunduğu koşullara dönük tutumunu eleştiren İtalyan Av. Ezio Menzione, “CPT, İmralı cezaevindeki koşullar ve Sayın Öcalan’ın durumu hakkında bir vizyona sahiptir. Ancak konuya yeterli ilgiyi göstermedikleri görülmektedir. CPT, kararlarını ve görüşlerini uygulama yetkisinden yoksun olsa da değişimi savunmak için önemli siyasi, etik ve ahlaki etkiye sahiptir. Ancak CPT'yi bu sorumluluklarını yerine getirmeye ve İmralı’daki yasa dışılığı gidermeye zorlamalıyız. Bu hepimizin ortak sorumluluğu olmalı. Eğer, CPT'yi destekleyen tüm ülkeler yükümlülüklerini yerine getirirse bu başarılabilir” diye konuştu.
‘AİHM KARARLARI HİÇE SAYILIYOR AMA YAPTIRIM YOK’
İmralı’daki hukuksuzluk karşısındaki yaşanan sessizliğin kabul edilemez olduğunu kaydeden Av. Ezio Menzione, Türkiye’nin yıllardır AİHM’nin kararlarını hiçe saydığını hatırlattı. Türkiye’nin hem AİHM kararlarını hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmelerini ihlal etmesine rağmen bir yaptırımla karşı karşıya kalmamasının kabul edilemez olduğunu söyleyen Av. Ezio Menzione, “Türkiye, yıllardan beridir AİHM kararlarını ihlal ediyor. Hatta en çok ihlal eden ülke konumunda, Rusya’dan bile daha fazla ihlal ediyor. Rusya’nın devam eden birçok davası olsa da zaman zaman bu kararları uyguluyor. Türkiye ise ister Öcalan, ister Osman Kavala, ister diğer dosyalar söz konusu olsun, bu kararların hiçbirini yerine getirmiyor. Türkiye’yi bu tür kararları uygulamaya zorlamak için siyasi ve hukuki araçlar bulmalıyız. Yaptırımları ya da yargılamaların Türkiye’nin yargı yetkisi dışında yapılmasını düşünebiliriz” diye ekledi.