Bakırhan: Çözüm için baş müzakereci ile oturup konuşun

HEDEP Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırkan, Kürt meselesinde çözümün adresi olarak İmralı’yı göstererek, “Çözümün yolu çok kolaydır. Kürtlerin baş müzakereci olarak gösterdiği Sayın Öcalan ile oturur konuşursunuz ve bu meseleyi çözersiniz” dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Îdir, Qers ve Erdexan ziyaretleri için yola çıktı.

Agirî’den yola çıkan Bakırhan ve beraberindekiler, Bazîd ilçesinde coşkuyla karşılandı.

Daha sonra Îdir’e doğru hareket eden HEDP’liler, kent girişinde sloganlar ve davul-zurna ile karşılandı.

KATLEDİLEN ÇOCUKLAR

Bakırhan, HEDEP il binası önünde halka seslenerek, Mêrdîn’in Qoser (Kızıltepe) ilçesinde 12 yaşındaki Uğur Kaymaz’ın 21 Kasım 2004’te evinin önünde katledildiğini hatırlattı.

Bakırhan şöyle konuştu: “Bugün Mardin’de 12 yaşında 13 kurşunla katledilen Uğur Kaymaz’ın ölüm yıldönümü. Uğur Kaymaz’ı, babasını ve yaşamını yitiren bütün arkadaşları saygıyla anıyoruz. Bize bu mücadeleyi anlatan, aşılayan insanlardan biri olan Medet Serhat da Kasım ayında katledildi. Bazen Kürt ‘sorununu çözdük, Kürt sorunu nedir?’ diye soruyorlar. Kürt sorunu 12 yaşında katlettiğiniz Uğur Kaymaz’dır, katletmekle yetinmediler daha bir hafta önce Uğur Kaymaz’ın mezar taşlarını da tahrip ettiler. Sadece Uğur’lardan korkmuyorlar, mezar taşından da korkuyorlar. Kürt sorunu nedir diyorsanız, kendi halinde yürekli aydın bir Kürt insanı olan Kürtlerin mağduriyetini dile getiren Medet Serhat ve şoförünün nasıl katledildiğini sormak lazım. Kürt sorunu Medet Serhat’tır. Kürt sorunu Mehmet Nuri Güneş’tir, Yaşar Akkuş’tur. Kürt sorunu yine defalarca yerine kayyım atanan, şu anda cezaevlerinde olan onlarca, yüzlerce arkadaşımızdır. Kürt sorunu bütün yakıcılığıyla devam ediyor. ‘Yok’ deseler de ‘çözdük’ deseler de, bu sorun demokratik bir şekilde çözülmediği müddetçe, mesele yasal ve anayasal bir güvenceye kavuşturulmayıncaya kadar bu soruna var diyeceğiz. Bu sorun devam ediyor.”

ERDOĞAN’A KİM İNANIR?

Erdoğan’ın “Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde herhangi bir leke yoktur” iddiasına yanıt veren Bakırhan şunları ifade etti: “Buna bu kadar bedel ödeyen, halen onlarca insanı cezaevinde olan Iğdır halkı inanacak mı? Buna Roboski aileleri inanacak mı? Bir gecede sivil onlarca insanımız katledildi. İnsanlar bu ülkenin tarihinde kara leke olmadığına inanacak mı? Ceylan Önkol’un ailesi acaba gerçekten inanacak mı? Ermeniler inanacak mı? Eşit yurttaşlık hakları tanınmayan, inançlarını özgürce yaşamayan Aleviler buna inanacak mı? Yıllardır OHAL rejimi altında yaşayan Kürdistan halkımız buna inanacak mı?  Hala yaylaları yasak olan Iğdır halkı gerçekten buna inanacak mıdır? Yüz binin üzerinde KHK ile işine son verilen, açlığa itilen KHK’li arkadaşlarımız buna inanacak mıdır? Peki defalarca partisi kapanan, milyonlarca Kürt buna inanacak mıdır? Iğdır’dan, İstanbul, Adana’ya kadar 30 milyonu aşkın açlık sınırı altında yaşayan, zar zor yaşamını devam ettiren Türkiye halkları, buna inanacak mıdır? Çöpe atılan bayat ekmeklerle, eski giysilerle yaşamını idame ettiren insanlar, gerçekten bu ülkenin tarihinin lekesiz olduğuna inanacak mıdır? Sanırım buna sadece Erdoğan ve etrafında bulunan bir avuç rantçı, çıkarcı, menfaatçi, onurunu ve kimliğini satanlar inanabilir.”

CUMHURİYETİN GEÇMİŞİ LEKELİ

Bakırhan, şöyle devam etti: “Kürt sorunu da var ve bu cumhuriyetin geçmişi de bayağı lekelidir. Bu lekeleri temizleyebiliriz, bu lekeleri yıkayabilir, ortadan kaldırabiliriz. Nasıl mı? Önce siyasi tutsakları serbest bırakarak, sonra Kürt halkının iradesine atanan kayyımlara son vererek, sonra 7’den 70’e her Kürdü potansiyel suçlu gören terörle mücadele kanununu değiştirerek, siyasi partiler yasasını değiştirerek yapabilirsiniz. Her seçime yeni bir amblem ve yeni bir partiyle giriyoruz. Bundan daha büyük bir kara leke var mıdır? Bilinçli olarak özellikle Kürt coğrafyasında kullanılan açlıkla terbiye etme politikasından vazgeçerek bu kara lekelerden kurtulabiliriz (…) Cumhuriyetin yüzyıllık Kürt karşıtı, Kürt inkarı üzerinde kurulan bu anlayışla mücadele etmediğiniz sürece bu kara lekeler büyüyerek devam edecektir”

KÜRT DÜŞMANLIĞI BUNLARIN KANINA İŞLEMİŞ

Filistin meselesine de değinen Bakırhan, özellikle AKP iktidarının iki yüzlü siyasetine dikkat çekti. Bakırhan,  “İkiyüzlü siyaset, Filistin için timsah gözyaşları döküyor. Filistin halkı için dökülen timsah gözyaşları doğru değil” dedi.

Rojava’daki işgalleri ve saldırıları hatırlatan Bakırhan, “Rojava’da hükümetin uyguladığı politika, katliam ve zulüm sivillerin katledildiği yaşam alanlarının bombalandığı tabloyu anlatmaya gerek yok. Bunlar sadece Türkiye’de değil Rojava’da da Kürt düşmanlarıdır. Bunlar sadece burada değil Süleymaniye’de Hewlêr’de de Kürt düşmanıdırlar. Kürt düşmanlığı bunların kanına işlemiş. Bu düşmanlıktan bir an önce vazgeçilmesini istiyoruz. Kürt düşmanlığından vazgeçmiş bir Türkiye bölgenin en güçlü ülkesi olur” dedi.

50 ARTI 1

Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ndeki 50+1’e ilişkin sözlerine işaret eden Bakırhan, “Küçük ortakla birbirlerine girdiler. Şimdi Erdoğan ve partisi bu 50 artı 1 için Türkiye’nin kurtuluşu demişti. Demokrasi gelecekti, barış gelecekti, kavga bitecekti, yoksulluk bitecekti. Aradan 5 yıl geçmeden küçük ortakla 50 artı 1 tartışması yürütüyorlar. Belli ki küçük ortağın bu kadar agresif olmasının bir sebebi budur. 50 artı 1’den vazgeçilince öneminin ve anlamının kalmayacağını düşünüyor” şeklinde konuştu.

Bakırhan, şunları ekledi:  “Bakalım aralarında nasıl çelişkiler, nasıl kavgalar çıkacak. Yani bunların 5 yıl önce kurtuluş olarak sundukları başkanlık sistemi şimdi yıkılmak üzere ve bizlere yerine yeni bir şeyler önermeye çalışıyorlar. Her seferinde bize kurtarıcı olarak sundukları bütün projeleri yerle bir oluyor. Çünkü içinde halk yok, demokrasi yok, emek yok, emekçi yok, işçi yok, farklılıklar yok. İçinde toplumun kendisinin olmadığı sistem ne olursa olsun şimdi başkanlık sisteminin tartışıldığı gibi tartışılmaya, yıkılmaya, yok olmaya mahkumdur.”

Rojava’yı model olarak gösteren Bakırhan,  şöyle konuştu: “Kürtler gerçekten mütevazi, iyilik sever, hak bilir, adil, eşit davranan bir yönetim anlayışına sahiptir. Bunun en iyi örneği Rojava’dadır, Kobanê’dedir. Ortadoğu’nun en gerici merkezinde Kürtler, Kürt kadınları bugün Arap kadınlarıyla birlikte meclislerde eşbaşkanlık yapıyorlar, Rojava’yı yönetiyorlar. Dünya’da şu anda umut olan tek devrim Rojava devrimidir. Adalet var, eşitlik var, farklılıklara inançlara saygı var, kadına saygı var. IŞİD’in geçtiği topraklarda bugün demokrasi eğitim, kültür, kardeşlik ve özgürlük yetişiyor. Bu vesile ile Rojava’da direnen dünya halklarına umut olan devrimi de Iğdır’dan selamlıyoruz. Bu kayyım zulmüne kesinlikle bu dönem başta Iğdır olmak üzere her yerde dur diyeceğiz. Bu talancıları, bu yolsuzluk ve hırsızlık yapan, Kürt düşmanı Ehmedê Xanî’nin ismini kaldıran, Celadet Alî Bedirxanların kütüphanelerini yıkan, bizim değerlerimizi yok sayarak Türk saymaya çalışan bu anlayışı en başta Iğdır olmak üzere Kürdistan coğrafyasından göndereceğimiz günler çok yakındır.”

ÇÖZÜMÜN YOLU KOLAY, ABDULLAH ÖCALAN İLE OTURUP KONUŞUN

İmralı’daki tecride de vurgu yapan Bakırhan şöyle konuştu:

“Türkiye’de mutlak bir tecrit var. Sayın Öcalan 3 yıla yakındır ailesi ile avukatlarıyla görüştürülmüyor. Sayın Öcalan bir birey değil bunu devlet aklı da çok iyi biliyor. Bu meseleye kafa yoran, ömrünün büyük bölümünü tek kişilik hücrede geçirdi ama her şeye rağmen demokratik ulus, demokratik cumhuriyet, ortak yaşam, eşit yurttaşlık fikrinin babasıdır. Emin olun en başta AKP iktidarı bunu çok iyi biliyor. Sayın Öcalan, 2015 yılında da çözüm olsun, barış olsun diye elinden gelen çabayı ortaya koydu. Kürt meselesi ikinci yüzyılda artık çözülmelidir. Kürtler ikinci yüzyılda artık katledilmesin, Kürtler demokratik haklarına kavuşsun, eşit yurttaş olsun, kayyım atanmasın cezaevlerine konulmasın. Çözümün yolu çok kolaydır. Kürtlerin baş müzakereci olarak gösterdiği Sayın Öcalan ile oturur konuşursunuz ve bu meseleyi çözersiniz. Halkımızı cezaevlerinde yaşanan tecrit politikalarına karşı hep birlikte durmasını istiyorum. Tecridi sonlandırmak aynı zamanda barış ve demokrasiyi getirmektir” dedi.

Bakırhan, konuşmasının ardından kent merkezinde esnafları ziyaret etti.