Akat: İki kutuplu hal diktatörlüğe götürür

Geçtiğimiz hafta cezaevinden tahliye olan Kürt siyasetçi Ayla Akat Ata, 24 Haziran seçimleri öncesi Türkiye’deki kutuplaşmaya dikkat çekerek, “Bu iki kutupluluk ülkeyi diktatörlüğe götürür” diye uyardı.

AKP hükümetinin Kürt siyasetçilere yönelik siyasi soykırım saldırılarında 2016 yılının Kasım ayında tutuklanan Kürt siyasetçi Ayla Akat Ata, 2017’nin Mayıs ayında tahliye olmuştu. 2018’in Şubat’ında tekrar tutuklanan Akat, geçtiğimiz hafta tahliye oldu. Akat, 24 Haziran seçimlerinin zindandaki yansımasını ve kendisi cezaevi ortamında olan HDP’nin cumhurbaşkanı Selahattin Demirtaş hakkında ANF’ye değerlendirmelerde bulundu.

ZİNDANLARDA DA GÜNDEM 24 HAZİRAN

Zindanlarda seçimlerin gözlemlendiği, yorumların yapıldığını ve sonuç çıkarıldığının bir gerçek olduğunu belirten Akat, Kürt halkının yaşamında zindan gerçekliğinin olduğunu kaydetti. Bu gerçeklik üzerinden düşünüldüğünde zindanların aynı zamanda mücadelenin bir alanı olduğunu söyleyen Akat, şu değerlendirmelerde bulundu: “Seçim de zindanlarda bir gündem olarak mücadele gerçekliği içerisinde ele alınıyor. Seçimler, sloganlardan yazılıp çizilen şiirlere ve makalelere kadar birçok gündemimize konu oldu. Bizlerde zindan alanında seçimle ilgili bazı materyaller çıkardık. Arkadaşlarımızın 24 Haziran seçimlerine dair hem ortak fikirleri hem de özgün fikirleri söz konusuydu.”

İKİ KUTUPLU HAL DİKTATÖRLÜĞE GÖTÜRÜR

24 Haziran seçimlerinin Türkiye’deki diğer seçimler gibi olmayacağının altını çizen Akat, şöyle konuştu: “Türkiye’de bir referandum yaşandı ve bir sistem değişikliği söz konusu. 24 Haziran seçimleri, aynı zamanda bu sistem değişikliğinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini ortaya koyacak bir seçim olacak. İki kutuplu bir hal Türkiye’de parlamenter sistemi ortadan kaldırarak yeni sistemin aracı haline getirilmeye çalışıyor. Ama Türkiye’de sadece iki kutuplu bir hal yoktur. Farklı düşünceler ve anlayışlar vardır. İki kutuplu düşünceyi açığa çıkaran Amerika’daki başkanlık sistemi kendi köklerinden var olmuştur. Dünyada ki diğer başkanlık sistemleri örneklerine baktığımızda çoğunlukla bu iki kutupluluk ülkeyi diktatörlüğe götürüyor.”

‘ZİNDANLARDAN HDP’YE ÖNERİLERDE BULUNUYORDUK’

Türkiye’nin bu haliyle var olması ve kendini ileriye taşıyacağı düşüncesi bu iki kutupluluğun bir diktatörlüğe evrilmesi noktasında bir ön bilgi olarak düşünülüp değerlendirilebileceğini ifade eden Akat, şu değerlendirmelerde bulundu: “Tabii bu düşünceler ekseninde yapmış olduğumuz tartışmalar var. Ama Türkiye halklarını için bir son çıkış olarak da değerlendirilebilir. Gerçekten demokrasiye inanan, onu kurumsal olarak var kılmaya çalışan STK’sından demokratik kitle örgütlerine kadar toplumun tüm örgütlü yaşamının bu konu üzerinde fikir yürüttüğü bir gerçek. Bizde halkın örgütlü yüzüne bakıyoruz. O örgütlülüğün açığa çıkarmış olduğu düşünceyi önemsiyoruz. Bu da Türkiye’de ciddi bir reddin ortada olduğunu gösteriyor. İktidar var, onun kurumsal yapıları var.”

Yasama, yürütme, yargı erkinin her ne kadar da bir olup buna ek olarak basının ve STK’ların ayrıca bir güç olduğunu değerlendirdiklerini aktaran Akat, şu ifadeleri kullandı: “İktidar şimdi hem basın ayağını bir havuz medya etrafında birleştirdi hem de STK’lar ayağını üzerinde baskı kurdu. Neredeyse muhalif düşünen tüm STK’lara yönelik gözaltı ve tutuklamalarla vermiş olduğu bir gözdağı var. Bizim baktığımız yer toplumun örgütlü yönü ve yüzüdür. Bu konuda da öncülük misyonu olan siyasi partiler vardır. HDP de kendisini bunlardan biri olarak görüyor. O nedenle belki bulunduğumuz alan itibariyle de, zindan alanında HDP’nin de önümüz dönem stratejisi, yoğunlaşması ve politikasına ilişkin ortaya koymuş olduğu duyguları, düşünceleri ve önerileri de yine siyasi partiye ulaştırma yönlü bir çaba içerisinde oluyorduk.”

DEMİRTAŞ, HALKIN İÇİNDEN BİR LİDER

Edirne Cezaevinde rehin tutulan cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın durumuna ilişkin de konuşan Akat, ülkeyi yönetenlerin bile cezaevi koşulları içerisinde bir seçim kampanyası yürütmenin mümkün olmadığını bildiklerini söyledi.

“Selahattin Bey’in kendisinin de ifade ettiği gibi, bir halka kendini alternatif olarak sunan lider vardır bir de halkın içinden çıkmış bir lider vardır. Aradaki fark budur” diyen Akat, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Halkla aynı şeyi düşünüyor, pratikleştiriyor ve savunuyorsanız bu sizi farklı kılar. Selahattin Bey dört duvar arasında olabilir, ama onun inanmış olduğu değerler olan demokratik ulus, ortak eşit bir yaşam her yerde savunulacak değerlerdir. Bunu inşa etmenin yolu yöntemi vardır. Daha fazla demokrasi ve cumhuriyetin demokratikleşmesi söz konusudur. Selahattin Bey’in inanmış olduğu değerler, bugün halk tarafından sokaklarda ve meydanlarda ifade ediliyor. Sandıkta da mührü vurulacaktır.”

‘HALKIN ÖNCÜLERİ ZİNDAN DA OLSA NE YAZAR’

Akat, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Selahattin Bey kendisini bu halka bir lider olarak sunmuyor, halk kendi içinden bir lider çıkarıyor. Türkiye siyaseti buna yabancı olduğu için bunu anlayıp kavrayabilmesi zaman alan bir gerçekliktir. Şu an eminim birçok stratejiysen bunun için kafa yormuştur, bunu nasıl yıkabiliriz diye. Ama Batman bugün buna en büyük cevabı vermiştir, öncüleri hepsi dört duvar arasında olsa ne yazar. Zindan ayağının ve halkın dışarıda bir arada olması çok açık bir gerçektir. Kaldı ki zindan da bir tek arkadaşımız, yoldaşımız kalıncaya kadar da hiçbirimiz özgür değiliz. Bu da bir gerçekliktir.”