İç Anadolu'daki cezaevlerinde işkence ve hak gasbı

İHD’nin İç Anadolu'daki cezaevleri ile ilgili 3 aylık raporuna göre, tutsaklar işkenceye uğruyor. Hasta tutsakların hakları da gasp ediliyor.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Nisan, Mayıs ve Haziran ayında İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırladığı raporu açıkladı.
İHD Ankara Şubesi’nde yapılan basın toplantısıyla raporu açıklayan derneğin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen, raporun cezaevlerine yapılan ziyaretler, tutukların gönderdiği mektuplar ve ailelerin başvuruları üzerinden hazırlandığını söyledi. Çevirmen, Nisan, Mayıs, Haziran aylarında şubelerine 42 başvuru yapıldığını aktardı. Yapılan başvuruların ardından İHD olarak ilgili kurum ve kuruluşlarla ihlallerin giderilmesi için gerekli yazışmalar yapıldığı bilgisini de paylaşan Çevirmen, cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve İmralı’da uygulanan tecridin kaldırılması için devam eden açlık grevlerini de hatırlattı.

 TUTSAK SAYISI

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan Ceza İnfaz Kurumları İstatistiklerine göre cezaevlerinde 287 bin 94 kişinin bulunduğunu aktaran Çevirmen, “Cezaevlerinde 240 bin 204 erkek, 9 bin 502 kadın ve 564 çocuk hükümlüdür. Yine 33 bin 967 erkek, bin 781 kadın ve bin 76 çocuk ise tutukludur” dedi. 2021 yılı Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında Türkiye’nin çeşitli cezaevlerinde 17 tutuklunun yaşamını yitirdiğini kaydeden Çevirmen, “2 mahpus ağır hastalıkları, 5 mahpus intihar ederek, yaşamını yitirdiği iddia edildi. 9 mahpus koronavirüs nedeniyle bir kişi de şüpheli şekilde yaşamını yitirmiştir” diye belirtti.
Çevirmen, Afyon 1 Nolu T Tipi, Afyon/Dinar T Tipi, Bolu F Tipi, Kayseri/Bünyan Kadın, Kayseri/Bünyan 1 Nolu T Tipi, Kayseri/Bünyan 2 Nolu T Tipi, Kırıkkale F Tipi, Kırşehir E Tipi, Konya/Ereğli T Tipi, Sincan Kadın Kapalı, Sincan 1 Nolu F Tipi ve Sincan 2 Nolu F Tipi cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dair hazırladıkları raporu açıkladı.

HASTA TUTSAKLAR

Raporun detayları şöyle açıklandı:
“* İç Anadolu bölge cezaevlerinde 41’i kadın olmak üzere en az 264 hasta mahpus bulunmaktadır. Bunların 85’i ağır hasta mahpustur.
 
* Tek kişilik, sağlıksız nakil araçları ile sevkler yapılmakta; bu durum özellikle kalp, astım, epilepsi hastalarının sağlıklarını kötü etkilemektedir.
 
* Mahpuslar kelepçeli muayene edilmekte, kelepçeli halde hastane sevkleri yapılmaktadır.
 
* Korona riskine rağmen mahpuslara yeterli miktarda hijyen malzemeleri ve maske verilmemekte, tedbirlere uyulmamaktadır.
 
* Kayseri Kadın Ceza İnfaz Kurumundan mahpuslar, hastaneden getirildikten sonra 14 gün karantina koğuşunda kaldıklarını, 7 mahpusun karantina koğuşunda Kovid-19 testi olduğunu, 2 mahpusun testinin pozitif çıktığını, diğer 5 mahpusun da 14 gün daha karantina koğuşunda kalmak zorunda kaldığını ancak 8 mahpusa tekrar test yapılmadığını aktarmışlardır.

ZİNDAN DİRENİŞİ

* Kayseri Kadın Ceza İnfaz kurumundan mahpuslar, açlık grevlerinin devam ettiğini ancak açlık grevinde olan mahpuslara iaşe verilmediğini, sadece 6 küçük su, 3 adet ince dilim limon, 1 kaşık tuz ve şeker veriliyor.
 
* Hasta mahpuslar revire geç çıkarılmakta, hastane sevkleri ya geç yapılmakta ya da hiç yapılmamaktadır. Ayrıca rutin yapılması gereken test ve kontroller de aksamaktadır. Afyon 1 Nolu T Tipi Ceza İnfaz Kurumunda, revire çıkmak isteyen hastaların, mazgaldan bakan memurun onay vermesiyle revire çıkabilmektedir.
 
* Adli Tıp Kurumu politik tutum izleyerek ‘Hapishanede kalamaz’ raporu vermemekte, tam teşekküllü hastane ve üniversite hastanelerinin ‘Hapishanede kalamaz’ raporları kabul edilmemekte ve ağır hasta mahpusların infazları ertelenmemektedir.
 
* Diyet yemeği ihtiyacı olan mahpusların diyet yemeği talepleri karşılanmamaktadır.
 
* Kendi öz bakımını yapamayacak düzeyde psikolojik rahatsızlıkları (şizofreni vb.) olan mahpuslar tahliye edilmemektedir. Afyon’da bir mahpus ağırlaşan durumuna rağmen sürekli hakkında dava açılmakta ve disiplin cezaları verilmektedir.
 
EPİLEPSİ HASTALARI TEKLİ HÜCREDE!
 
* Epilepsi hastaları sağlık durumlarına rağmen tek kişilik hücrelerde tutulmaktadırlar. Mahpusların diş tedavileri yapılmamaktadır.
 
* Bel fıtığı ve kireçlenme sorunu olan bir mahpusun ortopedik yatak ihtiyacı ve boyunluk ihtiyacı karşılanmamaktadır.
 
* Astım hastalarının sigara içilmeyen odalara geçme talepleri kabul edilmemektedir.
 
* Hasta mahpusların sürekli kullanmış oldukları ilaçlar yerine muadil ilaçlar verilmekte, bu ilaçlar da yan etkilere neden olmaktadır.
 
* Karantina koğuşları yeterli olmamakta, bir hapishanede mahpuslar çok kalabalık koğuşlarda tutulmakta ve burada olanlara dışarıdan gelenler tarafından Kovid-19 bulaşmaktadır. Bir başka hapishanede ise karantina odası iki kişilik olarak işlem yapılmakta, diğer hastalar uzun zaman sıra beklemek durumunda kalmaktadırlar.
 
TUTSAKLAR: İŞKENCEYE UĞRUYORUZ

* İç Anadolu hapishanelerinde 30 mahpus işkence, darp ve kötü muameleye maruz kaldıklarını ifade etmişlerdir.
 
* Afyon 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde mahpusların darp edildiği, adli mahpusların falaka işkencesi gördükleri ve bir mahpusun intihar ettiği iddia edilmiştir.
 
* Afyon 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde pandemi sürecinden bu yana gardiyanların mazgaldan bakarak, sayım yaptıklarını ancak her seferinde ayakta sayımın dayatıldığını, ayakta sayım dayatmasına direnince de içeri girildiğini bu konuda çok büyük sorunlar yaşandığını, yaşlı ve hasta mahpusların dahi ayakta sayım vermesinin zorunlu olduğu aktarılmıştır.
 * Kayseri 1 Nolu T Tipinde bir mahpusun darp edildiğini, üç dört kere copla falakaya yatırıldığını, 7-8 memurun ellerini ve ayaklarını tuttuğunu, ayakkabısını çıkardıklarını ve ayaklarının altına vurmaya başladıklarını, acıdan birkaç gün ayaklarının üzerine basamadığını, çok işkenceye maruz kalan insan tanıdığını aktarmıştır.
 
* Bolu F Tipi Hapishanesinde B. S.’nin süreli hapis cezası almasına ve disiplin soruşturmasının olmamasına rağmen kurum içerisinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan mahpuslar gibi tekli hücreye konulmuş, çoklu koğuşa geçme talepleri reddedilmiştir.
 
* Kayseri Kadın Kapalı Hapishanesinde bir mahpus; bir ekibin kendisine sürekli kötü davrandığını küfrettiğini ve çok yoğun hakaretlerde bulunduğunu, kendisine sürekli olarak ‘terörist’ dediklerini, hücresinin kapısını sık sık açtıklarını, yemek dağıtımı sırasında bir grup gardiyanın kendisine sürekli olarak ‘sana yemek getirdik, sen bunu bile hak etmiyorsun’ dediklerini aktardı.
 
* İnfaz koruma memurlarının pandemi koşullarını gözetmeden sayım için koğuşlara 6 kişi bazen de 10 kişilik gruplar halinde girdikleri aktarılmıştır.
* Kayseri Kadın Kapalı Hapishanesinde bir mahpusun ‘Emanet eşyada bir işiniz var’ denilerek idare tarafından koğuştan çıkarıldığını, ancak kendisini istihbarat görevlilerinin bulunduğu odaya götürdüklerini ve kendisine ajanlaştırma dayatması yapıldığını, ‘ajanlaştırma dayatması’ faaliyetlerinin sık sık yapıldığı, bu mahpus dışında 3-4 mahpusun daha ‘polis ifadenizi alacak’ şeklinde koğuştan çıkarılmaya çalışıldığını, idarenin savcının talimatı olduğunu söylediğini ancak ifadelerin polislerce alınmak istendiğini ve hangi talimatla alındığının belirtilmediği aktarılmıştır.
* Kayseri Kadın Kapalı Hapishanesinde bir mahpus, hastanede bir elinde serum diğer elinde tansiyon cihazı varken komutanın yanına geldiğini ve ‘kelepçeyle elini bağlayacağım’ dediğini, göğsünde aletlerin olduğunu ölmek üzere olduğunu ve görevli komutana ‘Yapma’ dediğini ancak komutanın kendisine sürekli hakaret ve küfürler ettiğini ‘yapacağım kelepçeyi takın’ dediğini kendisi de ‘ben bir anneyim, senin de annen var, lütfen yapma’ dediğini, komutanın da kendisine; ‘bana burada yetki verseler şimdi kafana bir tane sıkıp, dünyayı bir pislikten kurtarırdım’ denilerek tehdit edildiği aktarılmıştır.
* Hapishanelerde mahpuslara çıplak arama uygulaması devam etmektedir.

DİSİPLİN CEZALARI

* Şartlı tahliye koşulları sağlanmasına rağmen keyfi gerekçelerle tahliyeler uzatılmakta ve gözlem kurulu kararıyla bu uygulama gerçekleşmektedir. Hapishanelerde bu durumda olan pek çok mahpus bulunmaktadır.
 
* Koğuş değişikliği talepleri reddedilmektedir.
 
* Ağır psikolojik rahatsızlıkları olan S.T., jandarmalara ve gardiyanlara verdiği tepkiler ve hakaretlerden dolayı sürekli hücre cezası aldığını, düşünme kabiliyeti olmadığı halde savcılık ve mahkeme karşısında verdiği ifadelerden dolayı hakkında Cumhurbaşkanına hakaret, kamu görevlilerine hakaret iddiası ile soruşturma ve kovuşturmalar olduğunu, bazı dosyalarında ceza aldığını, şu an hapishanede tutulduğu cezanın 3 katı kadar hakaret suçundan dolayı ceza aldığını’ aktarılmıştır.

* Açlık grevindeki mahpuslara tutanak tutularak etkinlik cezası verilmektedir.
 
* Hapishanede tek etkinliğin aynı koğuştaki mahkumlarla 15 günde sadece 1 saat spor salonuna çıkma etkinliği olduğunu bunun da keyfi disiplin cezalarıyla yasaklandığı aktarılmıştır.
 
* Sincan’da bir kadın mahpus infaz hakiminin kararına rağmen şartlı tahliyesine izin verilmediğini ve hala hapishanede tutulduğunu, aktardı.
 
İLETİŞİM YASAKLARI
 
* Sosyal faaliyetler (spor, sohbet, kurs) tamamen durdurulmuştur.
 
* Yeni Yaşam, Evrensel, Birgün gazeteleri mahpuslara verilmemekte, gerekçe olarak da Basın İlan Kurumu’ndan resmi ilan ve reklam yayınlama hakkı bulunmayan gazetelerin hapishanelere alınmadığı aktarılmıştır.
 
* Ailelerinden uzak hapishanelerde bulunan mahpusların sevk talepleri kabul edilmemektedir.
 
* Hapishanede mahpusların ellerindeki kitaplar değiştirilmemekte, dış kantinde satılan kitaplar verilmemekte.

KÜRTÇE KİTAPLAR VERİLMİYOR

* Mahpuslara gönderilen Kürtçe kitaplar verilmiyor, bu konuyla ilgili idareye dilekçe ile başvurulduğunda ‘Kürtçe kitapları kontrol edecek memurun bulunmadığı, çevirmen ücretini kendisinin karşılaması durumunda çevirmene gönderileceğini, uygun bulunması durumunda kitapların kendilerine verileceği’ söylenmiştir.
 
* İdareye ve savcılığa yazılan dilekçelere işlem numarası verilmiyor; iadeli taahhütlü mektuplarda da iade koçanları verilmiyor bu nedenle yazılan mektup ve dilekçelerin akıbetinin bilinmemekte.
 
* Bir mahpusun 5 Nisan tarihinde HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na gönderdiği mektubuna el konulduğu aktarılmıştır.
* Afyon Ceza İnfaz Kurumunda idarenin İnfaz Hakimliği’nin kararlarına uyulmadığı, mahpuslardan M. S. K.’in idare tarafından iç çamaşırı verilmemesi hususundaki kararının İnfaz Hakimliği tarafından bozulan ve İnfaz Hakimliği’nin ‘İç Çamaşırı Verilsin’ kararına uyulmuyor.
 
* Bolu’da bir mahpus 2,5 yıldır telefon ve diğer görüşlerini öğleden sonra yapabilmek için pek çok dilekçe verdiğini ama bu mağduriyetinin dikkate alınmadığını aktarmıştır.
 
* Havalandırma kapılarının geç açılıp erken kapatılmaktadır.
 
* Mahpuslara gelen mektuplar ve kolilerin geç verildiği; gönderdiklerinin de postaya geç verildiği aktarılmıştır. Bir mahpus, 11.12.2020 tarihinde Şanlıurfa E Tipi Kapalı Hapishane’nde tutuklu bulunan yeğenine faks yolladığını ve 100 gün sonra faksın kendisine geri geldiğini aktarmıştır.
 
* 2016-2017 yıllarında mahpuslardan alınan radyoları hala verilmemiştir.
 
* İdarece belirlenen kanallar dışında hiçbir TV kanalının televizyonda verilmediği, TRT 6’nın bile yasaklandığı aktarılmıştır.
 
* Bir kadın mahpus 1,5 ay önce televizyon almak için bin 600 TL verdiğini ancak 3 dilekçe vermesine rağmen televizyonun getirilmediğini aktarmıştır.
 
* 21 Nisan 2021 tarihinde Isparta E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan Konya Ereğli T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na sevk edilen bir mahpusun Isparta Ceza İnfaz Kurumunun kurum kantininde almış olduğu televizyonuna el konularak Isparta Ceza İnfaz Kurumuna geri gönderildiği aktarılmıştır.
 
* Kantine satılan ürünler hem çeşit olarak az hem de fiyatları yüksektir.
 
* Yemek porsiyonlarının çok küçük olduğu, birkaç kişiye yetecek kadar yiyecek getirildiği ancak 10 kişilik koğuşa yiyecekleri dağıtın denildiği, yiyeceğin mahkumlara yetmediği, daha önce mahkumlara günde 2 ekmek verildiği ancak şu an günde 1 ekmek verildiği, mahkumların 3 öğün boyunca sadece 1 ekmekle yetinmek zorunda bırakıldıklarını aktarılmıştır.
 
* Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda pandemi bahanesiyle fotoğraf çektirmenin yasak olduğu aktarılmıştır.
 
* Gerek savcı gerekse cezaevi idaresiyle görüşmek istediklerinde sadece infaz koruma memurlarıyla muhatap olarak görüşebildiklerini, gardiyanların ve müdürlerin stresli hallerini sürekli mahkumlara yansıttıkları aktarılmıştır.
 
* Mahpusların oda değişim talepleri karşılanmamaktadır.

17 KİŞİ 10 KİŞİLİK ODADA

* Kurum odalarında kapasitesinden fazla mahpus bulunmakta; odanın 10 kişilik kapasiteye sahip olmasına rağmen 17 kişi kaldıklarını, 3 kişinin yan yana yatmak zorunda kaldığı mahpuslar tarafından aktarılmıştır.
 
* Telefon görüş hakkında, 3 kere çaldıktan sonra ailelerin telefonu açmaması durumunda telefonla görüş hakkının kullandırılmış sayıldığı aktarılmıştır.
 
* Kapalı görüşler de sadece 1 kişi ve 35 dakikalık bir süre ile sınırlandırılmıştır.
 
* Bir mahpus, arkadaş görüş hakkının kullanılması için isim yazdırıldığını ancak 3 görüşçü hakkının hiçbirinin kabul edilmediğini daha sonra bütün mahpusların infaz hakimliğini itirazda bulunduğunu bir kısım isimlerin kabul edildiğini, ismi yazdırılan birçok insanın ise itiraz sonucunun henüz öğrenilemediğini, kendisinin 8 aydır 3 görüşçü hakkının kabulünü beklediğini, bir arkadaşını kendisinin görüşçüsü olması için yazdırdığını sonrasında idarenin bu görüşçüyü kabul etmediğini ‘Örgüt içi haberleşme yapabilir’ şeklinde bir cevap vererek gerekçesinde ‘hakkında soruşturma olduğu’ şeklinde bir not düşüldüğünü ancak söz konusu soruşturmanın ne hakkında olduğunu belirtmediklerini aktarmıştır.”
 
Raporun son bölümünde, anayasa ve uluslararası sözleşmeler hatırlatılarak, şunlar belirtildi:
 
“* Hapishanelere bağımsız sağlık kurumlarının girmesine ve inceleme yapmasına izin verilmelidir. Hapishanelerin denetiminde başta meslek kuruluşları ve insan hakları örgütleri olmak üzere ilgili kuruluşların yer alacakları şekilde yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
 
* AİHS’in 14. maddesinde düzenlenen ‘Ayrımcılık Yasağı’ ilkesine göre ‘Bu Sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır.’
 
* Ailelerinden uzakta olan mahpusların, maddi koşullar ve hastalıklar nedeniyle gelemeyen ailelerine yakın hapishanelere nakil talepleri kabul edilmelidir.
 
* Hapishanelerde meydana gelen intihar vakalarının önüne geçmek için mahpusları ruh ve bedensel bütünlüklerine yönelik tehditler ortadan kaldırılmalı, insan onuruna yaraşır uygulamalar geliştirilmelidir. Gerekli önlemi almayan ve etkisi olan kişiler varsa etkin soruşturmalar yapılmalı ve yaptırımlar uygulanmalıdır.
 
* Hapishanelerdeki sağlık personeli sayısı arttırılmalıdır. Hastaların havasız, kışın soğuk, yazın sıcak ringler ile hastaneye sevk edilmesi, hastane önlerinde ringler içerisinde saatlerce bekletilmesi uygulamalarına son verilmelidir. Ağır hastaların ring araçları ile değil ambulansla hastanelere sevki sağlanmalıdır. Tek kişilik ring aracı tamamen kaldırılmalıdır.
 
* Hasta mahpusların revire çıkarılmaları, hastaneye sevkleri hızlandırılmalıdır. Teşhis, tedavi ve kontrollerinin uzman hekimler tarafından yapılması sağlanmalıdır.
 
* Kelepçeli muayene ve tedavi uygulamasından vazgeçilmelidir. Bu uygulama nedeniyle birçok hasta mahpusun tedavisi yapılamamaktadır.
 
* Türkiye hapishanelerinde bulunan hasta mahpusların acil ve kalıcı tedavileri yapılmalı, hapishane koşullarında tedavisi yapılamayan/yapılmayan hasta mahpusların da acilen infazları durdurulmalıdır.”