Fransanın yüksek tirajlı gazetesi Le Monde, Abdullah Öcalan, ölümsüz bir lider ya da kötülüðün enkarnasyonu başlıklı bir yazıda, mevcut çıkmazı aşmak için Öcalanın müzakere masasında yer almasını kabul etmek gerektiðini ancak bunun Ankara için kabul edilmesi zor bir seçenek olduðunu belirtti.
Le Monde gazetecisi Guillaume Perrier, gazetenin bugünkü sayısında yer alan yazısında PKK lideri Abdullah Öcalana yer verdi.
Perrier şu deðerlendirmelerde bulundu: Onun taraftarları ona sevgiyle Apo, önder veya insanlıðın güneşi diyorlar. Türk devleti temsilcileri için ise isminin dahi zikredilmesi gerekli olmayan terörist başı. Kahraman ya da bir numaralı halk düşmanı, Abdullah Öcalan halen Türkiyede hayranlık ve nefret uyandırıyor. Oysa, 1978 yılında Kürdistan Ýşçi Partisinin (PKK) kuran kişi 13 yılı aşkın bir süredir Marmara Denizi üzerinde bir cezaevine dönüştürülen Ýmralı Adasında bulunuyor. Ancak halen kendi hücresinden siyasi gündemi belirleyen de o. Kürtlerin sorunu da kaçınılmaz olarak Abdullah Öcalanın durumuna baðlı.
12 Eylülden bu yana cezaevlerinde süren açlık grevlerine de dikkat çeken Perrier, grevcilerin anadil önündeki engellerin kaldırılması ve Öcalan üzerindeki tecride son verilmesi yönündeki taleplerine yer verdi. Temel talebin Öcalanın içinde bulunduðu koşullarla ilgili olduðunu ifade eden Perrier, Ýmralı cezaevi yönetiminin Öcalan üzerindeki tecridi güçlendirmek için tüm gerekçeleri kullandıðını yazdı.
Oysa Kürt davası için Aponun saðlıðından daha kutsalı yok diyen gazeteci, 2007 yılında zehirlenme iddiaları Avrupa genelinde bir dizi eylemi tetiklemişti diye hatırlattı.
Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoðanın açlık grevcilerini şov ve şantaj yapmakla suçladıðına işaret eden Le Monde, idamın bile yeniden gündeme getirildiðine işaret etti
Perrier, Türkiye, Abdullah Öcalanı 1999da bir casus romanına yaraşır firarın ardından yakalayarak PKKyi parçalayacaðını düşünüyordu derken, bugün 64 yaşında olan Öcalanın tüm tutukluðu boyunca, siyasi doktrin sayfaları ve talimatları avukatları aracılıðı ile yayarak cezaevinden örgütü yönetmeye devam ettiðini iddia etti.
Öcalan PKKnin büyük eðilimlerini oluşturduðunu ve 2004 yılına kadar bir ateşkes saðladıðını belirten gazeteci, daha sonra da Kürt bölgeleri için siyasi bir özerklik geliştirdiðini hatırlattı. Gazete, bunun pratik ayaðının da Türk adaletinin 2009dan beri bastırdıðı paralel bir yönetim olan KCK olduðunu öne belirtti.
Aynı yıl Norveçte PKK ile Erdoðan tarafından görevlendirilen devlet temsilcileri arasında gizli görüşmelerin yapıldıðını aktaran Perrier, Ama Oslo denilen süreçten somut bir şey çıkmadı. Hiç şüphesiz ki çıkmazdan kurtulmak Abdullah Öcalanın müzakere masasında yer almasını kabul etmek gerekecek. Bu da Ankara açısından kabul edilmesi zor bir seçenek diye noktaladı.