Av. Özen: Tecrit Kürt sorununa bakıştır

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çeken Avukat Şivan Cemil Özen, İmralı’daki uygulama ile Kürt sorununa bakışın bir birine bağlı olduğunu söyledi.

Avukat Şivan Cemil Özen, devletin Kürt sorununa bakışını değiştirdiği oranda İmralı’ya da yansıttığını belirterek, Öcalan’dan politik anlamda intikam almaya çalıştığını kaydetti.

Avukat Şivan Cemil Özen, İmralı sisteminin hukuka bağlı olmayan keyfiliğin, devletin birinci dereceden hukuka uymadığının göstergesi olduğunu söyledi. İmralı’da kişiye özel bir rejim uygulandığını, ancak bunun tüm Kürtleri hedef aldığını kaydeden Avukat Özen, şunları söyledi: “Devletin Kürt sorununa bakış açısının gereğidir. Tecrit; izolasyondur, yok saymadır, yoksun bırakmadır, ötekileştirmedir. Mevcut durumu hukukla tanımlayıp izah edemeyiz. Mevcut tecrit hali, insanlık suçudur. Sayın Öcalan için 6 milyon insan siyasi irademdir, dedi. Barış ve demokratik çözüm için büyük çaba gösterdi, Dolmabahçe Mutabakatı’na kadar vardırdı. Devlet de bunu gördü ve görüşmeler yaptı. Şimdi avukatları, ailesi ve vasisi ile görüştürülmesi sadece ‘tecrit’ ile de anlatılamaz. Tecrit, hadi kalır. Bunun için Kürtlere bakış açısının tezahürüdür, diyoruz.”

CPT’NİN KARARI ÇELİŞKİLİDİR

CPT’nin tecrit konusundaki tutumunu eleştiren Avukat Özen, yaptığı ziyaretlerin sonucunu, raporunu bile açıklayamayan bir kurumun, güvenirliği ve tarafsızlığının tartışmalı olduğunu kaydetti. Güç dengelerine göre kendini konumlandıran bir kurumun bağımsız olamayacağını vurgulayan Avukat Özen, “Uluslararası güçlerin kendi çıkarları doğrultusunda yapmış oldukları politik manevralar ve lobiler sonrasında CPT gerçeği söylemiyor. CPT’nin sessizliği şu anda yüzlerce cezaevinde süresiz-dönüşümsüz açlık grevlerine girmelerine neden olmaktadır. Şu anda cezaevlerinde yüzlerce kişi, uygulanan ağır tecrit koşullarının derhal sona erdirilmesi ve devletin kendi hukukuna uyması için eylemde. Bunların içinde benim müvekkillerim de var” şeklinde konuştu.

BU TALEP MEŞRUDUR, HAKLIDIR

Toplumsal barışa, uzlaşıya, diyaloga davet edip İmralı’da uygulanan sistemin sona erdirilmesini talep etmenin, meşru ve haklı olduğunun altını çizen Avukat Özen, “Kardeşlik, eşitlik ve toplumsal barışa hizmet etmeyen uygulamalar kaybettirecektir” dedi.

LEYLA GÜVEN EYLEMİNDE KARARLI

DTK Eşbaşkanı ve HDP Milletvekili Leyla Güven ile yaptıkları görüşmelerde, moralinin oldukça yüksek olduğunu, eyleminin haklılığından güç kazandığını ve toplumsal anlamda başlatmış olduğu eylemin ve talebinin meşru zeminde tartışılması gerektiğini söyledi. Eyleminde kararlı olan Güven’in talebi yerine getirilmeyene kadar vazgeçmeyeceğini ifade ettiğini aktaran Avukat Özen, şunları paylaştı: “12 kilo kaybı var. Çokça mide krampları, baş dönmesi, göz kararması, yürümede güçlük çekmesi, ışık ve sese artık aşırı hassasiyet gösterilmesi, uykusuzluk şu anda en büyük şikayetleri. Leyla Güven, sağlık durumunu öne sürmüyor, tahliye talep etmiyor, çözüm istiyor, bunun için de tecridin sonlandırılmasını talep ediyor. Bir an önce talebi karşılanmalıdır. Demokratik bir hukuk devleti, bu meşru talebi karşılar.”

DEVLET KENDİ KURALLARINA UYMUYOR

Avukat Şivan Cemil Özen, İmralı sistemi ile Kürt sorununa bakışın bir birine bağlı olduğunu tekrarlayarak, son olarak şunları ifade etti: “Devlet, Kürt sorununa bakış açısını ne kadar değiştirirse İmralı’daki sistem de o kadar değişti. Hukuki olmayan bir siyasal bakış açısıyla karşı karşıyayız. Devlet hukuka bağlı olmak zorundadır. Bu nedenle devlet, İmralı’daki öç alma rejimine bir an önce son vermelidir. Devlet koymuş olduğu kurallara kendisi uymak zorundadır.”