Barışa özgürlük, öğrencilere tahliye

Barış istedikleri için Erdoğan tarafından hedef gösterilen ardından da tutuklanan 14 Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi ilk duruşmada adli kontrol şartıyla tahliye edildi.

Türk devletinin Efrîn işgaline tepki gösteren ve "İşgalin, katliamın lokumu olmaz" diyen Boğaziçi Üniversitesi’nden 14’ü tutuklu olmak üzere 22 öğrencinin yargılandığı davanın ilk duruşması Çağlayan'da bulunan İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada tutuklu öğrencilerden İsmail Gürler savunmasında, Vatan Emniyet Müdürlüğü’nde çıplak soyulup darp edildiğini belirtirken, avukat Tora Pekin tutuklu öğrencilerden müvekkili Muhammed Bilgin’in de Gürler gibi aynı işkenceye maruz kaldığına dikkat çekti.

SALONDAN ÇIKARTILAN İZLEYİCİLERİN YERİNE JANDARMA OTURDU

Duruşmaya öğrencilerin ailelerinin yanı sıra HDP milletvekili Hüda Kaya, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Ali Şeker, HDP milletvekili adayı Ahmet Şık, sivil toplum örgütü temsilcileri, öğrenciler, yabancı heyetler ve çok sayıda kişi katıldı. Tutuklu ve tutuksuz tüm öğrencilerin hazır bulunduğu duruşmada izleyici tartışması çıktı.

Mahkeme Başkanı Erdoğan Şimşek, salonda ayakta bekleyen izleyicilerin dışarı çıkarılmasını isterken, avukatlar ve CHP milletvekilleri Ali Şeker ile Sezgin Tanrıkulu buna tepki gösterdi. Şimşek, CHP milletvekili Şeker'i de ortamı germekle itham etti. "Güvenlik ara koridoru boşaltmayana kadar gelmeyeceğim" diyerek salondan ayrılan mahkeme başkanı, yaklaşık 10 dakika sonra salona geri döndü. Bu olay sonrası izleyicilerin yer alması gereken sıralara cezaevi jandarmasının oturtulması dikkat çekti.

‘9 YAŞINDAKİ KARDEŞİM YERE YATIRILDI’

Duruşmada ilk olarak tutuklu öğrenciler savunma yaptı. Tutuklu Agah Suat Atay ve Berke Aydoğan suçlamaları kabul etmediğini dile getirdi. Ardından savunma yapan Şükran Yaren Tuncer, "Savaşa hayır barış hemen şimdi sloganı atılıyordu. Sloganı atan grubun yürüyüşüne dahil oldum. Attığım iki slogan var ‘Faşizme karşı omuz omuza ve savaşa hayır barış hemen şimdi.’ Darp edilerek gözaltına alındım. Evime yapılan baskında 9 yaşındaki kardeşim yere yatırıldı" dedi.

‘TEHDİT VE BASKIYA MARUZ KALDIM’

Öğrenci Zülküf İbrahim Erkol savunmasında, olay anında kütüphanede ders çalıştığını dile getirerek, gözaltında işkence gördüğünü vurguladı. Yusuf Noyan Öztürk ise savunmasında, şiddetin her türlüsüne karşı olduğunu vurgulayarak, "Darp edildim, işkence gördüm. Ailem ve ben tehdit ve baskılara maruz kaldık" dedi.

Emniyette verdiği ifadenin baskıyla alındığına dikkat çeken Öztürk, "Korkudan polisin bana söyletmiş olduğu bilgilerdi. Avukatta yönlendirdi. Emniyet sorgusunda verdiğim bilgilerin gerçek bir yönü yok" diye konuştu. Esen Deniz Üstündağ da savunmasında suçlamaları kabul etmediğini belirterek, beraatini istedi.

‘DÜNYANIN HER YERİNDE SAVAŞA KARŞIYIM’

Öğleden sonra devam eden duruşma, tutuklu öğrenci Sevde Öztürk’ün savunması ile başladı. Olay günü kütüphanede ders çalıştığını belirten Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Olay sırasında savaşa ve ölümlere karşı slogan atıldı. Atılan sloganlar siyasi düşünce kapsamında ele alınmalıdır; örgüt propagandası değildir. Bu iddialar nedeni ile "terörist" olarak yaftalanmayı kabul etmiyorum. Dünyanın her yerindeki savaşa karşıyım."

Öztürk’ün ardından söz alan öğrencilerden Kübra Sağır da "Ben de barışa vurgu yapan sloganlara dahil oldum. Herhangi bir örgütle bağım yok. 3 aydır tutukluyum. Bu süreç hayatımı olumsuz etkiledi. Bir dönem kaybettim. Kamuoyunda “terörist” diye lanse edildim. Beraatımı talep ediyorum" dedi.

‘ÇIPLAK BİR HALDE İŞKENCEYE MARUZ KALDIM’

Tutuklu öğrencilerden İsmail Gürler ise savunmasında, Vatan Emniyet Müdürlüğü’nde çıplak arama işkencesine maruz kaldığına dikkat çekti. Kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmediğini söyleyen Gürler, olay günü ders çalışmak üzere kütüphaneye gittiğini, slogan atıldığında duyduğunu, o noktaya gittiğini ancak sloganlara eşlik etmediğini, sadece izlediğini belirtti. O

Olay sonrası polisler tarafından okuldan alındığını, 2.5 saat ekip otosunda darp edildiğini aktaran Gürler, yaşadıkları şöyle anlattı: "Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde çıplak aramaya maruz bırakıldım. Bunun herkesin önünde kayıtlara geçmesini istiyorum."

‘EĞİTİMİM YARIM KALDI’

Daha sonra tutuklu öğrenci Muhammed Bilgin savunmasını yaptı. Kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmeyen Bilgin, beraatini istedi. Tutuklu öğrencilerden Deniz Yılmaz da suçlamaları kabul etmediğini belirterek, "Okulumuzda fikir tartışmaları olur. Ben hiçbir şekilde hukuksuz sıkıntı yaşandığına tanık olmadım. Yaşamım boyunca şiddet karşıtı biri oldum. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum" diye konuştu.

Daha sonra tutuklu öğrencilerden Enes Karakaş’ın savunmasına geçildi. Suçlamaları kabul etmeyen Karakaş savunmasında şunlara değindi: "İzinsiz masaya karşı insanlar tepki gösterdi. Ben de bazı sloganlara eşlik etmiştim. Masaya fiziksel saldırıda bulunmadım. Derslerime yetişmek istiyorum. Tahliyemi istiyorum" dedi.

ADLİ KONTROL ŞARTININ KALDIRILMASI TALEP EDİLDİ

Son olarak tutuklu öğrenci Mete Ulutaş iddiaları reddederek, "Mezun oluyorum. 3 dersim kaldı. Yüksek lisansa hazırlanıyorum. Şiddetin her türlüsüne karşıyım. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum" dedi.

Mahkemede tutuksuz yargılanan öğrenciler Eray Karabıyık, Onur Eren, Hamza Dinçer, Denizhan Eren, Kültigin Demiroğlu, Mustafa Ada Kök, Ali İmran Şirin de savunma yaptı. Suçlamaları kabul etmeyen öğrenciler, eğitimleri sekteye uğrattığı için adli kontrollerin kaldırılmasını isteyerek beraatlarını istediler.

14 ÖĞRENCİ TAHLİYE EDİLDİ

Öğrencilerden sonra avukatların savunmasına geçildi. Tutuklu öğrencilerden Muhammed Bilgin’in avukatı Tora Pekin, müvekkilinin savunmasında belirtmese de İsmail Gürler gibi İstanbul Emniyeti’nde çıplak aramaya maruz kalarak darp edildiğine dikkat çekti.

Duruşmaya verilen aranın ardından tutuklu bulunan 14 öğrenci adli kontrol şartıyla tahliye edilirken, tutuksuz yargılanan 22 öğrencinin karakola imza verme şartı kaldırılarak, yurt dışına çıkış yasağı verildi. Kararın ardından adliye önüne gelen izleyiciler hep bir ağızdan, "Direne direne kazanacağız" sloganlarını attı. Duruşma 3 Ekim 2018 tarihine ertelendi.