İsveç’te iltica eden savaş suçlularında artış

İsveç Göçmen Dairesi savaş bölgelerinden gelip İsveç’e iltica eden kişiler arasında savaş ve insanlık suçu işleyenlerin sayılarında belirgin bir artış olduğunu açıkladı.

İsveç Göçmen Dairesi, savaş bölgelerinden gelip İsveç’e iltica eden kişiler arasında savaş ve insanlık suçu işleyenlerin sayılarında belirgin bir artış olduğunu açıkladı.

Göçmen Dairesi’ne göre Irak ve Suriye’den gelip İsveç’e iltica edenler arasında geçtiğimiz yıl şüpheli 20 savaş suçlusu bulunurken, bu rakam bu yılın ilk yarısında 40’ı aştı. Söz konusu kişiler arasında cinayet gibi ağır savaş suçu işleyen zanlıların da bulunduğu, bir kısmının suçlarının ortaya çıkmaması için sahte isimle iltica ettikleri belirtiliyor.

İsveç’in güvenliği için tehdit oluşturulacağından şüphelenilen ilticacıların sayılarında da ciddi bir artış görülüyor. Göçmen Dairesi, geçtiğimiz yıl 120 kişinin ülkenin güvenliği için tehdit oluşturabileceğini polise bildirirken bu yılın ilk altı ayında polise bildirilen ilticacıların sayıları 130’u geçti.

“İsveç Göçmen Dairesi’nin İltica Sorunları’ndan sorumlu Uzmanı Magnus Bengtsson, savaş suçu işleyen ilticacıların sayısındaki bu artışı kurumun soruna ektra önem vermesine ve personelin ilticacıları daha titiz incelemesine bağlıyor.

Savaş suçu işlediğinden şüphenilen kişilerin itica talepleri reddediliyor ve sınır dışı edilmeleri için uygun koşulların oluşması bekleniyor. Ancak bu kişilerin sınır dışı edilmeleri hiç de kolay görünmüyor.

SAVAŞ SUÇU İŞLEYENLER ÜLKELERİNE İADE EDİLEMİYOR

Göçmen Dairesi Genel Müdür Vekili Mikael Ribbenberk, İsveç’in savaş suçu işlediğinden şüphelenilen kişileri ölüm cezası ve işkence riski ile karşı karşıya kalabilecekleri için geldikleri ülkelere iade etmediğini, geçici oturma izini verdiğini, durumun değişmesi durumunda bu kişilerin ülkelerine iade edildiklerini ancak bunun oldukça uzun bir süre aldığını söylüyor.

Savaş ve insanlığa karşı suç işleyen ilticacıların bir sorun oluşturduğunu belirten Terör Uzmanı Hans Brun ise, “Bu kişiler ülkede kalma hakları olmadığı halde sınır dışı edilemiyor. Bundan dolayı da kötü niyetli kişilerin sistemi kullanma riskleri var” diyor.

İSVEÇ KATİLLERİ SERBEST BIRAKMAKLA SUÇLANIYOR

İlticacıların bir kısmı bu duruma tepki gösteriyor ve İsveç’i katilleri serbest bırakmakla suçluyor. İsveç TT Ajansına açıklama yapan ve adının sadece baş harflerini veren “R.G” adlı Suriyeli bir Hıristiyan ilticacı, İsveç’ten gidip Suriye’de savaştıktan sonra geri dönen veya savaşıp İsveç’e iltica eden DAİŞ üyelerinin burada da katliam yapabileceklerinin bilinmesi ve bu kişiler hakkında soruşturma başlatılması gerektiğini söylüyor.

İsveç Güvenlik Polisi (Säpo) yetkiileri, IŞİD saflarına katılıp savaş suçu işlediğinden şüphelenilen 20 kişİyi yakın takibe aldığını söylüyor. İsveç toplumu için tehdit olma riski taşıyan bu kişilere haftada bir kaç kez polise bildirim yapma zorunluluğu getirildiğini ifade ediyorlar.

SAVCI: SURİYE’DE İŞLENEN SAVAŞ SUÇLARINI SORUŞTURMAK OLDUKÇA GÜÇ

Başsavcı Tora Holst ise, Suriye’de işlenen savaş suçlarını soruşturmanın oldukça güç olduğunu ve sabır gerektirdiğini, ancak Suriye’de savaş suçu işleyenlerin sayısında belirgin bir artış olduğunu söylüyor.

Polisin Savaç Suçları Komisyonu Şefi Göran Häggblad, şu anda 30 civarında savaş suçlusu hakkında soruşturma sürdürdüklerini ancak bunların hangi ülkelerden geldiklerine dair her hangi bir açıklama yapamayacağını belirtirken, “R.G.”, Suriyeli ilticacıların bazılarının kendilerini kaçıranları burada gördüklerini ve teşhis ettiklerini iddia ediyor.

HIRİSTİYAN İLTİCACILAR KAMPLARDA TEHDİT EDİLİYOR

Suriye’de El Kaide bağlantılı çetelerin saldırılarınından kurtulmak için İsveç’e sığınan Hıristiyanlardan bazıları kaldıkları iltica kamplarında da aşırı dinci ve cihatçıların baskı ve tehditlerine maruz kalıyor.

İsveç’in güney kesimlerinde yer alan Mönstrerås’daki iltica kampında çoğunluğu Suriye’den gelen 80 civarında ilticacı kalıyor. Önce yerel daha sonra ulusal medyada yer alan haberlere göre aşırı İslamcı kesimler kampta kalan Hıristiyan ailelere baskı uyguladılar. Hıristiyan sembolleri olan kolye gibi ziynet eşyalarını takmalarını ve mutfağı kullanmalarını yasakladılar.

Baskı ve tehditler sonucu iki aile kampı terk etmek ve akrabalarının yanına sığınmak zorunda kaldı. Kampta çalışan ve adının açıklanmasını istemeyen bir görevli, medyaya “Burada kalmaya cesaret edemediler. Ortam onlar için tehlikeli bir hal aldı. Yardım alamadıkları için kendi imkanlarıyla kamptan ayrıldılar” açıklamasını yaptı.

SÜRYANİ ÖRGÜTLERİNDEN GÖÇMEN DAİRESİ’NE TEPKİ

Göçmen Dairesi yetkililerinden Mikael Lönngren kampı terk eden ailelerin polise şikayette bulunmadığı için herhangi bir işlem yapamayacağını söylerken, Asuri-Süryani örgütleri Göçmen Dairesi yetkililerinin takındıkları pasif tutuma tepkili.

Yazılı bir açıklama yapan Asuri-Süryani-Keldani Derneği, Göçmen Dairesi’nin Hıristiyan ilticacılara yönelik baskı ve tehdit uygulayan aşırı dincilere karşı sessiz kalmasının bu guruplara cesaret verdiğini belirterek olanları kabul edilmez olarak niteledi.

Göçmen Dairesi’nin savaş ve insanlık suçu işleyen ilticacı kılığındaki DAİŞ üyelerini polise teslim etme ve haklarında işlem yapma zorunluluğu olduğunu hatırlattı.