Amerikan Çevre Koruma Ajansı (EPA), ABD’deki petrol ve gaz sanayisine salınan metan gazlarının miktarının düşürülmesi önerisi yaptı. EPA çağrısıyla, Obama yönetiminin Ocak ayında açıkladığı ve metan gazı salınımlarının 2025 yılına kadar 2012’ye oranla yüzde 40-45 arasında düşürülmesi hedefini destekliyor.

Konuya ilişkin bilgi veren EPA yöneticisi Gina McCarthy, temiz enerjiye dayanan bir ekonominin öne çıkarılması için doğal gaz gibi daha az kirleten enerji kaynaklarının öne çıkarılmasını istedi. Enerji üretiminin daha ‘sorumlu ve şeffaf’ bir biçimde geliştirilmesini ve kamu sağlığının korunmasını öneren McCarthy, gaz salınımlarının azaltılarak iklimsel değişimlerin de önlenebileceğinin altını çizdi.

EPA’nın enerji sektörüne sunduğu öneriler arasında doğal gaz üretim tesislerindeki metan sızıntılarının önlenmesi ile belli başlı işlemlerden sızan doğal gazların kontrol altına alacak mekanizmalar geliştirilmesi bulunuyor. Ajansın hedefinde salınan metan gazı miktarının 2025 yılına kadar 300 bin ile 362 bin metrik ton azaltılması var. Bu da, ortalama 7,7 ile 9 ton arasında karbondioksite (CO2) denk geliyor.

Metan gazı, doğal gazda önemli oranda bulunan ve sera etkili gazlar içinde CO2’den 25 kata kadar daha fazla bulunuyor. Genel toplamda ise, ABD’nin saldığı sera etkili gazlar içerisinde CO2’den sonra ikinci sırada geliyor. ABD’deki metan gazlarının yüzde 30’unun da petrol ve gaz endüstrisince salındığı tahmin ediliyor.

EPA’nın hedefinde ayrıca ozon tabakasındaki diğer gazların salınımının 2025’e kadar 170 bin ile 180 bin ton arasında düşürmek de bulunuyor. Bunlar arasında benzen ile toluen adlı gazlar da var.

EPA’ya göre, 1990 ile 2015 yılları arasında ABD’deki petrol ve gaz üretiminden salınan metan gazı oranı yüzde 16 oranında düşüş gösterirken, önlem alınmaması durumunda ise 2025 yılına kadar yüzde 25’lik bir artış kaçınılmaz olacak.

Obama yönetiminin bu yönlü tavrına rağmen, ABD Kongresi’nde çoğunluğu elinde bulunduran Cumhuriyetçiler iklimsel değişimleri önlemeye yönelik tüm projelere karşı çıkıyor. Cumhuriyetçiler, çevresel dengelerden ziyade ekonomik kaygıları öne çıkarıyorlar.