Ankara Katliamı duruşması ertelendi, aileler tepki gösterdi

10 Ekim Katliamı Davası'nın duruşmasında mahkeme başkanına tepkiler yükseldi. Mahkeme başkanı, duruşmayı itirazlara rağmen 19 Mart’a erteledi.

Ankara Katliamı'na ilişkin firari sanıklar ve insanlığa karşı suçtan yargılanan sanık Erman Ekici yönünden devam eden davanın 9. duruşması Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri ve 10 Ekim Katliamı Davası Avukat Komisyonu’ndan çok sayıda avukatın katıldığı duruşmayı Halkların Demokratik Partisi (HDP), Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ile farklı sivil toplum örgütlerinden çok sayıda kişi takip etti.

Sanık Erman Ekici, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden bağlandı.

Dosyaya eklenen belgeleri açıklayan mahkeme başkanı, sanık Erman Ekici’nin dijital materyallerine ilişkin bilirkişi raporunun getirtilmesi için Antep'teki Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazılan müzekkereye henüz cevap verilmediğini belirtti. Ardından sanıklardan Muhammet Zana Alkan’ın eşi Büşra Şahin tanık olarak dinlendi.

Mahkeme başkanının yönelttiği sorularına yanıt veren Şahin, sanıklardan sadece eşi olan Alkan'ı tanıdığını ileri sürdü. 2014'te Mustafa Deniz Şahin ile görücü usulüyle evlendirildiğini ve 3 ay sonra zorla Suriye'ye götürüldüğünü anlatan Şahin, “Tabka'da 3 yıl yaşadım, Şahin ölünce eniştem Emrah Şahin beni zorla Muhammed Zana Alkan ile evlendirdi” dedi. Suriye’ye gitmeden önce Ankara’nın Şentepe semtinde yaşadığını belirten Şahin, “Suriye’ye Antep üzerinden geçtik. Eşim 3 ay sonra Kobanê’de öldürüldü. Eniştem Emrah Şimşek beni zorla Muhammet Zana Alkan ile evlendirdi. İkinci eşim de çatışmada öldü. 3 sene Suriye’de kaldım. Ablamın yanında kalıyordum. Ablam ölünce onun 3 çocuğunu ve kendi çocuğumu alıp, Türkiye’ye kaçtım. 2019 Şubat ayında Türkiye’ye yerleştim” dedi.

TÜRKİYE ÖZEL ARAÇLA TAŞIMIŞ!

Türkiye’ye gelmeden önce Roj Kampı’nda kaldığını belirten Şahin, “Kampta bulunan diğer kadınlarla kaçtık. Önce kaçak yollarla Irak’a geçtik. Oradan Türkiye Konsolosluğu tarafından özel araçla Habur Sınır Kapısı’ndan Şırnak’a, oradan uçakla Ankara’ya geçtik. Pasaportum yok” dedi.  Mahkeme başkanının “Telefon kullanıyor muydun?” sorusuna Şahin, “Birkaç kere Suriye’den Türkiye’deki akrabalarımda konuştum, yaşadığımı söyledim. Numarasını bilmiyorum” yanıtını verdi.

SANIK AVUKATININ KORKUSU

Ardından çapraz sorguya geçildi. 10 Ekim Katliamı Davası Avukat Komisyonu’ndan Senem Doğanoğlu, tanık Şahin’e “Verdiğiniz ifadede 2014 yılında Kilis’ten Suriye’ye geçtiğinizde bizi Selami Sertaç götürdü demişsiniz. Kim sizi karşıladı? Sadece siz mi gittiniz?” sorularını yöneltti.
Şahin, soruyu “Eniştem götürdü. Bizi karşılayanlar Arapça konuşuyordu. Hepsi erkekti, kadın yoktu. Sınırdan kaçak geçtik” diyerek yanıtladı. O sırada bir sanık avukatının “Hepsine cevap vermek zorunda değil, ifadesinin sonlandırılmasını istiyorum” diyerek araya girmesi üzerine salondan tepkiler yükseldi.
Daha önce duruşmayı terk eden mahkeme başkanı, dakikalar sonra salona döndü. Başkanın yaklaşımına vekiller de tepki gösterdi. HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ise, “35 yıllık avukatım böyle bir yargılama görmedim” sözleriyle tepki gösterdi.
Tüm itirazlara rağmen, mahkeme başkanı, iddia makamının mütalaasını dahi almadan tanığın gelecek celse yeniden hazır edilmesi kararı alıp duruşmayı 19 Mart tarihine erteledi.

 Salondakiler ayağa kalkarak sıralara vurdu, alkışlar ve yuhalamalarla heyetin tavrına tepki gösterdi.

AİLELER VE AVUKATLARDAN AÇIKLAMA

Duruşma sonrası aileler ve avukatlar adliye önünde açıklama yaptı. "10 Ekim'i unutma, unutturma" sloganları atılan eylemde konuşan Avukat Mehtap Sakinci Coşgun, "Bir arkadaşımızın 'Adalet istiyoruz' demesinin ardından salondan çıkarılmasına tanık olduk" dedi. Bunun katliamda hayatını kaybedenlere, ruhen ve bedenen yaralananlara, adalet talep edenlere yapılmış bir haksızlık olduğunu söyleyen Coşgun, "Mahkeme başkanının 'o çıkmazsa, ben gelmem' tavrını sizlerin takdirine bırakıyoruz. Bugün evladını yitiren bir babayı salondan çıkarmak, acısının yok sayılmasıdır. Bu katliamın nasıl yapıldığını söylüyoruz. Bu davanın daha güçlenerek, en az iki salonu doldurarak yapılmasını istiyoruz. Bu salonları yine adalet talebiyle dolduracağız" diye konuştu.
Avukat İlke Işık ise "Bugün yaşadıklarımız akıl alır gibi değil. 103 insanı kaybettik ve 697 katılanı var bu davanın. 5 buçuk yıldır ülkenin en büyük katliamının aydınlatılmasını istiyoruz. Adaleti gizlemek, gerçekleri yok etmek istiyorsunuz. Biz 5 buçuk yıldır azalmadık. Bir araya gelmekten vazgeçmeyeceğiz. Adalet demekten asla vazgeçmeyeceğiz. Bunları yaparak bizleri vazgeçireceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar” dedi.
Aileler, “Gün gelecek, devran dönecek, katiller halka hesap verecek” sloganı atarak adliye binası önünden ayrıldı.