Şeklovin: Esat'tan sonra en büyük savaş Kürtlere karşı

Şeklovin: Esat'tan sonra en büyük savaş Kürtlere karşı

Suriye Ulusal Konseyi (SUK) yönetiminde yaşanan deðişim ve Kürt kökenli Abdulbasit Seyda’nın konseyin başına getirilmesi Rusya’da da tartışılıyor. Konu hakkında Ýsrail ve Ortadoðu enstitüsü sitesinde (iimes.ru) bir yazı kaleme alan Y.B. Şeklovin, Esat’tan sonra en büyük savaşın Kürtlere karşı verileceðini yazdı. SUK’un başına Seyda’ın getirilmesinin sebeplerini deðerlendiren Şeklovin’e göre muhalefet içinde en önemli faktör Kürtler.

“SUK’un başına A. Seyda’nın getirilmesi, başta Suriye Muhalefetini oluşturan güçlerin arasındaki gizli ve kanlı mücadeleyi gösteriyor” diye yazan Şeklovin, makalenin devamında konseyin içinde maddi gelirlerin kayıtlarında ve kullanımına ilişkin şüpheler olduðu ifade edilirken, Batı yanlısı eski SUK başkanı Burhan Galyun’un Esat’a karşı yumuşak davrandıðı için emekli edildiði iddia ediliyor.

Şeklovin şunları yazdı: “Finansal sistem ve kaynakların oturtulmamasının anlaşmazlıklara yol açıyordu. Bu da aktivistlerin örgütü diðer Arap devrimlerine göre daha yoksul olduðu düşüncesine götürüyordu. Eðer maddi imkân olmasa silahlı güçler Suriye ordusuna karşı koyamaz. Suudi Arabistan ve Katar silah yardımında bulunuyordu ama bu yüzden katliamların kimler tarafından yapıldıðına ilişkin şüpheler ortaya çıktı.

Bu katliamların psikolojik etkisi kadar savaş suçları açısından da çok önemli, çünkü iç savaşlar sırasında küçük etnik grupların temizlenmesi sorunu ortaya çıkıyor. Ama bunlar Ruslar tarafından bloke ediliyor. Bu dönem sivil savaşa da geçiş dönemi olabilir. Bu da her türlü kirli oyunun oynanabileceði bir süreç olduðunu gösterir. Ayrıca tarafların kontrolünden çıkan olaylar da var. Yaşananlar kendi kararlarıyla hareket eden bir reaksiyonun ispatıdır. Ve hem askeri güçlerin hem de muhalif güçlerin ne kadar zayıf olduðunu gösteriyor. Ayrıca özgür Suriye ordusundan çok fazla kopuş var.”

MUHALEFET KÜRTLERÝ YANINA ALMAK ÝSTÝYOR

“Neden Kürt Abdulbasıt Seyda? Bunun birçok nedeni var” diyen Şeklovin’in Kürtler hakkındaki çarpıcı deðerlendirmesi şöyle:

“Her şeyden önce bir uzlaşma figürüdür. Galyun da öyleydi. Şunu bilmeliyiz ki Seyda’nın arkasında reel bir Kürt gücü yok, en önemlisi de Suriye’deki Kürtlerin desteði yok. Şu anda iktidarın da muhalefetin de en büyük baş aðrısı Kürtlerdir. Gerek Suriyeliler gerekse dışarıdan izleyenler artık anlıyor ki Esat’ın düşmesinden sonra ikinci büyük savaş Kürtlere karşı verilecek.

Herhangi bir partiye baðlı olmayan Kürtler de bile büyük Kürdistan’ı kurma fikri var. Diðer şeyler buna ulaşmak için bir aşama. Her ne kadar Seyda ilerci bir retorik kullansa da bu eðilim içinde hareket edecektir. Çünkü eðer bunu yapmazsa hiçbir Kürt ona destek vermez.

PKK’nin denetimindeki partiler (Şam’ın da karşı koymamasıyla) Kürt bölgelerinde kontrolü ele geçirdi ve şu andaki konumlarıyla hiçbir çatışmaya girmiyorlar. Ayrıca şimdi Seyda’nın grubuyla anlaşmalı bir yol arıyorlar. Çünkü Seyda’nın grubu her Kürdün düşündüðü bir araç olabilir.

Seyda’nın da söylediði gibi bu amaca ulaşmanın yolu Esat’ın düşmesidir. Bu kargaşa içinde Kürtler için otonomi, reel bir faktör olacaktır. Seyda biraz Irak örneðini tercih ediyor ama bu birçok muhalif için kabul edilemez bir durumdur.

Seyda’nın seçilmesinin ikinci bir yönü ise muhalefetin Kürt faktörüne verdikleri önemi gösteriyor. Muhalifler böylece Kürtleri biraz daha Şam’dan uzaklaştırmayı düşünüyor.

Seçim içinde yaşananlar ise muhalefet içinde ki Ýslamcıların gücünü ve zayıflıklarını gösteriyor. Muhalefet içindeki Müslüman kardeşler sol grubun adayının seçilmesini istemedi.”