GÖRÜNTÜLÜ

Barış, Diyalog ve Demokrasi Çalıştayı düzenlendi

Siyasetçi, akademisyen, gazeteci ve yazarların katılımı ile “Barış Diyalog ve Demokrasi Çalıştayı” düzenlendi. Çalıştayda 1 Eylül’de uluslararası bir sempozyum düzenleme kararı açıklanırken, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü talep edildi.

BARIS, DİYALOG VE DEMOKRASİ ÇALIŞTAYI

Almanya’nın Bergisch Gladbach kentinde Türkiye’den Avrupa’ya sürgüne gelen aydın, yazar, akademisyen, gazeteci ve siyasetçilerin katılımı ile “Barış Diyalog ve Demokrasi Çalıştayı” düzenlendi.  

Divan seçimi ile başlayan çalıştayda, öneriler üzerine 5 farklı konu başlığı altında atölye çalışma grupları oluşturuldu.

ÖNERİLEN ATÖLYELER 

*Kürt Halk Önderi Abdullah ⁠Öcalan örneği ışığında devletlerin tecrit, hukuksuzluk ve imha politikaları (Moderatör: Mahmut Şakar)

*Savaşın çoklu tahribatları ve dünyada barış çalışmaları, tarihsel örnekler, yeni yöntemler, yeni tartışmalar. (Moderatör: Ertuğrul Mavioğlu)

*Devletlerin ideolojik hegemonyasının kırılmasının ve Kürt sorununun demokratik çözümünün Dünya ve bölge barışına etkileri (Moderatör: Yüksel Koç)

*⁠Demokrasi ve barış mücadelesinde kadınların rolü (Moderatör: Zübeyde Zümrüt)

*⁠Diasporada kalıcı ve kolektif barış ve demokrasi siyasetini üretme yöntemleri (Moderatör: Selim Eski İzmirliler, Latife Akyüz,)

Atölyelerde konu başlıkları şeklinde yürütülen tartışmalar daha sonra çalışma gruplarının moderatörleri tarafından basına açıklandı.

Atölye çalışma grupları tarafından karar altına alınan tartışmalar Çalıştayın sonuç bildirisi olarak yayınlandı.

1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜ’NDEN ULUSLARARASI SEMPOZYUM KARARI

Sonuç bildirgesi şöyle: “Diasporada yaşayan aydın, yazar, akademisyen, gazeteci ve siyasetçiler olarak, aklımızın bir yanı evrensel olanın bilgisiyle yoğruluyor olsa da yüreğimiz daima ülkenin nabzıyla atıyor. Bugüne kadar çeşitli platformlarda sürdüre geldiğimiz barış, diyalog ve demokrasi arayışını bir kez daha güncellemek, sürecin ihtiyaçlarına uygun formda yeniden tariflemek için yan yana geldik. Çalıştayımızın çağrısında da işaret ettiğimiz gibi, buluşmamızın en önemli kararlarından ilki Barış, Diyalog ve Demokrasi için kalıcı ve sürekli bir platform oluşturmaktı. Platformumuz, bu hedefle 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde uluslararası bir sempozyum düzenleme kararı aldı. AKP-MHP iktidarının, Kürt sorununun demokratik çözümü yerine Türkiye’de, güneyde ve Rojava’da savaş ve çatışmayı arttırarak, ülkeyi ve tüm bölgeyi daha büyük bir kaosa sürükleme yönelimine dikkat çekerek, barış seçeneğini büyütmek için diyaloğu arttırmaya, demokrasiyi çoğaltmaya çağırıyoruz. Kürt halkına yönelik sürdürülen savaşın durdurularak barış yolunun açılmasının, tüm dünyayı sarmakta olan savaşlaştırma yönelimine karşı Filistin’den Ukrayna’ya, Yemen’den Sudan’a barış umudunu büyüteceğine inanıyor, savaşın ve sömürünün hedefi olan tüm halkların yanlarında olduğumuzu duyuruyoruz. 

ABDULLAH ÖCALAN’A ÖZGÜRLÜK ÇAĞRISI

Barış dilinin konuşulmaya başlaması diyaloğun ve çözümün yolunu açacak, 25 yıldır tecritte tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve tüm siyasi tutsakların özgürlüklerine kavuşmaları demokrasi mücadelesini güçlendirecektir. Uluslararası deneyimlerden çıkarttığımız sonuçları da arkamıza alarak düzenleyeceğimiz “1 Eylül Barış, Diyalog ve Demokrasi Sempozyumu”nun, ancak kolektif bir akıl ve çabayla hedefine ulaşabileceğine inanıyoruz. Bu kolektif çabanın ilk adımı olan çalıştayımızda düzenlediğimiz atölyelerde işaret ettiğimiz kimi sorular ve başlıkların bir başlangıç izi oluşturabilmesini umut ediyor ve bunları sizlerle paylaşmak istiyoruz.”

Atölye çalışma gruplarının yürüttüğü tartışmalar ise sonuç bildirgesine şu şekilde yansıdı:

*⁠Abdullah Öcalan örneği ışığında devletlerin tecrit, hukuksuzluk ve imha politikaları atölyesi; Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecrit ve İmralı sistemi çözülmeden Kürt meselesi ve Türkiye’nin demokratikleşmesi gibi temel sorunların çözümünün de imkansız hale geldiğini ve tecride karşı mücadeleyi diğer toplumsal ve politik sorunların da çözüm anahtarı olarak görmek gerektiğini vurguladı.

*Savaşın çoklu tahribatları ve dünyada barış çalışmaları, tarihsel örnekler, yeni yöntemler, yeni tartışmalar atölyesi; barış dilinin nasıl olması gerektiği üzerine tartışarak, sempozyumda bu tartışmanın nasıl derinleştirilebileceğini konuştu. Atölyede, bir barış felsefesi oluşturabilmek için sanattan spora, tarihten bilime hayatın tüm alanlarında savaş dili ve ideolojisinden arınmak için tartışmalar yürütmenin önemine dikkat çekildi. 

*Devletlerin ideolojik hegemonyasının kırılmasının ve Kürt sorununun demokratik çözümünün dünya ve bölge barışına etkileri atölyesinde; farklı kimlik ve inanç gruplarını kapsayan dayanışma ağları örgütlemenin gerekliliğine dikkat çekilerek, bu ağların geniş kesimlere ulaşabilmesi için farklılıkların kendilerini özgürce ifade edebilmelerinin önemi vurgulandı.

*⁠Demokrasi ve barış mücadelesinde kadınların rolü atölyesinde, Kürt Kadın Hareketi’nin jineolojiden, Türkiye kadın hareketinin feminist politikadan aldığı güçle barış ve demokrasi mücadelesinde belirleyici rol oynadığına dikkat çekilirken, tecrit politikasına karşı yükseltilecek mücadelenin önemine vurgu yapıldı.

*Diasporada kalıcı ve kolektif barış ve demokrasi siyasetini üretme yöntemleri atölyesinde sürgünle birlikte gelen statü kaybı, bürokratik şiddet, politik katılım ve sürgün şartlarında politika yapma ve üretme, yabancılaşma ve mülteciliği aşma konuları değerlendirilerek, bu çerçevede yeni bir dil kurulmasının ve barış için mücadele etmek isteyen tüm kesimleri ve kimlikleri kapsayacak yeni bir örgütlenmenin gerekliliği vurgulandı.

GAZETECİ KARAKOÇ’UN SERBEST BIRAKILMASI TALEP EDİLDİ

Önümüzdeki günlerde çalıştayın ayrıntılı raporunun kamuoyu ile paylaşılacağı belirtilen sonuç bildirgesi şöyle devam etti: “Bir başlangıç adımı olan çalıştayımızda açığa çıkarttığımız bu başlıkları ve soruları 1 Eylül’de düzenleyeceğimiz sempozyumumuzda çoğaltmayı derinleştirmeyi hedefliyor, barış isteyenlerin seslerinin savaş isteyenlerden daha güçlü çıkması için seslerimizi birleştirmeye davet ediyoruz. Sonuç metnimizi tamamlarken, Türkiye’de ve Avrupa’da basın emekçilerine yönelik saldırıları kınıyor, geçtiğimiz günlerde Almanya’nın talebiyle Hollanda’da tutuklanan Serdar Karakoç’un derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.

Sonuç bildirisi şu kişilerin imzası ile yayınlandı:

Çağrıcılar:

Ertuğrul Mavioğlu

Hatip Dicle

Hüseyin Üngür

Latife Akyüz

Neşe Özgen

Sayat Tekir

Tuncay Yılmaz

Yüksel Koç

Zübeyde Zümrüt