Uluslararası Komplo ve Küresel Direniş

9 Ekim 1998’de başlatılan uluslararası komplo süreci, Kürt sorununun çözümsüzlüğü üzerine kurgulandı ve küresel güçlerin çıkarlarına dayanan bir operasyon olarak tarihe geçti. Kürt halkı ve dostları da mücadeleyi bir direniş geleneği haline dönüştürdü.

9 EKİM KOMPLOSU

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplo, 9 Ekim 1998’de başladı. ABD’nin öncülüğünde şekillenen komplo sürecini yöneten devletlerin ortak baskısı sonucu Abdullah Öcalan, Suriye’den çıkmak zorunda kaldı. Kürt sorununu çözümsüz bırakmak ve Kürt halkının yükselen mücadelesini ezmek amacıyla başlatılan bu süreç, uluslararası güçlerin çıkarları doğrultusunda planlandı. Bu komplo sürecini iyi okuyan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, çözüm arayışıyla Avrupa’ya geçerek Kürt sorununun uluslararası hukuk ve demokratik normlar çerçevesinde çözülmesini hedefledi, ancak sığınma talepleri tüm Avrupa ülkeleri tarafından reddedildi.

9 Ekim 1998’de başlatılan uluslararası komplo süreci, Kürt sorununun çözümsüzlüğü üzerine kurgulandı ve küresel güçlerin çıkarlarına dayanan bir operasyon olarak tarihe geçti. Amerika, İsrail ve Avrupa devletlerinin başını çektiği bu süreç, 15 Şubat 1999’da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Kenya’da esir alınarak Türkiye’ye teslim edilmesiyle sonuçlandı. O günden bu yana İmralı Adası'nda ağır tecrit koşulları altında tutuluyor ve uzun süredir avukatları ve ailesiyle görüşmesine izin verilmiyor. Abdullah Öcalan’ın şahsında Kürt halkının özgürlük mücadelesine karşı devreye konulan ve aşamalı olarak sürdürülen bu komplo sürecine karşı, Kürt halkı ve dostları 26 yıldır sürdürdükleri mücadeleyi bir direniş geleneğine dönüştürerek komplo sürecine karşı küresel bir hamle başlattı.

Abdullah Öcalan, esareti boyunca geliştirdiği siyasi ve felsefi düşüncelerle sadece Kürt halkı için değil, dünya genelinde ezilen halklar ve kadın hareketleri için de bir umut kaynağı oldu. Özellikle “Jin, Jiyan, Azadî” felsefesi, dünya çapında kadın hareketlerinin simgesi ve ilham kaynağı haline geldi. Geliştirdiği “Demokratik Konfederalizm” ve “Üçüncü Yol” siyasal önermeleri, Ortadoğu’daki sorunların çözümü noktasında güçlü bir alternatif sunarken, uluslararası güçler bu çözüme karşı tecrit politikalarını daha da derinleştirdi.

Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü, Kürt sorunu ve Ortadoğu’daki sorunların çözümünde kritik bir adım olarak değerlendiren Kürt dostları, 10 Ekim 2023’te “Abdullah Öcalan’a Özgürlük ve Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” kampanyasını başlattı. Bu kampanya, Kürt halkı ve dostlarının katılımıyla geniş çaplı bir küresel mücadeleye dönüştü. Avrupa ve dünyanın farklı ülkelerinde düzenlenen yürüyüşler, mitingler ve çeşitli etkinliklerle, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesi talepleri güçlü bir şekilde dile getirildi.

İki aşamalı olarak sürdürülen hamle ile Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt halkının statüsünün tanınması hedefiyle, uluslararası kamuoyuna ve ilgili kurumlara da sorumlulukları hatırlatıldı. Kürt halkının örgütlü mücadelesi ve uluslararası dayanışma, bu süreçte kararlı bir mücadeleye dönüştü.

DÜNYANIN 83 MERKEZİNDE AÇIKLAMA

10 Ekim 2023’te Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ve Kürt sorununun siyasi çözümü için küresel çapta bir kampanya başlatıldı. Dünya genelinde 83 merkezde yapılan kitlesel basın açıklamalarıyla bu kampanya ilan edildi. Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bulunduğu Fransa’nın Strasbourg kenti başta olmak üzere, Bangladeş, Pakistan, Japonya, Hindistan, Kenya, Güney Afrika, Latin Amerika ve diğer birçok ülkede eş zamanlı açıklamalar yapıldı. Bu açıklamalara akademisyenler, gazeteciler, sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, parlamenterler, hak mücadelesi yürüten aktivistler, filozoflar, Nobel Barış Ödülü sahipleri, kadın örgütleri ve yerli halk temsilcileri katıldı.

Kampanyanın amacına ilişkin 74 merkezde yapılan açıklamalarda, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü sağlayarak Türkiye’nin yüzyıllık Kürt sorununa adil ve demokratik bir çözüm bulmanın hedeflendiği belirtildi. Abdullah Öcalan’ın siyasi önermelerinin, Kürt halkı ve Ortadoğu’daki çok etnikli, çok dinli demokrasi hareketlerinin ön saflarında yer aldığı ve teorilerinin dünya genelinde eşitsizliğe, sömürüye ve kadınların ezilmesine karşı mücadele edenlere ilham verdiği vurgulandı. Basın açıklamalarında, Abdullah Öcalan’ın tecrit koşullarının sonlandırılması, ailesi ve avukatlarıyla görüşmesine izin verilmesi ve Kürt sorununun çözümü noktasında aktif rol oynaması için serbest bırakılması talep edildi.

ARAP COĞRAFYASINDAN DESTEK

*16 Ekim 2023’te, yurtdışında yaşayan Kürdistanlıların en büyük çatı örgütü KCDK-E, “Abdullah Öcalan’a Özgürlük ve Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” küresel hamlesine katıldığını yaptığı basın toplantısı ile duyurdu.   KCDK-E Eş Başkanları, KON-MED Eş Başkanları ve bağlı federasyonların katılımı ile yapılan açıklamada, küresel hamleye aktif katılım sağlayacaklarını deklare ettiler.

*16 Ekim 2023’te, Rojava’da faaliyet yürüten TEV-DEM bünyesindeki 27 Sivil Toplum Örgütü hamleye destek verdiklerini yaptıkları basın açıklaması ile duyurdu. Açıklamada, “Önder Apo’nun özgürlüğünün, Kürt ve Türk halkları arasındaki savaşı sona erdirerek, her iki halkın ve bölge halklarının yaşamında yeni bir sayfa açacağına inanıyoruz.  Başlatılan bu hamle, insani ve ahlaki sorumlulukları yerine getirmek ve mücadelenin büyütülmesi açısından büyük bir anlam taşımaktadır” denildi.

*15 Ekim 2023’te, “Abdullah Öcalan’a Özgürlük ve Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” hamlesine Arap coğrafyasından önemli bir destek geldi. Mısır, Suriye ve Libya’da 100 aydın, akademisyen, sanatçı ve siyasetçi bu küresel hamleye katıldıklarını açıkladı. Yapılan açıklamada, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt Sorunun siyasi çözümü için uluslararası bu kampanyaya destek verdiklerini belirterek, Türk hükümetini ve uluslararası komplocuların Öcalan’a uyguladığı tecridi kınadıklarını; barışın ve çözümün Abdullah Öcalan’ın fikirlerinde ve liderliğinde yattığını vurguladılar.

*31 Aralık 2023’te, bin 25 Suriyeli ve Rojavalı avukat, 10 Ekim’de küresel çapta başlatılan Abdullah Öcalan’a özgürlük kampanyasına destek vermek amacıyla ortak bir deklarasyon yayımladı. Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün talep edildiği imzalar, Uluslararası Af Örgütü ve Abdullah Öcalan’ın savunmasını yapan Asrın Hukuk Bürosuna gönderildi.

*12 Ekim 2023’te Nairobi’de, Oromo halkı Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için başlatılan küresel hamleye katıldıklarını duyurdu. Siyasi aktivist Soreti Bulbula Kadir ve gazeteci Leisa Dhaba tarafından yapılan basın açıklamasında, Abdullah Öcalan’ın üç yıldır ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmemesinin uluslararası hukukun ihlali olduğu vurgulandı. Abdullah Öcalan’ın tecrit edilmesinin, Evrensel İnsan Hakları Sözleşmesinin 5’inci maddesini ihlal ettiği belirtilerek, Kürt sorunun çözümünde Abdullah Öcalan gibi bir liderin diyalog süreçlerinde yer almasının kritik önem taşıdığı ifade edildi.

ÖZGÜRLÜK HAMLESİNE ÜNLÜLERDEN DE DESTEK

“Abdullah Öcalan’a özgürlük ve Kürt sorununa siyasi çözüm” için başlatılan hamle, dünya çapında geniş yankı uyandırırken, dünya çapında ünlü akademisyen, yazar, filozof, siyasetçi ve hukukçulardan oluşan 16 kişi de yayınladıkları mesajlarla hamleyi desteklediklerini deklare etti.

*Dünyaca ünlü Filozof Slavoj Zizek, Abdullah Öcalan’a yalnızca sempati duymanın ötesine geçilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Öcalan’la sonuna kadar dayanışma içindeyim. Ona sempatimi sunmuyorum. Bence sempatiden bir adım öteye geçmeliyiz. Orda bir yerde acı çeken birine sempati duyabilirsiniz ama hayır, biz ona daha fazlasını sunuyoruz. O, öyle uzakta sempati duyulacak biri değil. O, bizden biri. O’nun için savaşırken hepimiz için savaşıyoruz” dedi.

*Profesör Doktor Norman Peach, hamlenin tecride karşı uluslararası direnişin boyutunu gösterdiğini belirterek, “Hamle, Abdullah Öcalan’ın Kürdistan sınırlarının çok ötesinde de tanındığını ve devletlerin siyasi çıkarlarına karşı savunulduğunu ortaya koydu” dedi.

*İngiltere’nin en büyük işçi sendikalarından biri olan Unite The Union Sendikası Uluslararası Direktörü Simon Dubbins, ANHA Ajansına verdiği bir röportajda hamlenin önemine dikkat çekerek, “Bu hamle, özellikle birçok ülkeden sendikacıları, akademisyenleri, hukukçuları, yerel ve ulusal siyasetçileri ve diğer sivil toplum kuruluşlarını Sayın Öcalan’ın serbest bırakılması çağrısında bulunmak üzere bir araya getirmesi açısından büyük bir girişim. Hamle, Sayın Öcalan’a yönelik tecridin sona ermesinin yanı sıra, Kürt sorununa adil ve demokratik bir siyasi çözüm bulunmasında üzerine düşen rolü tam olarak yerine getirebilmesi için serbest bırakılması yönünde de baskının arttığını gösteriyor” dedi.

*Basklı Askapena örgütünden Marixe Ruiz de Austri, verdiği röportajda, Abdullah Öcalan’ın paradigmasının kendileri için bir ilham kaynağı olduğunu ifade ederek, “Öcalan, umudun resmidir, bizler için umudu temsil ediyor. Özgürlüğünü sağlamalıyız” dedi.

*Avrupa Özgür İttifakı (European Free Allience/EFA Başkanı Lorena Lopez de Lacalle de “Abdullah Öcalan’ın çok uzun bir süredir demokratik konfederalizmi benimsediğini ve böylece Kürt halkının varlığı için demokratik bir yol aradığını düşündüğümüzde, bugün içinde bulunduğu tecrit koşulları asla kabul edilemez. Bu tecride tamamen karşıyız” dedi.

*Belçikalı aktivist Diego del Norte ise Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü talep ederek, “Abdullah Öcalan’ın fikirleri, sadece milyonlarca Kürt’e değil, dünyanın dört bir yanından insanlara da ilham veriyor” dedi.

*Eski Avrupa Parlamentosu üyesi Eleni Theocharous, Abdullah Öcalan’ı “gerçek bir lider” olarak nitelendirerek, “O gerçek bir liderdi, bir savaşçıydı. O bir bütündü, ona hayranım ve tutuklanmasının gerçek bir felaket olduğuna inanıyorum. Onun ruhuna, halkının özgürlük ve kendi kaderini tayin etme mücadelesine rehberlik etme biçimine hayranlık duyuyorum. Onun özgürlüğünün zamanı geldi” diye konuştu.

*AP Danimarka Milletvekili Nikolaj Villumsen ise Ortadoğu’da barışın anahtarının Abdullah Öcalan olduğunu belirterek, “AB, Türkiye’deki Kürt sorunun barışçıl çözümünü kolaylaştırmak için Abdullah Öcalan’ın derhal serbest bırakılması yönünde çağrıda bulunmalıdır” dedi.

*Güney Afrika Evanjelist İttifakı’nın (TEASA) Genel Sekreteri ve Papaz Rev Moss Ntlha, Öcalan’ın paradigmasını “yaşam esintisi” olarak tanımlayarak, onun fikirlerinin demokrasinin hüküm süreceği bir geleceğin mümkün olduğunu gösterdiğini söyledi.

*Japonyalı gazeteci Ikuko Katsummata ise Abdullah Öcalan’ın önemli bir düşünür olduğuna vurgu yaparak, “Türkiye’nin tüm liderlerine sesleniyorum, eğer insanlar arasında barış istiyorsanız ne silaha ne de tehdide ihtiyacınız var. Hapishane hücresinin kapısını açabilirsiniz” dedi.

*Sosyolog Dr. Rastko Mocnik ise Kürt hareketini devrimci bir mücadele olarak tanımlarken, “Kürt hareketi bu anlamda çok önemli, çünkü ulusal kurtuluş mücadeleleri ve devrimci mücadeleler artık küresel olarak savunmada ama Kürtler insanlık için mücadele ediyor ve bunda da çok başarılılar” diye ifade etti.

*İngiliz aktivist, yazar, mimar Sarah Glynn ise Abdullah Öcalan’ın toplum örgütlenmesine dair fikirlerinin öneminin giderek daha fazla keşfedildiğini belirtti.

*Ljubljana Üniversitesi profesörü Dr. Andrej Kurnik ise Abdullah Öcalan’ın fikirlerinin Slovenya’da da büyük yankı bulduğunu dile getirdi.

*Dr. Vicki Sentas ve İskoçya Milletvekili Chris Stephens, Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılması ve bir barış sürecinin başlatılması çağrısında bulundu.

*15 Ekim 2023’te “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” hamlesine Arap dünyasından da önemli bir destek geldi. Mısır, Suriye ve Libya’dan 100 aydın, akademisyen, sanatçı ve siyasetçi bu küresel hamleye katıldıklarını açıkladı.

*7 Kasım 2023’te, eski Avrupa Parlamentosu ve Kıbrıs Milletvekili Eleni Theocharus, Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecridi eleştirerek, özgürlüğü için daha etkili adımlar atılması gerektiğini vurguladı. Eleni Theocharous, Abdullah Öcalan’ın insanlık dışı bir şekilde tecritte tutulduğunu belirterek, Avrupa’nın sessizliğini “nankörlük” olarak nitelendirdi. Ayrıca, Avrupa Birliği’ne baskı yapılması ve PKK’nin terör listesinden çıkarılması gerektiğini savundu. Eleni Theocharous, Abdullah Öcalan’ı “gerçek bir lider ve savaşçı” olarak tanımlayarak, onun özgürlüğünün öncelik olması gerektiğini söyledi.

*4 Kasım 2023’te, CPT’nin eski üyesi Jean-Pierre Restellini, Medya Haber TV’ye verdiği demeçte, Abdullah Öcalan’ın İmralı Cezaevindeki zor şartlara rağmen zihinsel olarak güçlü kaldığını ve onu ayakta tutanın halkının desteği olduğunu ve onun da bu durumun farkında olduğunu söyledi. Restellini, uluslararası hukuku ve CPT’yi sert bir şekilde eleştirerek, öncelikle CPT’nin ve diğer uluslararası kurumların Abdullah Öcalan’ın tecrit koşulları karşısındaki etkisizliğini vurguladı. Özelikle CPT’nin raporlarının ciddiye alınmamasını ve Türkiye’nin bu raporlara yanıt vermemesini uluslararası hukuk açısından büyük bir sorun olarak gördüğünü dile getirdi. Restellini, CPT’nin Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridi sonlandırmak için yeterli baskıyı yapmadığını ve uluslararası hukukun, Abdullah Öcalan gibi siyasi şahsiyetleri koruma konusunda yetersiz kaldığına dikkat çekti. İmralı’daki tecrit siyasetinin Kürt halkına karşı yürütülen bir savaşın parçası olduğunu söyledi.

AVRUPA’NIN BİRÇOK MERKEZİNDE EŞ ZAMANLI MİTİNG VE YÜRÜYÜŞLER

11 Kasım 2023’te, Kanada ve Avrupa’nın birçok kentinde Avrupa Gençlik Hareketleri, Tevgera Ciwanên Şoreşger (TCŞ) ve Jinên Ciwan ên Têkoşer (TekoJİN) üyesi gençler “Önder Apo’ya Özgürlük, Kürt Soruna Siyasi Çözüm” hamlesini selamlamak için alanlara çıktı.  Toronto, Brüksel, Londra, Zürih, Berlin, Frankfurt, Hamburg, Stuttgart, Düsseldorf ve Paris’te eş zamanlı yapılan yürüyüş ve mitinglerde ortak yapılan açıklamalarda, küresel çapta başlatılan hamlenin 25 yıllık uluslararası komploya karşı mücadelede yeni bir dönüm noktası oluşturduğu vurgulandı. Bu hamlenin, Kürt halkının ve gençliğinin faşizme karşı direnişini güçlendirdiği ifade edildi. Açıklamada ayrıca, Önder Apo’nun fikirlerinin dünya genelinde yankı bulduğu ve gençlerin bu fikirler etrafında birleştiğinin altı çizildi. Önder Apo’ya yönelik haber alamama durumunun gençlerin sabrını tükettiği belirtilirken, bu süreçte uluslararası kurumlar tarafından verilen sözlerin ve hukukun gerekliliklerinin yerine getirilmediğine dikkat çekildi. 11-12 Kasım eylemlerinin, Kürt gençliği ve halkı için bir dönüm noktası olduğu ve bu ruhla “Önder Apo’ya Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” hamlesinin zaferle sonuçlanacağı dile getirildi.

10 Ekim 2023’te başlatılan “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” küresel hamlesi, 15 Şubat’ta Abdullah Öcalan’ın esaretinin yıl dönümünde en geniş ve en etkili aşamasına ulaştı. Bu dönemde, Avrupa’nın birçok ülkesinde ve Kürdistan’ın dört bir yanında gençler ve kadınlar öncülüğünde yürüyüşler, mitingler ve kitlesel basın açıklamaları yapıldı. Bu eylemler hem Avrupa’da hem de Kürdistan’da, Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit politikalarına dikkat çekmeyi ve sorunun siyasi çözümüne yönelik talepleri güçlü bir şekilde gösterdi.

Bu protestolar, Kürt halkının ve dostlarının uluslararası komplonun yıl dönümüne yaklaşırken, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit politikalarını protesto etmek amacıyla düzenlediği en büyük gösteriler oldu.  Avrupa’nın birçok merkezinde düzenlenen kitlesel yürüyüşler ve basın açıklamaları, Kürt halkının “Roja Reş” dediği 15 Şubat’a kadar aralıksız sürdü. Her şehirde farklı bir çoşku ve kararlılıkla geçen bu protestolar, hamlenin geniş tabana yayıldığının ve uluslararası düzeyde yankı bulduğunun kanıtıydı.

STRASBOURG’TA UZUN YÜRÜYÜŞ KOLLARI

“Önder Apo’ya Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” hamlesi kapsamında “Özgürlük Yürüyüşü” şiarıyla, 22 Ocak’ta Paris’te ve 11 Şubat’ta Basel’den hareket eden Enternasyonalist Uzun Yürüyüş kolları, 9 Şubat’ta Almanya’nın Mannheim kentinde başlayan Özgürlük Yolculuğu koluyla 15 Şubat’ta Strasbourg kentinde birleşti. Özgürlük Yürüyüşçüleri, 15 Şubat’ı Kürt halkı için soykırım günü olarak değerlendirerek, bu komployu protesto etmek amacıyla bir günlük açlık grevine girdi. Avrupa Birliği, CPT ve Avrupa Konseyi’nin binalarının bulunduğu alanda kitlesel bir şekilde devam eden protestolar, Kürdistanlılar ve katılımcılar tarafından büyük bir etkinliğe dönüştürülerek Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için dünya kamuoyuna güçlü bir mesaj verdi.

KÜRESEL HAMLENİN ZİRVE NOKTASI

Hamlenin birinci aşamasının zirve noktası, 17 Şubat’ta Almanya’nın Köln kentinde gerçekleşen büyük yürüyüş ve miting oldu. Yüzbinlerin katıldığı bu yürüyüş ve miting, Kürt halkının Avrupa’da düzenlediği en görkemli eylemlerden biri olarak kayıtlara geçti. Avrupa’nın dört bir yanından gelen Kürtler, insan hakları savunucuları ve 7 farklı ülkeden gelen enternasyonalist grupların katılımıyla düzenlenen yürüyüş ve miting, 1999 yılında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın esaretinin ardından yapılan büyük gösterilerle benzerlik gösterdi. Özellikle gençlerin ve kadınların yoğun katılımı, yürüyüş ve mitingin daha canlı ve coşkulu geçmesine büyük katkı sağladı.

Köln’de Ren Nehri üzerindeki Severinsbrücke köprüsünden kortejler halinde başlayan yürüyüşte, Abdullah Öcalan’ın dev posterleri ve fiziki özgürlüğünü talep eden çeşitli dillerde yazılmış pankartlar taşındı. Yürüyüş kortejinin ön sıralarında enternasyonalist gruplar yer alırken, bu etkinlik Avrupa merkezli son yıllarda yapılan en büyük yürüyüş olarak kayıtlara geçti. Yürüyüşün ardından yüzbinlerce kişi miting alanına aktı. Miting alanı Abdullah Öcalan posterleriyle donatıldı ve etkinlik, Ulusal Marş "Ey Reqip"in okunmasıyla başladı. Mitingde, KNK, KCDK-E eş başkanları, kültür kurumları, sanatçılar, sürgünde yaşayan Kürt siyasetçiler ve çeşitli kurum temsilcileri yer aldı. Yapılan konuşmalarda, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün Kürt sorununun çözümü açısından taşıdığı kritik öneme dikkat çekildi ve özgürlüğü sağlanana kadar mücadele edileceği mesajı verildi.

Kürt halkının dostları, Avrupa ve dünyanın farklı ülkelerinden kurum temsilcileri ve aktivistler mitinge yoğun katılım sağlayarak, Kürt halkı ile dayanışma gösterdi ve Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü haykırdı.

HAMLENİN KÜRDİSTAN VE TÜRKİYE AYAĞI

28 Ekim 2023’te, İstanbul’da aralarında siyasetçi, gazeteci, aydın ve sanatçıların da olduğu 78 isim, Abdullah Öcalan’a Özgürlük ve Kürt sorunun demokratik çözümü için, tecridin kaldırılması çağrısında bulundu. “Barışa Çağrı” başlıklı deklarasyon, İHD Onursal Başkanı Akın Birdal tarafından Taksim’de düzenlenen bir toplantı ile duyuruldu. Toplantıya, imzacılar dışında sivil toplum yöneticileri, akademisyenler ve sanatçılar da katıldı.

TUTSAKLAR DÖNÜŞÜMLÜ AÇLIK GREVİNE BAŞLADI

27 Kasım 2023’te, Kürdistan ve Türkiye cezaevlerinde bulunan PKK ve PJAK’lı tutsaklar, “Önder Apo’ya Özgürlük ve Kürt Sorununa Çözüm” kampanyasını desteklemek amacıyla 27 Kasım-15 Şubat tarihleri arasında dönüşümlü açlık grevleri başlattıklarını duyurdu. Tutsaklar, bu kampanyayı devrimci duygularla selamladıklarını ve tüm yaratıcı yöntemlerle mücadeleye katkı sunanlara destek verdiklerini belirti.

HAMLE KAPSAMINDA ADALET NÖBETLERİ

PKK ve PAJK’lı tutsakların başlattığı dönüşümlü açlık grevi eylemlerinin ardından, Türkiye genelinde adalet nöbetleri başladı. Tutsak yakınları tarafından başlatılan bu adalet nöbetleri, “Abdullah Öcalan’a Özgürlük ve Kürt sorununa siyasi çözüm” kampanyası çerçevesinde Amed, İstanbul, Van, Mardin, Mersin, Adana, İzmir ve diğer illerde yaygınlaştı. Ayrıca, birçok ilçede de bu nöbetler sürdürülerek, halın geniş katılımı sağlandı.

Binlerce yurttaş, tutsakların eylemine destek vermek amacıyla nöbet alanlarını ziyaret ederken, siyasi parti temsilcileri ve çeşitli toplumsal kesimler de dayanışma ziyaretinde bulundu.

122 NOKTADAN GEMLİK’E YÜRÜYÜŞ

Hamle kapsamında, Kürdistan’da 18 Kasım’da ve Türkiye genelinde 19 Kasım’da toplam 122 noktadan Bursa’nın Gemlik ilçesine doğru “Tecride karşı özgürlüğü savunuyoruz” şiarıyla yürüyüşe geçildi.  HDK, DTK, TJA, DBP, MED TUHAD-FED gibi kurumların öncülüğünde başlayan yürüyüş, Amed, Serhad Çukurova, Botan ile İstanbul, Ege ve Akdeniz’de binlerce insanın katılımı ile başladı.  Polisin yoğun saldırıları altında devam eden yürüyüş süresince yüzlerce yurttaş gözaltına alındı. Tüm engellemelere rağmen, on binlerce yurttaş sokaklara çıkarak Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için tecridin kaldırılması ve barışın sağlanması taleplerini haykırdı.

Avrupa’da düzenlenen kitlesel eylemlerin yanı sıra, Türkiye metropollerinde, Rojava, Başur ve Rojhilat’ta da 15 Şubat komplosuna karşı hamleyi sahiplenme amacıyla görkemli protestolar gerçekleştirildi. "Roja Reş" olarak adlandırılan bu tarih, Kürt halkı için derin bir anlam taşıyor.

Türkiye’de ve Kürdistan’ın dört bir yanında düzenlenen yürüyüşler, kitlesel mitingler ve diğer protesto gösterileri, Kürt halkının Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit politikalarına karşı direnişini sembolize etti. Kitlesel eylemler, Kürt halkının bu karanlık günü unutmadığını ve Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğini bir kez daha gösterdi.

DÜNYANIN 160 MERKEZİNDE ABDULLAH ÖCALAN’IN KİTAPLARI OKUNDU

10 Aralık “Öcalan Kitapları Günü” çerçevesinde, dünyanın birçok merkezinde etkinlikler düzenlendi. 160 merkezde yapılan okuma etkinliklerinde, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın eserleri 16 dile çevrilerek, pasajlar okundu.

Almanya, Fransa ve İtalya gibi ülkelerde gerçekleştirilen etkinliklerde, Abdullah Öcalan’ın savunmalarından okumalar yapılarak, fikirleri tartışıldı. Etkinliklerde, tutsaklık konumuna dikkat çekilerek, fiziki özgürlüğünün sağlanması için çağrılar yapıldı. Küresel düzeyde 160 merkezde düzenlenen bu etkinliklere, dünyanın birçok yerinden akademisyenler, siyasetçiler, insan hakları aktivistleri, yazarlar ve birçok uluslararası fikir insanı katılarak, Abdullah Öcalan’ın fikirlerinin dünya genelindeki etkisini bir kez daha gözler önüne serdi.

100 BİN KARTPOSTAL KAMPANYASI

Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” kampanyası kapsamında, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için 100 bin kartpostal gönderme hedefiyle bir kampanya başlatıldı. Nobel Barış Ödülü sahibi Jody Williams, Yunanistan eski Maliye Bakanı Yanis Varoufakis, Almanya Milletvekili Gregor Gysi, Güney Afrikalı aktivist Fazela Mahomed, İsviçreli politikacı Elisabeth Decrey Warner ve İngiliz Milletvekili John McDonnell gibi önemli isimler, kampanyaya katılım çağrısı yaptı.