PKK: Komplonun yıldönümünde direniş yükseltilmeli

PKK: Komplonun yıldönümünde direniş yükseltilmeli

PKK Yürütme Komitesi, Öcalan’a yönelik 9 Ekim 1998 komplosunun yıldönümü dolayısıyla yaptıðı açıklamada, komplonun 14. yıldönümünde “özgürlük ve demokrasi mücadelesini yükseltmeye” çaðırdı. PKK, “Gerillanın daðlarda yükselttiði devrimci operasyonları halkımız öz savunma ilkesi temelinde yükselteceði direniş ve eylemlerle tamamlamalıdır” dedi.

PKK internet sitesinde yayınlanan açıklamada, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkışıyla sonuçlanan komplo bir kez daha kınandı. Açıklamada, “Rêber Apo şahsında halkımıza ve hareketimize karşı gerçekleştirilen 9 Ekim uluslararası komplosunun 15. yılına girerken, komplonun yıldönümü vesilesiyle tüm komplocu güçleri bir kez daha lanetle kınıyor ve yaptıklarının yanlarına kalmayacaðını belirtiyoruz” denildi.

PKK Yürütme Komitesi devamla şunları ifade etti: “9 Ekim’den 15 Şubat’a kadar yaşanan komplo süreci ve sonrasında Önder Apo etrafında kenetlenen, komplodan hesap sorma ve komploya karşı direnişi yükseltme temelinde bedenini ateş topuna dönüştüren ve ölümsüzlüðe yürüyen tüm şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz.

Komploya karşı direniş savaşında bedenini silaha dönüştüren Berwar, Şaristan, Zîn, Rojbîn ve Binewş yoldaşlar başta olmak üzere, ‘Güneşimizi Karartamazsınız’ şiarıyla bedenini ateşe veren yediden yetmişe tüm şehitlerimizin uluslararası komploya karşı yürüttükleri görkemli direnişi sürdürme ve radikal duruşlarını mücadelemizde yaşatarak çizgilerinde yürüme temelinde verdiðimiz sözü yineliyoruz.

9 Ekim Rêber Apo’nun Suriye’den çıkışının yıldönümüdür. Uluslararası güçlerin desteðini arkasına alan Türk devleti Rêber Apo’yu sınırdısı etmesi için Suriye devleti üzerindeki baskılarını artırmış, Rêber Apo’ya Suriye’den ayrılmasıyla 15 Şubat komplosunun startı verilmiştir. Kürt Halk Önderi’ni esaret altına almayı ve özgürlük mücadelemizi tasfiye etmeyi hedefleyen uluslararası komplo, Rêber Apo’nun 15 Şubat’ta esir alınıp Türkiye’ye teslim ederek sonuca ulaşmak istemiştir. Komplo Türk devletinin Suriye üzerindeki dayatması sonucu gerçekleşmiş gibi görünse de, komplo sürecinin asıl planlayıcısı ve uygulayıcısı küresel hegemon ABD öncülüðündeki emperyalist güçlerdir. Planlaması Ýngiltere tarafından yapılan komplonun pratik uygulamasını ABD üstlenmiş, istihbari bilgi toplama görevi Ýsrail tarafından yerine getirilmiştir. Yunan devleti dostluða ihanet temelinde tuzaða çekme rolünü oynarken, Rusya Hükümeti ticari anlaşmalar IMF kredileri karşılıðında Önder Apo’yu Rusya’dan çıkarmıştır. ABD önderliðindeki Batılı güçler ve bölgemizdeki işbirlikçileri Ortadoðu’dan ayrılan Rêber Apo’ya dünya üzerinde bir karış yer bile bırakılmaması için büyük çaba harcamışlardır. Açık ki Önderliðimizin esareti Türk devletinin marifeti deðildir. Bu komploda Türkiye’nin rolü gardiyanlık yapmak ve emperyalist devletlerin planlamasını hayata geçirmekten öteye gitmemektedir. Nitekim bu gerçek en yetkili aðızlardan itiraf edilmiştir.

9 Ekimle başlayan ve Reber Apo’nun esaretiyle sonuçlanan komplonun temelinde emperyalist güçlerin bölgesel planları bulunmaktadır. Ortadoðu’ya yeniden biçim vermek isteyen uluslararası hegemonik güçler Rêber Apo şahsında yükselen özgürlük ideolojisi ve mücadelesini engel olarak görmüşler, bu nedenle özgürlük mücadelemizin beyni ve ruhu olan Rêber Apo’yu esir alarak sonuca gitmek istemişlerdir. Uluslararası komplo da, Rêber Apo’nun etkisizleştirilmesi için kurulan Ýmralı sistemi de aynı güçlerin oluşturduðu konseptle hayat bulmuştur.

Ancak komplocuların hiçbir hesabı tutmamıştır. Rêber Apo Ýmralı sürecini halklarımızın özgürlük manifestosunu hazırlama ve bin yılların kördüðüm olmuş zihniyet sorunlarını çözme temelinde büyük bir çıkışa çevirirken, hareketimiz kendisini Önderlik çizgisi ekseninde yeniden yapılandırarak Ortadoðu’nun en etkili siyasi gücü haline gelmiştir. Bu çerçevede özgürlükteki ısrarını ve direnişini yükselten halkımız bölgenin en örgütlü, en direngen, en demokratik halkı konumuna ulaşmıştır.

Komplonun 14. yıldönümünü yaşadıðımız bugünlerde Ortadoðu’da ve Kürdistan’da tarihsel gelişmeler yaşanmaktadır. Küresel hegemonik güçler Ortadoðu’yu yeniden dizayn etme konseptine hız vererek sonuç almak isterken, sistem ve bölgedeki işbirlikçilerinin krizi her geçen gün daha da derinleşmektedir. Buna karşılık Kürdistan’da halkımızın özgürlük mücadelesi temelinde tarihî adımlar atılmaktadır. Öncelikle Batı Kürdistan’daki halkımız sarsılan sistem gerçekliði karşısında kendi demokratik özerk örgütlülüðünü oluşturma yolunda ciddi gelişmeler kat etmektedir. Kürt haklı Kürdistan’ın tüm parçalarında ve bulunduðu her yerde Rêber Apo’nun özgürlüðü temelinde mücadeleyi yükseltirken, gerilla destansı bir direnişle devrimci halk savaşını yükseltmektedir. Egemen güçler, özellikle Türk devleti bu gelişmeleri boşa çıkarmak için yoðun bir çaba sarf ederken, çözümsüzlükleri ve çaresizliklerini de gözler önüne sermektedir.

Bu kritik sürece damgasını vuran olgu Rêber Apo’nun benzersiz direnişi ve üzerindeki tecridin derinleştirilmesidir. On dört aydır devam eden insanlık dışı aðır tecrit uygulaması komplonun derinleştirilmiş ve işkenceye çevrilmiş halidir. Türk devleti özgürlük mücadelemiz karşısında büyük bir çözümsüzlüðü yaşamakta, buna karşı Rêber Apo üzerindeki tecridi bir işkenceye çevirerek özgürlük hareketimizi tehdit ve şantajla etkisizleştirmek istemektedir. Rêber Apo’yla iletişimi keserek hareketimizi ve halkımızı hem baskı altına almaya hem de perspektifsiz bırakmaya çalışmaktadır.

Buna karşı hareketimizin cevabı devrimci halk savaşını yükseltme olmuştur. Gerçekleştirilen devrimci operasyonlarla sömürgeci Türk ordusuna büyük darbeler vurulmuş ve alanlar denetim altına alınarak ordunun girişi engellenmiştir. Diðer taraftan Önderliðimizin üzerindeki tecrit ve işkenceye karşı halkımızın tahammülü kalmamıştır. Rêber Apo’ya özgürlük talebi halkımızın temel gündemi haline gelmiştir ve Kürt halkı kendi Önderliðini geçen her gün daha güçlü eylemlerle sahiplenmektedir.

Yine zindanlarda aðır işkence koşullarında yaşayan devrimci tutsaklar yaygın açlık grevleriyle bedenlerini Rêber Apo’ya siper ederek onunla ruh birliklerini ortaya koymaktadır.

Kürt halkı yıllardır kendi özgürlük iradesinin Rêber Apo olduðunu her fırsatta ve her koşul altında geliştirdiði eylemler ve direnişleriyle göstermiştir. Rêber Apo üzerindeki komployu boşa çıkarmak halkımızın özgürlüðünün temel şartıdır. 9 Ekim komplosunun 14. yıldönümünde Kürt halkı uluslararası komploya karşı keskin tavrını tekrar göstererek, komployu boşa çıkarma temelinde Rêber Apo’nun özgürlüðü hedefine kilitlenmiş eylemliliðini yükseltmelidir. Gerillanın daðlarda yükselttiði devrimci operasyonları halkımız öz savunma ilkesi temelinde yükselteceði direniş ve eylemlerle tamamlamalıdır. Gerilla ve halkın eylemlerinin yaratacaðı ortak irade komplocu güçleri kahredecek ve kendilerini tarihin çöp sepetine atacaktır.

Bu temelde tüm halkımızı ve demokratik kamuoyunu komplonun 14. yıldönümünde komployu boşa çıkaracak keskinlikte eylemselliklerle özgürlük ve demokrasi mücadelesini yükseltmeye çaðırıyoruz. 9 Ekim komplosunun 14. yıldönümünde komplocu güçleri bir kez daha lanetlerken, komplonun cevapsız kalmayacaðını ve çözülmeye mahkûm olduðunu belirtiyoruz. Komplonun karanlıðına raðmen bedenleriyle özgürlük ateşini gürleştiren ve karanlıða ışık olan kahraman ve fedai şehitlerimizi bir kez daha saygıyla anıyor, komplo karşısında Önderliðimizin özgürlüðü temelinde zafere ulaşana kadar açtıkları yolda direnişi yükselteceðimizin sözünü yineliyoruz. Rêber Apo’nun özgürlüðü temelinde mücadele yürüten tüm yurtsever ve fedakâr halkımızı, yine Önderliðimizin özgürlüðüne devrimci demokrat duyarlılıkla sahip çıkan tüm dostlarımızı saygıyla selamlıyor, mücadelelerinde başarılar diliyoruz.

Halkımızın özgürlük direnişi komployu mutlaka boşa çıkaracak ve komplocuları kendi karanlıklarında boðacaktır.”