Sosyal Demokrat Parti (SPD), geçtiğimiz Eylül ayında yüzde 20,5’e kadar düşen oy oranına rağmen başarısızlığın nedenlerinden olan Hristiyan birlik partileri CDU-CSU ile koalisyona devam etmişti.

CDU-CSU ile asla koalisyon yapmayacağını vaat eden Martin Schulz liderliğindeki SPD’nin 6 Şubat’taki parti içi oylamasında, yüzde 66 oyla yeniden Büyük Koalisyon’a dahil olunmasına karar verilmişti. Bu karara özellikle partinin gençlik örgütü Jusos ile sol kanat karşı çıkarken, aradan geçen sürede partinin en az 6 bin üye kaybettiği bildiriliyor.

Koalisyon oylamasının yapıldığı 6 Şubat’ta toplamda 463 bin 723 üyesi olan SPD’nin 31 Mart tarihiyle üye sayısı 457 bin 700’e kadar düştü.

MERKEL’LE EL SIKIŞILDIĞINDAN BU YANA 130 BİN KAYIP

Öte yandan, SPD’nin üye kayıpları sadece bu yılki koalisyon anlaşmasından kaynaklanmıyor. SPD’nin Merkel’le ilk kez koalisyonu kabul ettiği 2005 yılında 590 bin olan üye sayısı o tarihten bu yana düzenli olarak düşüyordu.

En son 2016’da 432 bin 704 olan SPD’nin üye sayısı, 2017 başında Martin Schulz’un parti başkanlığı ve başbakanlık adaylığıyla on yıllarca sonra ilk kez yükselişe geçmiş ve 443 bine ulaşmıştı. Bu artışın 6 Şubat 2018’deki koalisyon oylamasına kadar da 20 bin civarında olduğu anlaşılıyor. Ancak bu tarihten sonra yeniden bir düşüş başlamış.

Başbakan Angela Merkel’in CDU’nun başına geçtiği 2000 yılında partisinin üye sayısı 616 bin iken, bu sayı 2005’te 571 bin, 2010’da ise 505 bine kadar geriledi.  2017 sonu itibariyle 425 bin 900 üyesi olan CDU’daki düşüş hızının SPD’ye yakın olduğu da dikkat çeken bir başka ayrıntı.

SPD, CDU-CSU’yla koalisyon hükümeti kurduğu 2005-2009 dönemi sonrasındaki Eylül 2009 seçimlerinde yüzde 23 oya gerilerken, oy oranını 4 yıl muhalefette kaldıktan sonra 2013’te yüzde 25’in üzerine çıkarabilmişti. Ancak 2013’ten sonra tekrar CDU ile koalisyona giren SPD’, son seçimlerde yüzde 20,5 ile İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki seçimlerdeki en düşük oy oranını almıştı.