Hürmüz için küresel enerji oyunu

Hürmüz için küresel enerji oyunu

Ýran’a yönelik olası bir müdahalede en önemli noktalardan biri bu ülkenin enerji kaynaklarının devre dışı kalması ve dünyada deniz yoluyla taşınan petrolün yüzde % 40’ının geçtiði Hürmüz Boðazının durmasının yaratacaðı sonuçlardı. Bu ikisi Avrupa endüstrilerini çökertebilir ve dünyayı enerji ve dolayısıyla ekonomik krize sürükleyebilirdi. Bu sorunun aşılabilmesi için Amerika Birleşik Devletleri dünya ekonomisinin kaderi gibi görünen Hürmüz Boðazının çevresinde tarihin en büyük küresel enerji oyununu kurdu. Amaç dünya ekonomisini en kötü senaryoya karşı hazırlamaktır. Zaten Avrupa’yı da Tahran’a karşı yaptırıma bu proje ile razı edebildi.

Bu oyun alternatif kaynakların aktifleştirilmesi ve üretimlerinin artırılması, Boðaza Alternatif Enerji boru hatlarının yeniden yapılandırılması ve küresel enerji fiyatlarının kontrol altında tutulmasını içeriyor.

Konu hakkında görüşlerine başvurduðumuz RusEnergy şirketinin ortaðı ve analizcisi Mihail Krutihin Amerika Birleşik Devletlerinin dâhi iç tüketimi durdurup neredeyse sadece ihracat için üretmeye başladıðını söylerken, fiyatlardaki istikrarsızlıktan sadece Ýran deðil tüketici ülkelerdeki geçici ekonomik durgunluðun rolü olduðunu ifade etti.

OPEC KURULUŞ STRATEJÝSÝNÝN TERSÝNE DÖNEBÝLÝR?

137 milyar varillik rezerve sahip Ýran tek başına dünya küresel petrol üretiminin yüzde 5’ini, gazın yüzde 6’sını karşılıyordu. Yani petrol piyasasının yüzde 9,3’üne sahipti. Petrol Ýhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) içindeki payı ise % 12.

Washington yaptırımları kararlı biçimde artırarak Ýran’ın ham petrol üretimini 2002 yılından bu yana en düşük seviyeye geriletmeyi başardı. Bu açıðı kapatmak için Suudi Arabistan son 30 yılın en yüksek petrol üretimini gerçekleştirdi. Haziran ayında günlük ortalama petrol üretimini yüzde 3 artırarak 10,1 milyon varile çıkardı.

Bölgedeki diðer alternatif kaynaklardan Libya'nın ham petrol üretimini hızla artırarak devrimden önceki düzeyine ulaştı. Daha ülkedeki iç karışıklıklar sürerken ham petrol üretimi günde 1,5 milyon varile ulaştı. Ýç savaştan önce üretim 1,6 milyon varildi. Libya’daki yönetim deðişikliði hidrokarbon ihracatı konusunda gözlerden uzak tutulan stratejik bir deðişikliðe de yol açıyor. OPEC’in kriz sonrası aldıðı üretim sınırlaması ile ilgili kararı kaldırdı böylece OPEC’in enerji üretimi konusunda ortak strateji sürdürme yeteneðinin kırılmasında önemli bir rol oynadı.

Ýran Venezüella ve Ekvator'u da yanına alarak 14 Haziran günü Viyana’da toplanan OPEC petrol bakanları toplantısında üretim kotasının düşülmesini istedi (böylece fiyatları istikrarsızlaştırabilecekti). Ancak Suudi Arabistan önderlik ettiði diðer ülkeler bu kotanın muhafaza edilmesini istedi. OPEC’in günlük üretim kotası korunduðu sürece diðer ülkeler Ýran’dan dolayı ortaya çıkan boşluðu doldurmak zorunda. Riyad zaten Haziran 2011’de OPEC toplantısını beklemeden üretimi arttırmıştı. Riyad ile yeni Trablus’un tutumları sürerse OPEC stratejik ortaklıðının kuruluş ilkesi olan (ve küresel şirketler tarafından kırılamayan) anti sömürgeci duruş zedelenir. Ýran gerginliði bu örgüt için kötü bir sınav oldu.

Üretim konusunda diðer deðişiklik Amerika Birleşik devletlerinden geldi. Bu ülke üretimi arttırıp iç tüketimi azalttı ve aðırlıðı ihracata verdi. Zaten Nisan’daki G8 toplantısında üretimi artırma önerisinde bulunulmuştu. Bu konuda görüşlerine başvurduðumuz RusEnergy’nin analizcisi Krutihin şöyle diyor: “Bu yaptırımlar pazara ciddi etkide bulunmadı çünkü birçok ülke petrol rezervleri bulunmaktadır ve ajansın söylediði gibi Ýran’dan ihracat durur yâda körfez kapatılırsa bile büyük sıkıntı yaşanmayacak ama petrol rezervleri de ancak bir aya yeter. Bu tür yaptırımlar ve kararlar birkaç gün için geçerli oluyor buda yeni ihracatçıların devreye girmesi için yeterli zaman kazanmak içindir. Yoksa söz edilen küresel kaynaklar deðil”

Petrol üretimini artıran sadece Suudi Arabistan ve Libya deðildi, ABD’de aynı yolu izledi, petrol üretimi 6 milyon varili buldu. Bu da son 14 yılın en büyük seviyesine işaret ediyor.

ALTERNATÝF BORU HATLARI YAPILANDIRILIYOR

Bunun üzerine Tahran Hürmüz boðazını kapatma konusundaki yasayı mecliste onaylamıştı bile. ABD ise boðazın kapanması halinde savaşın başlayacaðı tehdidinde bulunsa da önemli olan petrol kazanı olarak bilenen bu bölgenin alternatif hatlara kavuşturulmasıydı, yani Hürmüz Boðazına olan ihtiyaçlarının asgariye indirilmesiydi.

Tedbir olarak Suudi Arabistan ve Arap emirlikleri yeni boru hatları çalışmalarının hızlandırılması oldu. Arap Emerlikleri 15 Temmuz da petrolü batıdaki sahalardan doðu kıyısındaki depolama tesislerinin bulunduðu Fuceyra limanına götürecek olan 370 km uzunluðundaki yeni boru hattını açtı. Açılışa Exxon, Mobil, Shell ve Total şirketlerinin temsilcileri katıldı. Bu hat ilk aşamada günde 1,5 milyon varil ham petrolü (ihracatın % 65’i anlamına gelmektedir) aktarabilecek.

Suudi Arabistan aynı dönemde Fuceyra limanının diðer tarafındaki Arap yarımadasında da alternatif bir boru hattı için çalışmalar başlamıştı. Suudi Arabistan Basra Körfezi yakınından Kızıldeniz kıyısındaki Yanbu'ya uzanan doðu-batı doðal gaz hattını, petrol hattına dönüştürdü. Suudi Arabistan’ın bu hattın dışında 3 milyon varil petrol ihraç eden başka bir boru hattı daha var. Bu iki Arap ülkesinin Hürmüz boðazının dışındaki petrol borularını debileri 6,5 milyon varil düzeyine ulaşıyor, ki bu Hürmüz Boðazından geçen kaynakların % 40’ına denk geliyor.

Suudi Arabistan’ın daha önce durdurulan iki yedek boru hattını daha yeniden yapılandırma kararı aldı.

Tüm bunlar körfeze alternatif hatların ve dolayısıyla olası korkunç savaşta enerji akışının devam etmesi için gerçekleştirildi. Eðer tüm bunlar devreye girerse boðazın (bir tehdit olmaktan çıkaracaðı için) kapanmasının önünü alabilir. Bazı politik analizciler bugüne kadar savaşın başlamamasının sebebinin bu boðaz olduðunu, dolayısıyla bu düzenlemelerin müdahaleyi yakınlaştırdıðını belirtiyorlar.

FÝYAT ÝSTÝKRARSIZLIÐI ÖNLENEMEDÝ

Oyunun diðer önemli bir ayaðı ise fiyat istikrarı üzerindeki kontrolün sürdürülmesi olarak dikkat çekiyor. RusEnergy bu konuda şunları belirtiyor: “Arap ayaklanmaları Petrol üretimini düşürdü ama savaştan hemen sonra yeniden hızla artarak çatışmalardan önceki seviyesine ulaştı.

Fiyatlardaki istikrarsızlıðın sebebi tüketici ülkelerdeki ekonomik dengesizliktir. Şu anda enerji tüketimini azaltıyorlar. Bunların en başında da Amerika Birleşik Devletleri geliyor. Bu ülke neredeyse sadece ihracat için üretmeye başladı. Bunu sebebi enerji ithal eden yani tüketici ülkelerdeki geçici ekonomik durgunluktur.”

Ancak fiyat kontrolü o kadar kolay görünmüyor. Yaptırımlardan sonra Suudi Arabistan ve Libya sahasında üretimin düzenlenmesi fiyat istikrarını saðlayamadı. Bundan en fazla da bir yandan borç kriziyle boðuşan bir yandan petrol ithal eden Avrupa etkileniyor. Çünkü Suudi Arabistan’da üretilen petrol Ýran’dan ithal edilenden daha pahaya mal oluyor. Örneðin Ýran petrolünün varil fiyatı 106,1 dolar iken Suudi Arabistan 107, 5 dolardı. Avrupa Ýran’dan 35,5 milyon ton petrol alıyor, yani bu bölgenin 365 milyon dolar mali kaybı yaşanıyor. Burada ortaya çıkacak dengesizlik Uluslararası Para Fonuyla (IMF) dengelenmeye çalışılıyor. Örneðin fiyatlar geçen seneden bu yana ortalama % 15 düzeyinde yükseldi( Hatta Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı 14 Aðustos’ta Adıyaman’da yaptıðı açıklama da Haziran ayından bu yana ham petrol fiyatının yüzde 25 arttıðını söyledi). Bütün bunlar ABD’deki kaynakların azalması gibi farklı sebeplere de baðlansa temelde Ýran’a yönelik yaptırımlar ve Hürmüz boðazındaki risklerden kaynaklanıyor. Eðer Hürmüz Boðazı tam kapanırsa petrolün 120 dolara çıkacaðı tahmin ediliyor. Hatta bazıları daha da yükseleceðini belirtiyor. Ekonomik yorumcular eðer petrol fiyatlarında bu düzeyde bir yükseliş yaşanırsa bu dünya ekonomisinin büyüme hızında % 0,5 yavaşlama olacaðını belirtiyor.

Petrol fiyatlarını sabit tutmak için sadece petrol üretimi de artırılmıyor aynı zamanda farklı yöntemlere de başvuruluyor. Örneðin ABD enerji enformasyon dairesinin dünya ihtiyaç seviyesini indirdiði gibi manipülatif açıklamalar fiyatları düşürmeye yol açıyor. Uzmanlara göre bu açıklama ABD ve bazı körfez ülkeleri arasında bilinçli bir anlaşma çerçevesinde yapılıyor.

Ýran’a etkisizleştirmek için enerji sektöründe içine girilen küresel düzenlemelerden kar saðlayan tek ülke Rusya. Örneðin Rus petrol markası Urals’ın fiyatı, 11 Temmuz’da ilk kez Kuzey Denizi petrol markası Brent’in fiyatını geçti. Rus petrolün fiyat olarak geçen yıl da yükseltilmişti ve bu Avrupa ülkeleri tarafından Ýran petrolüne ambargo kararına karşı bir tepki olarak algılanmıştı. Ama Rusya yaptırımlar konusunda batıyla zaten anlaşmıştı.

Bunları tartışırken Çin’in bu yaptırımların dışında bırakıldıðı da unutulmamalı. Çin her hangi bir savaş döneminde ihtiyaçlarını deðer üretici ülkelerden karşılamaya çalışacaktır ki o zaman neler olacaðını kestirmek zor.