Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) Yürütme Kurulu, Lefkoşa’da Külliye yapılması konusunun şeffaf olmadıðını belirterek, arkasında bir tarikatın olduðu düşüncesinin güçlendiðini söyledi. AKP hükümetleri döneminde Türkiye’deki birçok Cami’nin ve Külliye’nin yeniden tarikatların kontrolüne geçişine göz yumulduðunu hatırlatan YKP, “Her yanımızı tarikatlar sardı” dedi.

Haspolat yakınlarında külliye yapımına başlandıðı yönünde çıkan haberlerin ardından bir açıklama yapan YKP Yürütme Kurulu, AKP hükümetleri döneminde Türkiye’deki birçok Cami’nin ve Külliye’nin yeniden tarikatların kontrolüne geçişine göz yumulduðunu belirtti.

Deðerlendirmede, “Böylesi gerçekler dururken Lefkoşa’dan, yerleşim yerlerinden uzak bir yere Külliye yapılması ve bunun mali kaynaðının şeffaf olmaması bunun da arkasında bir tarikatın olduðunu düşüncemizi güçlendirmektedir” denildi.

YKP, “Yapacak olan Kıbrıs Ýlim Ahlak ve Sosyal Yardımlaşma Vakfıymış! Örneðin yukarda anılan rapora göre Kadir Tarikatı faaliyetlerini Ýlmi Araştırmalar Vakfı, Nakşibendi tarikatlarından biri ise faaliyetlerini Ýlim, Kültür, Sanat Vakıfları çerçevesinde sürdürmekteymiş! Bu nedenle bu Külliye’nin de bir tarikatın ana karargahı olacaðını düşünmemizi gerektirecek bir çok emare söz konusudur” diye belirtildi.

Gülen Cemaatinin eðitim kurumları üzerinden yaygınlaştıðına işaret eden YKP, 2001’den bu yana Gülen Cemaati’nin Kıbrıs’ın kuzeyindeki faaliyetlerinin arttıðını kaydetti. Açıklamada, “Doða Koleji’nin Gülen Cemaatine ait olduðunu defalarca yazıldı, ışık evleri denen öðrenci yurtları da Gülen Cemaatine ait. Bunun yanında birçok dershanenin de Cemaatlerle baðlantısı var, cemaatlerin eðitim kurumları ile ilişkileri de gene Türkiye’deki davaların iddianamelerine giren istihbarat raporlarında geçmektedir” denildi.

“Zaten Küçük Kaymaklı hali hazırda bir ‘dershanenin’ inşaatı bu çerçevede sürmektedir” diye ekleyen YKP, Süleymancıların da “Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Dernekleri Federasyonu”nu kullanarak örgütlendiðine işaret ederek, “Yani Kıbrıs’ın kuzeyinde birden fazla tarikat cirit atmaktadır. Her yanımızı tarikat sarmış durumdadır” dedi.

YKP, “Külliye tartışmasını bu çerçevede deðerlendirmek gerek. Sorun yalnız Fettullah Gülen veya bir iki tane daha tarikat deðil, tarikatların resmi kurumlar üzerindeki etkileridir de…” diye belirtti.

Türkiye’deki mahkeme tutanaklarına da girdiði hali ile Gülen Cemaati’nin 25 milyar dolarlık bir sermayeyi kontrol ettiðini ifade eden YKP, “Bu mali yapı ile ilgili ise hiçbir şeffaflık yoktur” vurgusunu yaptı.

Kıbrıs’ta da benzer durumun sürdüðüne dikkat çeken YKP, “Bir anda Kıbrıs’ın kuzeyinde iki tane doða koleji açılması üzerindeki tartışmalar henüz kapanmadı. Bu sermaye nerden gelmektedir?” diye sordu.

YKP şunları ekledi: “Ülkede ciddi bir ekonomik kriz olmasına raðmen Külliye inşaatı başlatıldı, bunun sermayesi nerden gelecek? Küçük Kaymaklı’da okullara yakın bölgede inşaatı devam eden kendi deyimleri ile, ki dil sürçmesi olarak ‘düzeltseler’ de gene de asıl niyetlerine ortaya koyması açısından anlamlı idi, medrese inşaatı ya da dershane inşaatı hangi mali kaynakla sürmektedir?

Aslında bunların cevapları yoktur, bunların açıklaması ‘hayır’ işleridir… Ancak teknik olarak özgürlüklere engel olunsun demek istemiyoruz. Bir ülkenin başka bir ülkeden veya kişi/kurumdan kaynaðı belirsiz büyük paralarla siyasi etkileri olacak işlere kalkması ve gizli tutulan nüfuz sonucu kimliði bile sorulmadan yani yasal olarak kurulup ortaya çıkmadan inşa ve çalışma izni alabilmesi kabul edilemez. Nitekim külliye yani okul açmaya yetki alması ve bunun yasaya ters olması korkutucudur. Türkiye’de Ýslamcı ve kindar gençlik yetiştirme tartışmaları da buna ayrı boyut katmaktadır. Tehlike bol paralarla beyin yıkamadır, devletin taze beyinleri koruyucu önlemler alması uyuşturucuya karşı önlem almak gibi bir görevdir.

YKP, Kıbrıs’ın kuzeyini tarikatların örümcek aðları ile sardıðına dikkat çeker, buna karşı tüm kesimleri mücadeleye çaðırır…”