Yabancılara oy hakkı yine başka bahara kalıyor

Yabancılara oy hakkı yine başka bahara kalıyor

Nicolas Sarkozy’den Cumhurbaşkanlıðı koltuðunu 6 ay önce devralan François Hollande, seçim vaatlerinin tümünü kolay kolay gerçekleştirmeyeceðinin işaretlerini veriyor. Bunlardan biri de, Avrupa Birliði (AB) ve dünyadaki diðer ‚demokrat‘ ülkelerde olduðu gibi yabancıların seçme ve seçilme hakkı.

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın seçimden önce açıkladıðı 60 vaadinden biri de yabancıların yerel seçimlerde oy kullanmasının önünü açacak olan kanundu. Mayıs ayında seçimleri kazanan Hollande, ülkede 5 yıldan bu yana yaşayan tüm yabancıların yerel seçimlerde oy kullanma hakkına sahip olacaðını vaad etmişti. Yine, 2011 yılı sonunda Fransız Senatosu’nda sunulan bir kanun teklifi de 166 ret oyuna karşılık 173 oyla kabul edilmişti. Ancak bu hakkın tanınabilmesi için Fransız anayasasının 3. Maddesinde deðişiklik yapılması gerekiyor ve bunun için de Meclis ve Senato’da beşte üçlük çoðunluðun onayı gerekiyor. Sol partiler 348 üyeli Senato’da toplamda 177 senatör ile çoðunluk iken, 577 sandalyeli Ulusal Meclis’te ise 345 milletvekiline sahipler.

PARTÝ ÝÇÝNDE RAHATSIZLIK YARATTI

Fransa cumhurbaşkanının vaadini yerine getirmesinin bir diðer yolu ise referenduma gitmek. Ancak Hollande basına yaptıðı açıklamalarda, yabancıların oy hakkına olumlu bakacak bir parlamenter çoðunluðun oluşmasını beklemekten bahsederken, şimdilik referendum gibi zor bir seçeneði göze almayacaðının sinyallerini de verdi.

Ýktidardaki Sosyalist Parti (PS) mensubu 75 milletvekili Eylül ayında yaptıkları bir çaðrı ile Hollande’dan seçim vaadini yerine getirmesini istemişlerdi. Milletvekilleri Kasım 2011’de yapılan bir kamuoyu anketinde Fransızların yüzde 61’nin yabancıların yerel seçimlerde seçme ve seçilme hakkına olumlu baktıðını hatırlatarak, zaman kaybedilmemesi uyarısında bulunmuşlardı. Partinin aðır toplarından eski genel sekreter Martine Aubry, Benoit Hamon ve şimdiki genel sekreter Harlem Désir de yabancılara seçim hakkının en kısa zamanda düzenlenilmesini istemişlerdi.

40 YIL YAŞAYAN AFRÝKALI’YA YOK, YENÝ GELEN AVRUPALI’YA VAR

Avrupa Birliði (AB)’nin 1992 yılında kabul ettiði Maastricht kriterleri içerisinde AB üyesi ülke vatandaşlarının yaşadıkları birlik üyesi başka bir ülkede yerel ve Avrupa Parlamentosu seçimleri için oy hakkı da bulunuyordu. Buna ek olarak 27 üye ülkeden 15’inde AB dışından gelen yabancıların yerel seçimlerde seçme ve seçilme hakkı bulunuyor. Fransa’da 2001 yerel seçimlerinden bu yana uygulanan yasaya göre, AB üyesi ülkelerin vatandaşları yerel seçimlerde seçme ve seçilme hakkına sahipler, ancak belediye başkanı ve ya başkan yardımcısı olamıyorlar.

Oy hakkı taraftarları için en önemli argümanı ise oldukça basit. Yabanılar yerel yönetimlere ödedikleri vergiler ile kurumların bütçesine katkı sunuyorlar, ancak bu kurumların yaşadıkları alanlara yönelik yapacakları hizmetlerin belirlenmesi noktasında karar verici olamıyorlar.

Seçme ve seçilme hakkı ile ilgili yasal durumun düzeltilmesini isteyenler AB vatandaşı olanlar ve olmayanlar arasındaki trajikomik adaletsizliðin de ortadan kaldırılmasını istiyorlar. Buna göre örneðin, 40 ya da 50 yıl boyunca Fransa’da yaşayan, yerel yönetimlere vergi ödeyen ancak Fransız vatandaşı olmayan bir Afrikalı ne seçme ne de seçme hakkına sahip deðil. Ancak, Fransa’ya çok sonradan gelen, herhangi bir alanda çalışmayıp yerel yönetim organlarına henüz bir katkısı olmayan bir kişi bu hakka sahip.

Yabancıların oy hakkına karşı çıkanların başında ise anamuhalefet Halk Hareketi Birliði (UMP) ile diðer sað partiler bulunuyor. Bu kesime göre ise, yabancılara yerel seçimlerde seçme ve seçilme hakkı tanınması ulusal seçimlerde de aynı hakkın talep edilmesini beraberinde getiriyor. Yerel yönetimlere vergi ödediði için bir yabancının oy kullanma hakkına saygı duyulmasına karşı ise ‘yabancı kökenliler devlete vergi verdikleri için ulusal seçimlerde de oy hakkı isteyebilirler’ diyerek karşı çıkıyor bu kesim. ADALETSÝZLÝK BÜYÜK ÜLKELERDE

Başta ABD ve Japonya gibi birçok ülkede yabancılara seçme hakkı tanınmazken, özellikle ‘demokrasisi eleştirilen’ Fas, Burkina-Faso, Venezuela vb gibi bir çok ülkede bu hak tanınmış durumda. AB’de ise bu konuda henüz tam bir ortak duruş yok.

Ýrlanda, Slovenya ve Lüksemburg ülkede yaşayan tüm yabancılara seçme hakkını tanıyorlar. Ýsveç, Danimarka, Finlandiya, Belçika ve Hollanda gibi ülkelerde ise belli bir süre oturulması şartıyla yabancıların oy kullanmasına müsaade ediliyor.

Almanya, Ýtalya, Polonya gibi büyük ülkeler bu hakkı sadece AB üyesi ülkelerin vatandaşlarına tanımakla yetiniyorlar. Ýspanya, ‘karşılıklı’ olma kaydıyla başta birçok Latin Amerika ülke vatandaşına seçme hakkı tanırken, Büyük Britanya’da Commonwealth üyesi, yani eski Ýngiliz sömürge ülkeleri vatandaşları Ýngilizler ile aynı haklara sahipler. Aynı zamanda, AB vatandaşları da Britanya’daki yerel parlamento seçimlerine katılabiliyorlar.