KCK'den 'ateşkes' iddiasına yalanlama

KCK'den 'ateşkes' iddiasına yalanlama

KCK Yürütme Konseyi Başkanlıðı, son günlerde gündeme taşınan “ateşkes” ve “arabuluculuk” iddialarının kendileriyle ilgisi olmayan “yalan haberler” olduðunu belirtti. Hükümetin “seçmeli ders” girişimi için “tarihi provokasyon” diyen KCK, AKP faşizmine ümit veren açıklama ve davranışları da eleştirdi.

KCK Yürütme Konseyi Başkanlıðı yaptıðı yazılı açıklamada, devam eden baskı kampanyası, Kürtçe için ortaya atılan “seçmeli ders” planı, CHP’nin Kürt sorunu konusundaki girişimi ve ateşkes iddiaları konusundaki görüşlerini dile getirdi.

ÝSLAMCI MASKE BÝLE AKP’NÝN ZALÝM GERÇEÐÝNÝ ÖRTEMÝYOR

KCK’nin açıklaması şöyle: Kürt halkının özgürlük mücadelesi, sömürgeci Türk devletinin inkar, asimilasyon ve soykırımcı siyasetinin sürdürülemezliðini ortaya çıkarmıştır. Türkçülüðe dayalı milliyetçiliði her şeyin üstünde tutan ve başta Kürtler olmak üzere diðer halklara da homojenleşmeyi dayatan cumhuriyetin doksan yıllık bu politikası bugün can çekişmektedir. Türk ulus-devleti, hem ulusal hem de uluslar arası ve bölgesel düzeyde gelişen demokratik ve özgürlükçü deðerler karşısında ancak zorba gücüne ve özel savaş politikalarına dayanarak ayakta kalmaya çalışmaktadır. AKP yönetimindeki Türk devletinde faşist-soykırımcı-imhacı çizgi, ikiyüzlü ve sahte, sözümün ona yeni söylemlerle daha da derinleşmiştir. Siyaseten taktıðı Ýslamcı maske bile AKP’nin tekçi, faşist, zalim gerçeðini örtmeye ve kurtarmaya yetmemektedir.

20 MÝLYONLUK HALKA SEÇMELÝ DERS ÇAÐIN EN BÜYÜK GERÝLÝÐÝDÝR

Yarım asırdır özgürlük mücadelesi veren halkımız, Türk devletinin sömürgeci kurumlarını, zihniyetini, siyasetini kökten deðişime zorlamaktadır. Kürt halkının mücadelesinden, demokrasi cephesinin büyümesinden ve Ortadoðu’da özgürlüklerden yana esen devrimci dalgadan birebir etkilenen AKP devleti, izlediði siyasetle dalga kıran işlevine soyunmuştur. Halkların deðişim gücü karşısında daha fazla sesiz kalamayan AKP, Kürt halkının halk olmasından kaynaklı kolektif haklarını özerklik statüsüyle tanımak yerine halkımızın idrakiyle, kimliðiyle, onuruyla alay ve hakaret edercesine anadilde seçmeli dersi gündemleştirmiştir. Bir taraftan Türk mahkemelerinde Kürtçe savunmaya izin vermezken, bilinmeyen bir dil tanımlamasını kullanırken diðer taraftan Kürtçeyi seçmeli ders kategorisine indirgemektedir. Kuzeyde Yirmi milyonluk nüfuza sahip Kürt halkı için anadilini seçmeli hale getirmek çaðın en büyük geriliði olduðu gibi Türk sömürgeciliðinin asimilasyon ve özümseme politikasından hiçbir biçimde vazgeçmediðinin açık ifadesi olmaktadır.

SÖMÜRGECÝLÝK KOMPLEKSÝ

Şüphe yok ki, Kürt halkı da her halk gibi kendi kimliðiyle özgür yaşama ve kendi anadiliyle eðitim görme hakkına sahiptir. Bu hak, halk olmaktan kaynaklı meşru ve vazgeçilmez bir haktır. AKP devletinin, Kürtlere öyle bahşedeceði bir şey deðildir. Zaten halkımızın 40 yıllık isyanı da bunun için deðil midir? Sömürgeci rejim zorlandıkça, kamuoyunu yönlendirip, ret ve inkara dayalı politikalarını daha ince ve sinsi yöntemlerle sürdürme gayretini göstermek zorunda kalmıştır. Kürt halkının kimliðini, dilini, kültürünü önce yok sayıp, sonra kanunla engelleyip daha sonra Kürt halkının direnişi sonucu tanımak zorunda olması da bundandır. Kürtçeyi seçmeli dil kapsamında tartışmak; Kürtlerle, egemen ulus arasında köle-efendi, ezilen-egemen ilişkisini dayatmaktır; bu sömürgecilik kompleksidir. Kürtleri hazmetmeyen, varlıðına tahammül etmeyen AKP’nin fikir ve ruh hali faşisttir. 21. Yüzyılda Kürtlerin gözünü boyayıp, kendine yakışır bir işbirlikçi güç oluşturmak için “tarihi adım” olarak nitelendirdiði Kürtlere seçmeli ders hakkını büyük bir gelişme olarak tanımlayıp, egemen ulus zihniyetinin ’90 yıldır inkar ediliyordunuz bakın seçmeli ders hakkını size veriyoruz, daha ne istiyorsunuz’ diyerek işbirlikçi Kürtleri konuşturup topluma kabul ettirmeye çalışması beyhudedir. Tarih boyunca sömürgecilik Kürt halkının haklı davasını şiddetle bastırıp katliamlar yaparken sürekli bir biçimde Kürt işbirlikçilerine dayanarak bunu gerçekleştirmiştir. Bugün de AKP, bireysel ve ailesel çıkarlar uðruna ruhunu satmış Kürt işbirlikçilerini kullanarak sonuca gitmek istemektedir. Yurtsever Kürt siyasetçilerini tutuklayarak işbirlikçi siyasetin önünü açmaya çalışmaktadır. Tarihin yüz karası olan bu işbirlikçi kesimler pişkince konuşarak özgürlük hareketini karalamakta, sömürgeciliðin bekçiliðini yapmaktadırlar.

TARÝHÝ ADIM DEÐÝL, TARÝHÝ PROVOKASYON

Ortada lanse edildiði gibi tarihi bir adım yoktur, tarihi bir sorun olan Kürt sorununun özünü teşkil eden anadilde yaşama ve eðitim hakkı seçmeli derse indirgenerek tarihi provokasyon vardır. Bu Kürt sorununda çözümü basitleştirip geçiştirmek ve provoke etmektir. Günümüzde anadilde eðitim hakkının şöyle ya da böyle olsun şeklinde tartışılıyor olması insanlık adına utanç vericidir ve büyük bir insanlık suçudur.

Kürtçe anadilde eðitimi tartıştırmak AKP’nin bir kerameti olmadıðı gibi, Kürt halkı faşist AKP’nin hayır duasına çıkmış bir halk da deðildir. Tersine AKP’nin izlediði şer, zulüm, katliam, asimilasyoncu, saldırgan, soykırımcı politikalarından, adaletsizliðinden ve vicdansızlıðından hesap soran, onurlu çözümü dayatan direnişçi bir halktır.

CHP’NÝN GÝRÝŞÝMÝNÝN PRATÝK DEÐERÝ YOK

CHP’nin geliştirdiði girişimin ise özel savaşa hizmet edeceði ortadadır. Bu şartlar altında mevcut girişimin sorunun çözümü anlamında pratik bir deðerinin olmadıðı şimdiden görülmektedir. CHP’nin demokratik zihniyete sahip olmayan AKP’yle, Kürt sorunun temel muhataplarını dışlayarak, Kürt halkının taleplerini, hassasiyetlerini göz ardı ederek buna raðmen köklü bir deðişimi ve çözümü beklemek ham hayaldir. Kürt sorunu konusunda tümden inandırıcılıðını yitiren, ciddi bir sıkışıklıðı yaşayan, demokratik toplumsal kesimlerin tepkisini alan AKP için CHP’nin bu girişimi AKP’yi iç ve dış kamuoyunda siyaseten rahatlatmasına hizmet etmektedir. AKP tarafından savaş bu denli tırmandırılmışken, hergün Kürt siyasetçiler tutuklanıyorken, toplumsal baskı, sindirme, yıldırma dahil her türlü operasyonel uygulama devredeyken soruna ismini bile koymaya cesaret edemeyen CHP’nin, bu durumda AKP’nin Kürtler üzerinde yürüttüðü özel savaş ve oyalama politikasına hizmet etmesi kaçınılmazdır.

BU ŞARTLAR ALTINDA ANAYASA BÝR YENÝLÝK ÝÇERMEYECEK

Bu şartlar altında yazımına başlanan anayasanın Kürtler için bir yenilik içermeyeceðini anlamak zor deðildir. Anayasada bir takım bireysel haklarda yapılacak düzeltmelerin, eklemelerin Kürt sorununun çözümünü kapsamayacaðı gibi klasik sömürgeciliðin yenilenmiş hali olup, çözümün yüzyıl daha ötelenmesine yol açacaktır.

Bugün AKP’nin öncülüðündeki Türk sömürgeciliði her alanda Kürdistan özgürlük hareketine karşı kapsamlı bir saldırıyı sürdürmektedir. Önder Apo üzerinde 11 aydır sürdürdüðü Ýmralı işkence sistemi, Kürt siyasetine karşı soykırım politikası, Kürt halkına karşı geliştirdiði sindirme hareketi ve gerillaya dönük imha hareketinin tek amacı vardır. Zulme karşı her alanda direnen Kürt halkını ve siyasi temsilcilerinin direncini zayıflatmak ve saflarımızda çatlaklıklar yaratmaktır.

FAŞÝZAN AMAÇLARA ÜMÝT VEREN AÇIKLAMALARDAN UZAK DURMAK SORUMLULUK GEREÐÝDÝR

Bu nedenle yurtsever çevre ve kişilerin Kürt halkının geliştirmekte olduðu direnişi zayıflatan, AKP’nin faşizan amaçlarına ümit veren açıklama ve davranışlardan uzak durması, buna özen göstermesi sorumlulukları gereðidir. Çünkü bu türden davranışlar Kürt sorunun çözümüne ve direnişinin sonuç almasına zarar vereceði gibi zalimce uygulamalar geliştiren ve mutlaka teslim almak isteyen sömürgeciliðe hizmet edecektir.

ATEŞKES VE ARABULUCULUK SÖYLEMLERÝNÝN HAREKETÝMÝZLE ÝLGÝSÝ YOK

Son günlerde, nereden pompalandıðı çok açık olan ateşkes, arabulucu vb söylem ve propagandaların hareketimizle hiçbir ilişkisi olmayan, tümüyle yalan haberler olduðunu, sorumluluðumuz gereði başta halkımız olmak üzere tüm duyarlı kamuoyuna bir kez daha belirtmek istiyoruz. Bu tür haber ve propagandaların amacı, halkın kafasında soru işaretleri yaratıp, kendilerine göre gündem belirleyip, halkımızın görkemli direnişini kırmaktır.

DÝRENÝŞ ÇÝZGÝSÝ YÜKSELTÝLMELÝ

AKP zorba gücünü kullanıp Van Belediye Başkanını haksız bir biçimde tutuklayarak Kürt halkının iradesini çiðnemiştir. Van ve Serhad halkının bir haftaya yakındır göstermiş olduðu direniş ve tepki onurlu bir tutumdur. Bugün Van mitinginde bir araya gelen halkımız, AKP’nin faşist uygulamalarına hak ettiði cevabı vermiştir. Halkımızın Van başta olmak üzere, Serhad’da ve ülkemizin her tarafında gösterdiði direniş bundan sonra da artarak devam edecektir. Başta Van ve Serhad halkımız olmak üzere tüm Kürdistanlıları zorba, işbirlikçi, imha ve tasfiyeci siyasetten hesap sormaya, kendi öz güçlerine dayalı olarak demokratik-özgürlükçü seçeneði yaşamsal kılacak direnişçi çizgiyi yükseltmeye, yaygınlaştırmaya bu temelde özgürlüðünü kazanmaya çaðırıyoruz.”

ANF NEWS AGENCY