Myanmar’da 2021 yılında Aung San Suu Kyi hükümetinin ordu tarafından devrilmesinden sonra, onlarca yıldır çatışmaların yaşanmadığı alanlarda etnik isyancı gruplar ve onlarca “halk savunma güçleri” isimli oluşumlarla çatışmalar yeniden başladı.

Myanmar, Birleşmiş Milletlerin (BM) antipersonel mayınlarının kullanımı, stoklanması veya geliştirilmesini yasaklayan konvansiyonunun imzacıları arasında yer almıyor.

BM Çocuk Fonu (UNICEF), 2022 yılında kara mayınları veya patlamamış mühimmatlardan dolayı 390 kişinin öldüğü ya da yaralandığını belirtirken, bir önceki yıla göre yüzde 40’lık bir artış olduğuna dikkat çekti.

Bu olayların yaklaşık üçte ikisinin etnik silahlı grupların onlarca yıldır otonomi, kereste ve yeşim taşı gibi kaynakların kontrolü için mücadele ettiği sınır bölgelerinde yaşandığı bildirildi.

Ve kayıpların yaklaşık beşte biri, darbeden önce büyük ölçüde çatışmasız bir bölge olan, ancak darbeden bu yana askeri yönetime direnişte sıcak bir nokta haline gelen Mandalay'ın kuzeyinde meydana geldi. UNICEF'e göre darbeden önceki yıl olan 2020'de 254 kişi öldü ya da yaralandı.

Myanmar ordusu, onlarca yıl süren iç çatışmalarda defalarca vahşet ve savaş suçları işlemekle suçlandı.

Af Örgütü geçen yıl yaptığı açıklamada Myanmar ordusunun darbe karşıtları ile mücadele çerçevesinde büyük ölçekte kara mayınları döşediği suçlamasında bulunmuştu. Mayınların özellikle kiliselerin etrafı ve pirinç tarlalarına giden yollara döşendiği belirtiliyor.