NATO üyeliğiyle Samilerin yaşam alanları tehlike altına girecek

Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğiyle İskandinavya’nın yerli halkı Samilerin yaşam alanlarında sık sık askeri tatbikatlar gerçekleşecek, Rusya’ya karşı askeri birlikler yerleştirilecek.

Yüzyıllardır her türlü asimilasyona karşı direnen Samiler, Avrupa Birliği’nde yerli halk olarak kabul edilen tek topluluk. Toprakları İsveç, Norveç, Finlandiya ve Rusya arasında paylaşılan ve şu anda nüfusları 100 bine yakın olan Samiler; kültür ve kimliklerinin yok olmaması için doğal alanlarda yaşıyor, ren geyiği besiciliği ile uğraşıyor.

Ancak Samiler, Ukrayna savaşının ardından Rusya ve batılı ülkeler arasındaki kamplaşmanın tam merkezinde yer almasıyla yeni bir tehlikeyle karşı karşıya kaldılar. Batı dünyasının Rusya ile yaşadığı gerginlik yüzünden Samiler sınır bölgelerinde ren geyiği besiciliği yapamaz hale gelirken, Rusya’daki Samilerin temsilcileri de 1956 yılında kurulan Sami Parlamentosu’na katılmamaya başladı.

RUSYA İLE SINIR BÖLGESİ EN ÖNEMLİ YAŞAM ALANLARI

Sami halkının şu andaki en büyük korkusu, Finlandiya ve İsveç’in Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'ne (NATO) alınması. Türk devletinin dün Finlandiya’nın üyeliğine yeşil ışık yakmasıyla NATO'ya üyelik süreci önündeki en büyük engel kalkarken, yakın bir dönemde Fin hükümetinin üyelik sürecinin tamamlanması bekleniyor. Batılı başkentlerde ise bu süreci endişeyle izleyen Sami halkının kaygıları görmezden geliniyor.

Zira Sami halkının yarısından fazlası Finlandiya’nın Rusya’ya komşu olan bölgelerde, bir kısmı ise Rusya’nın toprakları içinde bulunan Kola Yarımadası'nda yaşıyor. Finlandiya’nın Rusya ile sınırı 1340 km uzunluğunda ve bu geniş coğrafya, Samilerin en önemli yaşam alanını oluşturuyor. İsveç’in özellikle de Finlandiya’nın NATO’ya üyeliğiyle bu bölgelerde sık sık askeri tatbikatlar gerçekleşecek ve Rusya ile komşuluk bahane edilerek çok sayıda askeri karargahlar kurulacak.

SAMİ PARLAMENTOSU KORUMA İÇİN BM’YE BAŞVURDU

Sami Parlamentosu ise her iki İskandinavya ülkesinin NATO’ya alınmasıyla yaşam alanlarına yapacağı olumsuz zararlarına ilişkin bir rapor hazırlayarak geçtiğimiz aylarda Birleşmiş Milletler'e (BM) başvurdu. Samiler, NATO üyeliğiyle doğal yaşam alanlarının ilhak olmasına karşı BM’den koruma talebinde bulundu. Ancak Samiler BM cephesinden henüz bir yanıt almış değil. İsveç medyasına konuşan Sami Parlamentosu’nun sözcüsü Per Olof Nutti, NATO tatbikatlarından ciddi anlamda etkilenecekleri yönünde bir kez daha halkının kaygılarını dile getirerek uluslararası koruma talep etti.

DEVLETLER SAMİ SÖZLEŞMESİ’Nİ HİÇE SAYIYOR

Samiler; kültürlerini, kimliklerini ve yaşam tarzlarını korumak için 100 yıldan fazladır mücadele ediyor. Özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan sonra ırkçı uygulamalarla karşılaşan Samiler, kendi kendini yönetme hakkını henüz tam anlamıyla elde etmiş değil. Samiler şu anda en büyük mücadeleyi ise besicilik alanlarının azaltılması girişimleri ile çevre tahribatına karşı veriyor.

İsveç, Norveç ve Finlandiya hükümetleri ile Sami halkının yöneticilerinin 2011 yılında üzerinde anlaşarak onayladıkları Kuzey Sami Sözleşmesi; Sami bölgelerinde doğal kaynaklar kullanılmadan, maden ocakları ve rüzgar santralleri açılmadan önce bölgede yaşayan Samilerle ve onların örgütleriyle görüşmelerde bulunulması ve görüş birliğine varması gerektiğini öngörüyor.

Ancak her üç devlet, maddi gelir elde etme gayesiyle bu anlaşmayı çoğu zaman hiçe sayarak Samilerin yaşadığı bölgelerde maden ocakları ve rüzgar santralleri kuruyor. Sami halkının protestolarıyla karşılaşan yaşam alanlarının yok edilme girişimlerine NATO üyeliğinden sonra askeri karargahlar ile askeri eğitim sahalarının kurulması da eklenecek. “Savaş” kelimesi sözlüklerinde olmayan Samiler topraklarının, savaş hazırlığı ve çığırtkanlığının merkezi haline gelmesine karşı nasıl bir mücadele yürüteceği merak ediliyor.