Carlsson: PKK terör örgütleri listesinden çıkarılmalı

Proletären gazetesi yazarı Anders Carlsson, "PKK'nin terör örgütleri listesinde yer alması için hiçbir neden yok. Avrupa Birliği PKK'yi terör örgütleri listesinden çıkarmalı" dedi.

Proletären gazetesi yazarı Anders Carlsson, İsveç Başsavcısının Palme cinayetinin PKK ile ilişkisi olmadığının açıklamasından sonra İsveç'in Kürtlerden özür dilemesi ve Avrupa Birliği'nin PKK'yi terör örgütleri listesinden çıkarması gerektiğini söyledi.

Anders Carlsson, 1970'li yılların başından itibaren Proletären gazetesi editörlüğünü ve 1999-2014 yılları arasında KP/ML(r) Komünist Partisi/Marksist-Leninist'n (Devrimci) liderliğini yaptı.

Carlsson'un editörlüğünü yaptığı Proletären gazetesi, İsveç Başbakanı Olof Palme'nin katledilmesinden hemen sonra cinayetin CIA ve İsveç polisi tarafından gerçekleştirildiğini yazdığı için soruşturmaya uğradı. KP/ML (r) ve Proletären başından itibaren Palme cinayetinin PKK, Kürtler ve uyuşturucu bağımlısı Christer Petersson'un üzerine atılmasına karşı çıktı. Cinayetin PKK ve Kürtlere ilişkisi olmadığını, İsveç polisi ve Güney Afrika rejiminin cinayetin arkasında olduğunu yazdığı için 300 bin kron tazminat ödemek zorunda kaldı.

'PALME BAĞIMSIZ BİR ÇİZGİ İZLEDİ'

Carlsson, Palme cinayeti hakkındaki sorularımızı cevapladı.

28 Şubat 1986'da Olof Palme'nin katledilmesinden hemen sonra CIA'nin cinayeti gerçekleştirdiğini iddia etmenizin nedenleri anlatır mısınız?

Biz, bunu elimizde bir kanıt olmaksızın yaptık. Palme cinayetinin siyasi niteliğine vurgu yapmak için bu iddiada bulunduk. Palme dünya politikasında bağımsız bir çizgi izlediği için ABD gibi emperyalist güçleri rahatsız etti. Amerikalıların Palme'nin ortadan kaldırılmasından çıkarları vardı. O sıralar olayı soruşturan Polis Şefi Hans Holmer'in cinayetin PKK tarafından gerçekleştirildiğini iddia etmesine kesin bir biçimde karşı çıktık. Kısa bir süre sonra da cinayetin polis içindeki aşırı sağcılar tarafından gerçekleştirdiğini iddia ettik.

'GÜNEY AFRİKA İZİ DE ARAŞTIRILMALI'

Güney Afrika'daki Apartheid rejimini de cinayetin sorumlusu olarak göstermeniz bir taktik miydi?

Palme cinayeti araştırılırken o sıralar ortaya atılan iddialardan bazıları ele alınmadı. Bunlar arasında İsveç polisinin cinayetteki rolü ve Güney Afrika izi de bulunuyor. Daha sonraları cinayette Güney Afrika'daki ırkçı rejimin parmağı olduğu yolunda yeni bilgiler ortaya çıktı. Biz bunun ciddiye alınmasını ve  araştırılmasını istedik. Ama bu  İsveç'teki egemen sınıfların işine gelmedi. Konu araştırılmadan kapatıldı. Cinayette Güney Afrika izi ile polis izinin birlikte ele alınıp araştırılması gerekir. Güney Afrika polisi İsveç'te polis içinde bulunan aşırı sağcı ve ırkçılarla iş birliği yaparak Palme cinayetini gerçekleştirmiş olabilir. Bu iddiaların kesinlikle ciddiye alınması ve araştırılması gerekiyor. Bu iddiayı ciddiye alan ve hâlâ araştırma yapan gazeteciler olduğunu biliyoruz. Bizim yazarlarımızdan Olle Minell bunlardan biri ve Güney Afrika izini hâlâ araştırıyor.


Başsavcının, 10 Haziran günü basın toplantısında Palme cinayetinin Stig Engström tarafından gerçekleştirildiğini belirterek davanın kapatıldığını açıklamasını nasıl yorumluyorsunuz?

Engström'le ilk kez görüşen ve cinayette parmağı olabileceğini açıklayan ilk gazete Proletären'di. Skandia'da çalışan Stig Engström'üm İsveç'te illegal çalışan Stand Behind hareketi ile ilişkisi olduğunu iddia ettik. Palme cinayetinde rolü olabileceğini ama kesinlikle ateş edenin o olmadığını yazdık. Ancak polis ve Güney Afrika polisi ile ilişkisi olabileceğini belirttik. Başsavcı, ölen Engström'ü Palme'nin katili olarak ilan etti. İnsan ölü bir kişiyi katil olarak suçlayıp sorguya çekemez. Ama İsveç, Güney Afrika ve polis izlerini araştırmadan cinayeti Engström'e yıkarak kapatmak istiyor. Ben Palme davasının kapatılması için Engström'ün katil olarak gösterildiğine inanıyorum. Bu polis ve savcının birlikte gerçekleştirdiği bir karartma operasyonudur.

'GERÇEĞİ GİZLEMEK İÇİN PKK'Yİ SUÇLADILAR'

Soruşturmayı yürüten Polis Şefi Hans Holmer ve arkadaşı Yayıncı Ebbe Carlsson hiçbir somut delil olmaksızın neden PKK'yi cinayetin sorumlusu olarak gösterdi?

Şu anda ikisi de yaşamıyor. Holmer ve Carlsson, Palme'nin kimler tarafından öldürüldüğünü, cinayete polislerin, Güney Afrika rejiminin ve aşırı sağcıların karıştıklarını çok iyi biliyordu. Bunu gizlemek için PKK'yi cinayetin zanlısı olarak gösterdiler. O sıralar PKK İsveç'te bir terör örgütü olarak ilan edilmişti. PKK'nin başından beri hedef gösterilmesi cinayeti karartma operasyonunun bir parçası olarak planlanmıştı. Politik nedenlerden ötürü PKK cinayetin sorumlusu olarak ilan edildi.

'PKK'NİN TERÖR LİSTESİNDE OLMASI ANLAMSIZ'

İsveç devletinin Kürtlerden özür dilemesi ve PKK'yi terör örgütleri listesinden çıkarmasının talep edilmesini nasıl yorumluyorsunuz?

Bu talepleri son derece akılcı buluyorum. İsveç'in hiçbir kanıt olmadığı halde PKK'yi cinayetin sorumlusu olarak gösterdiği için özür dilemesini istemek tamamıyla yerinde bir talep. Emperyalizme karşı çıkan tüm örgütler terör örgütleri olarak damgalanıyor. Sadece PKK terör örgütü olmakla suçlanmıyor. Bir sıralar ANC ve FKÖ terör örgütleri olarak kabul edildi. İsveç'in kendi terör örgütleri listesi yok. Avrupa Birliği'nin böyle bir listesi var ve İsveç bu listede olanları terör örgütleri olarak kabul ediyor.
PKK'nin terör örgütleri listesinde yer alması için hiçbir neden yok. Avrupa Birliği PKK'yi terör örgütleri listesinden çıkarmalı. Avrupa Birliği listesinde bulunan örgütlerden en az üçte ikisi listeden çıkarılmalı.


Palme cinayetinin polisler tarafından gerçekleştirildiğini savunduğunuz, PKK ve Petersson'un cinayette rolleri olmadığını yazdığınız için baskı gördünüz mü?
Cinayette rolleri olduğunu iddia ettiğimiz birkaç polisin ad ve fotoğraflarını yayımladığımız için hakkımızda dava açıldı. Biz onların katil olduklarını söylemedik ama cinayette rolleri olabileceğini yazdık. Bu iddilarımıza temel teşkil eden pek çok kanıt vardı. Biz kişileri hedef göstermek yerine Palme cinayetinin bir örgütlenme tarafından gerçekleştirildiğine dikkat çektik. Hâlâ bu çizgimizde ısrarcıyız. İsveç'te bunu yaptığınızda yasalara göre iftira atma suçundan ceza alabilirsiniz. Biz ceza alabileceğimizin bilincindeydik ama buna rağmen polislerin isimlerini ve fotoğraflarını yayımladık. Ama cinayetin tek tek kişiler veya PKK tarafından işlenmediğini ve arkasında bir örgüt olduğunu göstermek için bu riski göze aldık.

Yargılandık ve 300 bin kron tazminat ödemeye mahkûm edildik. Cezayı ödemek için kampanya başlattık. 300 bin krondan fazla topladık ve cezayı ödedik.