Tunuslular ikinci bir devrim istiyor

Tunuslular ikinci bir devrim istiyor

Tunus'ta sol muhalefet lideri Şükrü Belayıd'ın katledilmesi ardından ülkedeki yönetim krizi derinleşti. Yeni hükümeti kuramayan Başbakan istifa etti. İktidardaki Ennahda partisi, siyasi ve toplumsal sorunları ağırlaştırırken, Belayıd'ın katledilmesi ardından yeni bir soluk alan sokaklar, ikinci bir devrim istiyor.

İki yıl önce Bin Ali rejimin halk ayaklanması ile devrilmesi ardından iktidara taşınan İslamcı Ennahda partisi, vaatlerini yerine getirmedi, aksine sorunlar ağırlaştı. Daha da kötüsü, kendisinden önceki baskıcı rejimlerin bile cesaret etmediği siyasi bir cinayet 6 Şubat günü yaşandı. Şükrü Belayıd'ın katledilmesinden hükümet ve iktidar partisi Ennahda sorumlu tutuldu.

Bu cinayet ülke genelinde onbinlerce kişinin katıldığı protesto dalgasına yol açtı. Özgürlük ve onur için sokaklara çıkanlar,  yeni bir devrim istediler.  Belayıd'ın katledilmesi, devrimci ruhun güçlenmesine katkıda bulundu. Sokaklara yeni bir soluk getirdi.

BAŞBAKAN İSTİFA ETTİ

Bunun üzerine Başbakan Hamad Jebali, teknokratlardan oluşan bir hükümet kurma kararı aldı. Jebali'nin bu kararı partisi Ennahda için de sürpriz oldu. Belayıd'ın ailesi tarafından cinayetin talimatını vermekle suçlanan Ennahda Partisi lideri Raşid Gannuşi, yeni hükümet kararını "komplo" olarak değerlendirdi. Ennahda, böylece yeni hükümete muhalefetini ortaya koydu.  Başbakan Cebali, sözünü verdiği hükümeti kuramadığı için 19 Şubat günü istifasını sundu.

Partisinin seçimlerdeki zaferinden iki ay sonra Aralık 2011'deki başbakanlık görevine gelen Jebali, 14 ay bu görevde kalabildi. Jebali, "Halkımız siyasi sınıf tarafından hayal kırıklığına uğratıldı, güvenin tesis edilmesi gerekiyor" dedi. Devletin başında "boşluk" olmayacağını söyleyen Jebali, "Benim girişimimin başarısızlığı Tunus'un veya devrimin başarısızlığı anlamına gelmiyor" diye ekledi. Jebali, ülkeyi bu durumdan çıkarmanın en iyi yönteminin "apolitik bir hükümet" (teknokratlardan oluşan) olduğu yönündeki kanaatini sürdürdüğünü ifade etti.

ENNAHDA SÖZLERİNİ TUTMADI, YOKSULLUK ARTTI

Bin Ali rejiminin devrilmesinden iki yıl sonra, halkın tepkisi halen dinmedi. Son aylarda özellikle giderek şiddetli protestolar gerçekleşti. Siyasi yaşam, İslamcı hükümet yanlıları ile laik rejim yanlıları arasında ikiye bölündü. Ekonomik ve sosyal sorunları kısmen ön plandan çıkmış gibi görünse de,  Bin Ali rejiminin devrilmesine götüren işsizlik ve yoksulluk halen yerinde duruyor.

Devletin tüm çarklarını tekeline alan Ennahda, Ocak 2011'deki devrimde dile getirilen özgürlük ve adalet taleplerine cevap olmadı. Seçim meydanlarında verdiği sözleri de tutmadı. Bununla da kalmadı. Ennahda hükümeti, devrik diktatör Bin Ali'nin uygulamalarına sarıldı. Tecrübesizlikle ve yaygınlaşan sorumsuzlukla birleşen otoriter eğilimleri ülkeyi gizli bir kriz durumuna sürükledi ve ayrışmayı hızlandırdı. Yoksulluk da bu iktidar döneminde ağırlaştı.

BU İKTİDAR DÖNEMİNDEKİ BAZI OLAYLAR

Kadın-erkek eşitliği, ifade özgürlüğü ve insan hakları alanında gerilemeler yaşanırken, kültürel ve sanatsal aktiviteler ve muhalifler saldırıların hedefi oldu. 7 Mart 2012'de selefiler La Manouba edebiyat fakültesinin çatısındaki Tunus bayrağını sökerek yerine, selefilerin siyah bayrağını yerleştirdi. Kasım 2011'den bu yana sözkonusu fakülte, gözler hariç yüzü örten nikab kullanımı üzerine yaşanan polemiğin merkezi durumunda.

11-12 Haziran 2012'de selefilerin de içinde yer aldığı gruplar,  İslam dinine hakaret içerdiği iddiasıyla "Printemps des arts” (Sanatlar Baharı) sergisine saldırdı. 3-4 Eylül gecesi üç polisin tecavüzüne uğrayan başörtülü bir kadın, 26 Eylül'de Tunus Mahkemesi tarafından "ahlaksızlıkla" suçlandı. 22 Ekim'de yeni Anayasa'nın kabul edilmesi genel seçimlerin hazırlanması gerekiyordu, ancak bu söz yerine getirilmedi. Bir çoğuna göre, bu tarihten itibaren Tunus hükümet meşruiyetini yitirdi.

27 Kasım-2 Aralık tarihleri arasında işsiz gençler Siliana'da polisin sert müdahalesi ile karşılaştı. Çıkan çatışmalarda 20'si gözlerinden olmak üzere 300'ü aşkın kişi yaralandı.

24 Ocak 2012'te üç sufi mozolesi selefilerin saldırısına uğradı. Bin Ali rejiminin devrilmesinden bu yana en az 34 mozole tahrip edildi veya ateşe verildi. En son 6 Şubat günü Şükrü Belayıd'ın katledilmesi protesto dalgasına yol açtı.